Maç heyecanıyla çok fazla uçlarda yorumlar yapıyoruz.
Bir hata yapan oyuncuya dümdüz gidiliyor, iki tane arka arkaya güzel savunma-hücum yapılınca direkt şampiyonluk adayı oluyoruz vs.
Basketbolu bilmemek ve/veya oynamamış olmaktan kaynaklanan yorumlar.
Oysa, (futboldan farklı olarak) anlık/periyotluk performansların basketbolda önemi o kadar çok ki. Maçın sonucunu da bu performanslar belirler. 45 cm çapındaki çembere 25 cm’lik topu sokma işi bu. Elin azıcık titremeye başladımı işler tersine döner. 20 sayıdan gelir maç alır ya da verirsin. Bu son derece olağandır basketbol için... Futbolda ise 0-3’ten maç çevirmek 20 yılda bir gerçekleşir örneğin.
O yüzden basketbol seyircisi de (tribündekini kastediyorum özellikle) futboldakinden farklı olmak durumunda...
Özetle futbol kafası ile basketbol izlememek lazım.
Takıma gelince; Alba maçı ile başlayan 10 kötü periyodun ardında Armani maçında iki iyi periyot oynadık. Potansiyeli olan bir takımız, asıl önemli olan top 8 ve sonrasında her şeyi mümkün kılabiliriz.