normal sezon sona ermişken itoudis’i değerlendirmek istiyorum. her koçun olduğu gibi kendisinin de artıları ve eksileri var, sezon başında çoğumuz ligi buralarda bitirmemizi bekliyorduk ve bize 8. olup playoff yapacağımızı söyleseler ,hele de geçtiğimiz sezondan sonra, sene başındaki kadroyu da kağıt üstünde değerlendirdiğimizde makul karşılardık. ama sezon dinamikleri, dorsey transferi gibi etkenleri göz önünde bulundurunca çok da makul bir yerde bitirdiğimizi düşünmüyorum.
artıları:
- son 10 yıldır euroleague’in en önde gelen takımlarından biriyiz ancak bu 10 sezonun hiçbirinde ilk 2 ayı bu kadar iyi oynamamıştık. özellikle de bu sezon gibi çok keskin değişikliklerle girdiğimiz sezonların hiçbirinde bu sezonki kusursuz başlangıcımızın yakınından bile geçemedik. itoudis’in sezon başı kampının da çoğunu kaçırdığını düşünürsek ilk 2 ay gerçekten mükemmel bir iş yaptı. diğer takımların da hazır olmadığını söyleyenler olabilir, ama bu konuda kimse bizim kadar dezavantajlı olamazdı hele de eurobasket varken. oyuncuların rollerini bu kadar kısa sürede belirleyip bu kadar çabuk performans alması hocanın en büyük artılarından.
- efes sadece son 5 yılda değil, yukarıda bahsettiğim 10 yıllık dönemdeki en büyük rakibimiz. geçen yıl aldığımız şampiyonluk dışında 5 yıl boyunca ezildik onlara. three peat hedefiyle başladıkları sezonda onlara bu denli üstünlük kurup onların hikayesini bitiren takım olmak da psikolojik olarak önemliydi. benim için çok büyük bir artı sayılmaz, efes’e 2 maçta da yenilip kaybettiğimiz çok daha basit maçları kazanarak 5. olmayı tercih ederdim ama ne olursa olsun yerel rekabette üstünlük kurması hocanın artılarından biri.
- bir diğer artı nigel hayes-davis. hepimizin, herkesin karşı çıktığı, manasız bulduğu bir transferdi hayes ve hiçbirimiz bir şey beklemiyorduk. ben pierre’le aynı tipte bir oyuncu olduğu için gereksiz görmüştüm bu transferi ama ikisini yan yana oynatınca takımın performansının çok artması ve sonucunda hayes’in resmen kariyerinin 2 gömlek üstünde bir oyuncuya dönüşmesi direkt itoudis’e yazar. kendisi bu transferi isterken bu kadarını bekliyor muydu veya hayal ediyor muydu bilmiyorum ama bu konuda gerçekten çok başarılı.
eksileri:
- hocanın benim gözümde özellikle de euroleague gibi bir ligde birinci eksisi %100 kazanılması gereken maçlarda (zalgiris, asvel, valencia, bologna, partizan, milano, kızılyıldız) gösterilen yetersiz performanslar. bu maçları kaybetmeyi, bazılarında varlık bile gösteremeyip bazılarında maç sonlarında koçtan hiçbir katkı alamamamızı kabullenemiyorum. euroleague’de bu maçları kazanamazsan uzun vadede başarılı olamazsın, ki biz de 4-5. olmak yerine 8. olarak bunun bedelini ağır ödedik. bu maçlardaki tutumu ve form durumu fenerbahçe seviyesine yakışmadı.
- büyük maçlardaki başlangıçlar .. bu sezon 2 olympiakos maçı başta olmak üzere içerdeki real ve barça, deplasmandaki milano gibi bizden kalite olarak daha iyi olan takımlara karşı bu saydığım 5 maçta da ilk çeyrekte çift hane, hatta bazılarında ilk yarıdan 20-25 sayı farklarla geriye düştük. yanlış beşler, konsantrasyon eksikliği vs. birçok nedeni var ama hepsinde maçlara bu kadar kötü başlamamız kabul edilemez.
- özellikle ilhan abi’nin sürekli altını çizdiği set konusu. tamam obradovic başka bir seviyede, bunu inkar kimse edemez ama bir takımın koca bir sezonda wilbekin ve guduric’in backdoor cut’ları dışında bir seti gerçekten olmaz mı ya? yani elbette dorsey, wilbekin, melih gibi şutörlerin perdeden çıkıp şut attığı setler var ama bunlar lise hatta ortaokul takımlarında bile var. sürekli ters eşleşme kovalayıp bire bir oynamakla veya motley’nin kısa devrilmeleriyle pozisyon bulmakla bir yere kadar. sezon ilerledikçe repertuvar da genişler diye düşünüyordum ama bu konuda hayal kırıklığı yaşadım.
- edwards ve calathes’in kullanımında da eksik veya yanlış bulduğum şeyler var. edwards’ın örneğin kızılyıldız ve valencia maçlarında hiç süre almamasını, bazı süre aldığı maçlarda 1-2 şut kaçırdıktan sonra hemen oyundan almasını yanlış buluyorum, her ne kadar birçok tercih hatası yapsa da. calathes’i de eski takımlarında sık sık kendinden çok daha kısa guardlara karşı post up oynarken görürdük, bizim gibi bu kadar fazla post up oynayan bir takımda bunu neredeyse hiç kullanmaması bence bir eksiklik.
- son olarak da özellikle çok fazla sakatın olduğu maçlarda motivasyonunun yetersiz olduğunu düşünüyorum. bunun için sakatlık sorunu yaşadığımız maçlardan önceki açıklamalarına bakmak da yeterli. takımın lideri daha maç başlamadan pes edemez.
biraz uzun oldu ama kendimce itoudis’in ilk sezonundaki artılarını ve eksilerini yazmaya çalıştım. illa ki yazmayı unuttuğum, aklıma gelmeyen veya bariz bir artı veya eksi olmasına rağmen benim göremediğim şeyler vardır. umarım gerekli dersleri çıkararak çok iyi bir playoff serisi oynarız ve en önemlisi sonraki sezonlara bu derslerin ışığında hazırlanırız.