yav başlayacam sizin her geleni 2 ayda paket etme sevdanıza artık. avrupada hoca kalmadı hala o gitsin bu gelsin. hepsi de fener bi kere de bizi denesin diye kapıda yatıyodu zaten. bartzokas gelsin abi bu da final fourda sıçıyor ya demeyeceksiniz sanki. dünyanın en klişe ve en boktan lafı ama hakkaten madem oturduğunuz yerden her geleni yollamak kolay bi tur da siz yönetin bakalım. eleştiriyi yapıp geçemiyo musunuz siz illa yollamak mı lazım? birazdan da efese bu maçı kaybedeceğimize aliağaya elenseydik falan diyecekler gelir. biraz da onları okuruz.
Yok. Kulübün geleneği oldu bu. Getir gönder, sök tak. Şampiyon olsa da, kupa kazansa da yapılacak bu, yapılmasa da yazılacak, gündeme gelecek... Hatta gelecek yeni hoca göreve başlamadan eleştirilecek. Giden için bir yıl sonra keşke gitmeseydi denip güzelleme yapılacak. Gözümüzün önünde Calathes örneği var, çok taze hala. O bile örnek olmuyor.
Yazılır çizilir, herkesin ifade özgürlüğü var. O sıkıntı değil. Sıkıntı olan, sosyal medyanın da etkisiyle bir süre sonra algıya dönüşmesi yazılanın çizilenin. Aksini söyleyemiyorsun, iddia edemiyorsun. Takımın başında henüz bir maça çıkmamışken bile Djordovic'in koç olmadığına karar verildi. Benzer şekilde Calathes'in de Yunan Erdal Koşan olduğu ilan edildi henüz tek bir maç oynamadan, yaz sıcağında klavye başında yazılarak çizilerek.
Son 10 yıl içerisinde şu özellik de yapıştı üzerimize:
Beklenti ne kadar düşük ise başarı geliyor... Beklenti ne kadar büyük ise faciayla nihayet buluyor. Tesadüf olmasa gerek...