İnsanlık tarihinin yüzlerce defa gösterdiği üzere yok sayılan ve ötekileştirilen insanlar ya da zümreler radikalleşir ve militarize olur. 3 Temmuz'dan sonra memleket sathında zirve noktasına ulaşan anti-Fenerbahçe dalgası bizi de böyle yaptı. Çileden çıktık, normal düşünemez hale geldik ve militarize olduk. Şurda bile en ufak şeylerde birbirimize giriyoruz. Futbolda olan bitenler bir tarafa Taurasi olayından Avrupa şampiyonu olan kadın voleybol takımının namağlup geldiği yarı finalde yapılan statü değişikliği ile Türkiye şampiyonu olmasının önüne geçilmesine kadar her boku yediler. Artık bıçak kemiğe dayandı. Sosyal medyada bizim taraftarlarımızın ve taraftar gruplarının paylaşımlarını gözlemliyorum, futbolcularımızın sahaya atlayan seyircileri dövdüğü enstanteneleri içeren illistürasyonları paylaşıyorlar, duvarlara boyuyorlar, hatta vücuduna dövme olarak yaptıranlar bile var. Militarize olduğumuzun birinci dereceden göstergeleridir bütün bunlar. Hülasa böyle giderse, Kadıköy'deki bir sonraki Trabzon maçı önceki Trabzon maçlarına benzemeyecek. Büyük hadiselere gebe, Hafazanallah ölüm vesaire olmasından çekiniyorum. Ve biz içinde bulunduğumuz günlerde radikal bir tepki vermezsek -bu maçlara çıkmamak olur, 2-3 yıl futbol faaliyetlerini askıya almak ya da benzeri bir şey olur- yine kabağı bizim başımıza patlatacaklar. Medya GS lobisinin elinde ve yine sosyal medya üzerinden Hitler'in propaganda bakanı Gobbels misali harıl harıl çalışarak algı oluşturuyorlar. Ahlak yok, etik yok, utanma yok, ar damarları çatlamış diyeceğim ama ar damarları bile yok. Ben artık Fenerbahçe'nin malum şehrin il sınırlarına girmesini istemiyorum. Geçtim Trabzonspor'u Galatasaray adı verilen ve her türden siyasal oluşuma eklemlenebilen örgütlü yapı ile de herhangi bir branşta maç yapmasını dahi istemiyorum. Atıyorum yarın sosyalistler iktidar olsun bunlar sosyalist olur, faşistler iktidar olsun faşist olurlar. Kim gelirse onun havasını çalarlar, omurga diye bir şey yok çünkü. Defalarca gördük.
Devam edersek bir şeylerin değişebileceğini düşünenlerin alttaki linkte paylaştığım videoyu izlemelerini isterim, özellikle de genç arkadaşların. Videonun eksikleri de var. 90'lı yılların başında 3-2 yenilmiştik orada, o maçın sonunda dahi Fenerbahçe ekmek arabası ile çıkabilmişti Avni Aker stadından. Her yaptıkları yanlarına kâr kaldı. Ceza almadıkça şımardılar, şımardıkça daha fazlasını yaptılar. Kurşun atmanın ötesi yoktur sanırım. Şöför kurtulmayıp otobüs yuvarlansa idi biz silahlı saldırı olduğunu dahi bilmeyecektik, kaza denilecekti.
https://www.youtube.com/watch?v=ro12d0rErwc&t=2sTürk sporunun Fenerbahçe ile devam edip etmeyeceğine Türkiye karar versin. Biz çıkalım bu bok kuyusundan. Kendileri artık el ele verip kutlama mı yaparlar, birbirlerini mi boğazlar oturup izleriz. Bize gelen taş, sopa, kurşun, bizim yokluğumuzda elbette başka bir tarafa kayacaktır. Ha kaymayacaksa da zaten 2 kupa var, birer birer paylaşsın GS ile Trabzon, veren versin belalarını...