Bende şöyle sorayım: 30 Mart 2012'de salon organizasyonu bilet işlerini Fenerbahçe yönetimine bıraksalar rakip Galatasaray olmasına rağmen aynı ambiyansın yarısı oluşur muydu?
Hatırlatalım: O sene Abdi İpekçi'de düzenlenen 8'li finallerin ev sahibi Galatasaray'dı. Bilet ve trübün yerleştirme işini de bizim Federasyon üstlenmişti. O gün orada o ambiyans oluştuysa Fenerbahçe yönetimine en ufak bir söz hakkı düşmediği içindir.
Tersini düşünsenize... O gün final 8'in ev sahibi Fenerbahçe olsa... Ülker Sports Arena'da oynansa ve bilet işleri bizim yönetime bırakılsa...
Sizce Fenerbahçe yönetiminin hedefi bu ambiyansın oluşması mı olurdu, yoksa Vakıf'a kaybettiğimiz final-four'daki ortama benzer bir şeyler mi?
Ve Fenerbahçe yönetiminin idaresinde maçın adı her ne olursa olsun, 30 Mart 2012 ambiyansının yakalanması mümkün müdür?
Benim bu minvalde anlayamadığım bir şey var
Misal ülker sports arena:
Toplam kapasitesi 15.000 kişi
Diyelim ki tepe tribün ve alt tribünler yarı-yarıya (locaları saymıyorum)
7500 kişilik üst tribün bileti var. Üst tribün pota arkası bileti ~20 TL, maraton ~30 TL
sayıyı bilmiyorum ama diyelim ki 500-500 toplam 1000 adet satılsın. 12.500 TL gelir ile 1000 kişi gelir
Bu biletler 10 ila 15 TL olsa ve 4000 adet toplam satılsa, o zaman toplam 50.000 TL gelir bırakan 4000 kişi gelir. 4000 kişinin yan tesislere de etkisi daha fazlar olur (yemek yer, çay-kahve içer) sahaya da etkisi daha fazla olur.
Müşterisiz meta daima zayidir. salonun fix maliyeti daima aynıdır. az seyirci sistemin hiç bir unsuruna fayda getirmez. madem dininiz imanınız para, taraftar falan umrunuzda değil, bari bu açıdan bakın.
Bunu söylemek garip ama ambiyans olarak Abdi İpekçi>Sinan Erdem>Ülker arena. Bu mentalite ile de oranın düzelmesi olanaklı görünmüyor