Fenerbahce ile ilgili 3 sey cok rahatsiz ediyor beni;
-100 kisilik kadro var ... Ozellikle orta saha .... yine genclere yazik olacak
-aldigimiz oyuncularin pozisyonunu devsirme meraki.. (aslinda aldim satamiyorum ne yapsam derdi bu...)
Forvetden devsirme defans, defanstan devsirme back ... sacmalik ustune sacmalik
-Altyapi diye afedersin gotumuzu yirtiyoruz... altyapidaki 19 yas gurubundan bir suru cocuk futbolu birakma durumunda bu sene oynatacak yer ve takim olmadigi icin. Ve bunu kimse konusmuyor bile. Yazik bu cocuklara.
Bu derece plansiz bir gemi nasil gider bilemiyorum...
Sevgili dostum benim büyüklerim efradını cami ağyarını mani derlerdi. Yani bir olgu/olay, durum ile ilgili düşünüyorsan/konuşuyorsan/planlama yapıyorsan onla direkt ilgili olan her şeyi (efrad) işin içine al, alakasız (ağyar) olan her şeyi dışarıda bırak…
Modern yönetim biliminde de böyle. Konuyla temel noktada alakası olmayan bir şeyi gündeme bile getirme diyor planlama yaparken. Bilimsel yönetim diye bir şey var; adamlar 1900’lerin başında bunları yazılı hale getirmişler. Aradan 120 yıl geçmiş biz hala alt yapı kaynaklarını, yetenek geliştirmeyi, oyuncu sağlığını, takım olgusunu geleceğe yönelik konuşamıyoruz. Feedforward diyor gavurlar, geçmişten ders alıp geleceğe yönelik yeni bir tutum oluşturma anlamında. Biz de hak getire böyle şeyleri. Ali Koç için formula 1 pilotu gibi demiştim kendi başlığında. Dön dolaş aynı hataları yapıyor adam. Biz sıradan taraftar da bu yönetim anlayışı yüzünden günlük meselelerin içinde (Vesely gidecek mi kalacak mı gibi) kayboluyoruz.
Mesut’un cuma mesajı, Tuğçe’nin görüş bildirmesi gibi konuya ağyar olan ne varsa onlarla uğraşıyoruz. Bunların neresi sportif alanla alakalı? Hiçbiri öyle değil mi?
Türkiye böyle yönetiliyor aslında, 1938’den beri. Spor kulüpleri de kaçınılmaz olarak böyle dolayısıyla… Ben Ali Koç’a o yüzden ümit beslemiştim. Koç Holding iyi bir model çünkü yönetim açısından.
Ancak çoktan beridir anladık ki Ali Koç ortalama bir taraftar refleksi ve becerisi ile yönetiyor kulübü.