Öncelikle ben size "siz" diye hitap ettim, siz bana "sen" diye. Bu yaklaşımınız hiç hoş değil. Üslup önemli bir husustur.
Daha önce yazdım muhalif bir micazım var ama bu mizaç sizin anladığınız türden bir muhaliflik değil, muhalefete de muhalifim. İnsanlık tarihi bugünlere geldiyse birilerinin ezberlere karşı çıkması ile geldi. Bugünkü gider başkası gelir, aynı şekilde devam ederim. Particilikle partizanlıkla bir işim olmadığı için memleketi terk etmek zorunda kaldım zaten. Açıkça sorayım, "Kimi koruyormuşum" bunu da açıktan açığa ifade edebilir misiniz? Kimciymişim ben, onu bir öğreneyim önce de meramımı anlatmaya çalışayım.
Üslupla ilgili bir diğer husus: "Korkuluklarla savaşıyorsun" iması muhatabına "delisin" demek anlamına gelir. Ben size herhangi bir hakarette bulundum mu ya da bu türden imalara giriştim mi?
Koç'a gelince. Yahu olan bilen ortada, adam ağzına yüzüne bulaştırdı her şeyi. Evet haklısınız Arda'nın erken gitme sebeplerinden biri de kulübün tutarsız yönetimi, Ali Koç'un yetersizliği ve beceriksizliği. Yazdık ya yukarıda ülke futbolu diğer olgulardan bağımsız değil, Ali koç da ülke futbolundaki vizyonsuzluğu gösteren bir ayna. Yani muhalif olduğum için Koç'u desteklediğimi falan mı düşünüyorsunuz? Kulübün İstanbul sözleşmesinden yana olmasını doğru bulduğum için Koççu mu oldum? Şu mevzuyu açar mısınız biraz daha lütfen.
Ama üstad, böyle yazmadın? Sağlık çalışanı filan bir şeyler söyledin. Kulüpler, futbolcular, ülkelerden azade yaşarlar genelde. Suudi Arabistan'da bir sürü yabancı futbolcu oynuyor, şer'î hukukla ne kadar muhatap oluyor? Ataşehir'in lüks sitelerinde yaşarken bu sorunların çoğunu hissetmezler bile. Sen ülke yaşanmaz olduğu topçular kalmıyor, gidiyor bak demeye getiriyorsun. Bunu sadece burada da yapmıyorsun. Ne bileyim Vargas bugün İtalya'ya gitse, işte KDV zammı geldi ne bekliyordunuz gibi şeyler yazacak gibisin üstadım.
Bunlarla, Fenerbahçe'nin durumu ve sorunları arasında direkt bir bağ göremiyorum ben. Ve Fenerbahçe'nin direkt sorunları dururken böyle şeyler söylemek, bana göre hedef saptırmaktır, bu da Ali Koç'u bilinçsiz olarak da olsa korumak anlamına geliyor.
Biz senin siyasi gündemin ile pek ilgili değiliz ama ben sana şunu söyleyeyim: İstanbul Sözleşmesi ile Fenerbahçe'nin filan bir alakası yok. Ben zamanında sana bunu söylerken, kulübün belirli bir görüşe angaje olduğunu eleştirmek için söyledim. Kulüp böyle şeylerle uğraştığı kadar sporla, takımla ilgilenmiyor dedim. GS'nin sözcüsü geçen sene çıkıp Taylan LGBT tişörtü giydi diye eleştirilince çıkıp bir sürü şeyler söyledi. O sene Galatasaray kaçıncı oldu? O adam aynı zamanda mason üstadıydı Türkiye'de mesela. Uğur Dündar'ın da geçmişi belli bu anlamda. Demek istediğimi anlıyor musun? Derdim senin siyasi görüşünle filan değil. İstanbul Sözleşmesinin iptali gerçekten ahmakça bir şeydi. Ama kulüpler işleri olmayan şeylere burunlarını sokarlarsa ya da siyaseten taraf haline gelirlerse, o burunları boktan çıkmaz. Fenerbahçe toplumsal muhalefet için yok, kupa kazanmak için var.
Benim söylediğim bu sadece benim üstad. Gerginlik çıksın diye söylemiyorum. Arda gitti diye üzülüyoruz, e gidecek tabii ülkenin hali ortada filan diyorsun. Ülkeden dolayı mı gitti, Ali Koç Jesus'a lafını geçiremediği için ve Jesus buna komplo kurup hazır değil falan filan diye oynatmadı diye hevesi mi kırıldı? Yeterli para mı verilmedi? Onu iki sene evvel oynatmayan hoca geldiği için mi istemedi?
Ortada bu çok somut ve net sıkıntılar varken bir futbolcu için son derece dolaylı şeyleri söyleyip e bu çok normal, gidecek tabii demek mantıklı değil.
Sen diye hitap etmem seni üzüyorsa kusuruma bakma ama öyle. Bana da sen diyebilirsin, mesele değil benim için. Forum ortamında insanlara siz diye hitap edemiyorum.