Gönderen Konu: Zeljko ''Legend'' Obradovic  (Okunma sayısı 427621 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #30 : 20 Haziran 2014, 15:36:27 »
Şu yazıyı 6.maçtan sonra yazmıştım. şurada da dursun, yeri burası. babaya selam, yola devam

Alıntı
Arkadaşlar,

koçluk basketboldaki en kilit ve zor pozisyonlardan biri
Fenerbahçe kulüp kültürü dünyanın belki de en zorlu çalışma ortamlarından biri

bu ikisi bir araya geldiğinde Fenerbahçe'de koçluk (veya teknik direktörlük) sportif görevler anlamında dünyanın en zor işlerinden biri.

Eleştirinin kıyasıya olduğu, başarıların sıradan başarısızlıkların ise doğal afet gibi olduğu bir ortamda 1 kişiye bütün takımı emanet ediyorsunuz ve sonuç bekliyorsunuz. O emanet ettiğiniz kişinin karakter itibarıyla bunu kaldırabilmesi lazım (bkz Zico, Aykut Kocaman, Aydın Örs) Bu noktalardan bakıldığında Zoc hariç Avrupa basketbolunda bize uyabilecek bir koç yok. Bu bence birinci gerçek.

İkinci gerçek, Fenerbahçe "Ülker" organizasyonunun halen daha idari anlamda oturmamış olması. İlk defa bu sene sponsorla yönetim tek isim üzerinde uzlaştı(Ahmet Özokur) Takımda 3 tane menajer-direktör tarzı adam var(dı) (NK, Mirsad, Renda) Hangisinin ne iş yaptığı belli değil. Yaptıkları tek iş konuşmak. Kaç defa Mirsadla Zoc'un saha içinde tartışmasına sahne olduk. NK ile ilgili muhtelif rivayetleri zamanında Kemal yazdı. Cenk Renda nispeten sessiz ama onun sahiden ne iş yaptığını bilmiyorum. Bilen varsa da aydınlatsın.

Hal böyle iken OBradovic sahadaki problemlerin yanısıra organizasyonun handikaplarının da bir numaralı müsebbibi oluyor. En basitinden 4 yabancı oynatma olayı: Kenarda 3 yardımcı+2 menajer var. Bunların görevleri zaten bu tip şeyleri takip etmek. Skorboardlar çalışır mı? Sayılar doğru yazılır mı? Fauller doğru yazılır mı? Kurallar uygulanır mı? Ama biz naptık? 4 yabancı üzerinde Obra maça odaklanmamış dedik.

Hepimiz bir yerlerde çalışıyor ve iş yapıyoruz. Kaçımız işi için karar vermek zorunda bilmiyorum. Ama karar verici pozisyonunda çalışanlar için verdikleri bir kararı doğru olduğuna inandıkları için verirler ve sonuç genelde 50% pozitif 50% negatif olur. Kimse karar verici olmak istemez, çünkü karar verici olursanız eleştirilirsiniz ve dengeniz bozulur.

Obradovic iyi bir sezon mu geçirdi? Ne beklediğimiz ile doğru orantılı olarak bence vasat bir sezondu. Vasat bir sezon olmasında muuhtelif etmenler vardır. Ama Cem'in dediği gibi "First of all, I want to congratulate Bandırma Kırmızı"dan ve play-offlarda maç dahi kazanamayan takımdan sonra şu sene final oynamak önemlidir.

Şu perşembe günü öyle de böyle de bir geçsin, ondan sonra uzun uzun yazarız. Hatta bir ara niyet etmiştik inşallah sezon başında koçu da ziyaret ederiz ve bir kaç dakika da olsa onu dinleriz. Ben Zoc'un Fenerbahçe basketbolu için şans olduğuna inanıyorum, inşaallah da uzun yıllar çok başarılı olacağız.

Son olarak koç çok sert diyenler için şunu söyliyim, koç bence gerçekten duygusal. Benim için sezonun Zoc anı, deplasmandaki Efes lig maçında (saat 17:00da oynanan maç) Bojan'ın çooook kötü oynadığı bir dönemde arka arkaya iki basketinden sonra Efesin mola almasından sonra neredeyse orta sahaya kadar gelip Bojana sarılmasıdır. Bu adamla oyuncuları arasında özel bir ilişki var. Biz işte maçı izlediğimiz camın arkasından veya salondan bunu anlayamayız. Bizim bu anlayamadığımız şey de Obradovic'i Obradovic yapan şeydir

selamlar
Okan
Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #31 : 21 Haziran 2014, 10:22:24 »
ÜMİT AVCI - ÖZEL RÖPORTAJ

Fenerbahçe Ülker’in başındaki ilk yılında hem Cumhurbaşkanlığı kupası sevincini, hem de lig şampiyonluğunu yaşayan Zeljko Obradovic, geride bıraktıkları sezonu MİLLİYET için değerlendirdi. Başarı kıstasının, koydukları hedeflere bağlı olduğunu söyleyen Sırp çalıştırıcı, “Sezonun bir kısmı iyi oldu, iki kupamız var. Ama Avrupa için daha yüksek hedefler gerekiyor. En önemlisi taraftarımız bize çok güveniyor ve bizim de onları sevindirmemiz gerekiyor. Salonumuzun dolu olması da önemli hedeflerden bir tanesiydi ve Euroleague’de bunu başardık. İnşallah önümüzdeki sezon da böyle olur, onların bize verdiği destek çok önemli. Daha yukarılarda olmamız için hep birlikte çalışacağız” dedi.

Sakatlıklar etkiledi
Euroleague’in ilk etabındaki başarıyı TOP 16’da sergileyememeleri nedeniyle ikinci tur öncesinde takviye yapmadığı için pişmanlık duyup duymadığını sorduğumuz Obradovic, “Kenan ve Vidmar gibi çok önemli iki ismin sakatlığı bizi kötü etkiledi. Talihsizlikti. Yoksa transfer yapmadığım için pişmanlığım yok. En iyi çözümü bulmaya çalıştık ama sezon içinde zor oluyor takviye yapmak” yanıtını verdi.

Kleiza’nın mazereti var
Sezonun en çok tartışılan isimlerinden birisi olan ve beklentilerin çok altında kalan Kleiza hakkında da yorum yapan deneyimli çalıştırıcı, “Oyuncular hakkında tek tek konuşmayı sevmiyorum, çünkü hepsi benim için değerli. Aldığımız başarılar da hepsinin sayesinde, yaptığımız hatalarda hepsinin rolü var. Kleiza’nın dizinde bir sıkıntısı vardı. Ben de mümkün olduğunca kendisine yardımcı olmaya çalıştım. Türkiye Ligi’nde daha az kullanıp, Euroleague’de enerjisini artırmak istedim. Ancak o sakatlığın kendisini etkilediği doğru. Bunun dışında karakter olarak, son derece sorunsuz, iyi bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

Öncelikleri basketbol olmalı
Gençlere verdiği sürenin dikkat çektiğini, Kenan, Melih, Berk ve Metecan gibi isimlerin gelecek sezon daha fazla sorumluluk alıp almamalarının, kendi ellerinde olduğunu söyleyen Obradovic, “Oyuncularıma yaz boyunca iyi çalışmalarını söyledim. Bireysel olarak çok çalışmalılar. Yeni sezonda daha iyi oyuncu olarak gelmeleri için bunu yapmalılar. Takımla çalışmak ayrı bir şey ama bireysel olarak çalışmak daha da önemli. Sonra ise özgüven. Sahada ne kadar vakit geçirirsen, onu da orada kazanırsın. Oyuncuların kendilerine ‘ben hayatta ne yapmak istiyorum’ diye sormaları gerekir. Motivasyon. Saatlerini, salonda geçirirlerse sorunları olmaz. Çok gençler, çok şey var önlerinde. Hayatta en güzel şeydir yaşamak, tabii ki öncelikler nedir. En güzel anlarını basketbol oynayarak yaşıyorlar bunu durdukları zaman hatırlayacaklar. Bu nedenle hep zihinsel olarak öncelikle basketbol olmalı” diye konuştu.

Bize de hakaret ediliyor

Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin Olimpiakos-Panathinaikos ve Kızılyıldız-Partizan rekabeti ile çok büyük benzerlikleri olduğunu belirten Obradovic, “Türkiye böyle büyük iki takımı olduğu için gurur duymalı. Bu tabii ki sadece spor konuşuluyorsa çok güzel ama sporun dışına çıkıldığında çok tatsız oluyor. Ben bütün final serisi boyunca duruşumu korudum. Hep basketbol konuştum ve taraftarlarıma da sağduyulu olmaları için çağrı yaptım. Herkes bunu yaparsa, basketbolu konuşmaya devam ederiz. Şu anda da sadece basketbol konuşmak istiyorum” dedi.

Yorum yapamam
Galatasaray’ın maça çıkmama kararı hakkında yorum yapamayacağını, ancak salonlarındaki güvenlik sıkıntısını kabul etmediğini söyleyen Obradovic, şöyle konuştu: Benim ülkemde de aynı şeyler yaşanıyor. Orada iki takım taraftarı da oluyor. Herkes çıkıp maçını oynuyor. Zaten tüm konsantrasyonun da bu olmalı. Ben de holiganlardan hoşlanmıyorum, bu kendi taraftarımız için de geçerli. Abdi İpekçi’ye gittiğimizde de bütün taraftarlar bize hakaret ediyor. Çünkü onlar için ben Fenerbahçe’nin antrenörüyüm. Ama ben kimseyi provoke edecek hareketlerde bulunmuyorum, kimseye yanıt vermiyorum. Sokaktaki birçok Galatasaraylı gelip fotoğraf çektiriyor. Bunlar normal.

Henüz planlarımızı yapmadık

Gelecek sezonun planlarına Pazartesi günü genel menajer Gherandini ve Ahmet Özokur ile birlikte  başlayacağız. Oyuncular burada oldukları için mutlular ama önemli olan kimin, bize destek verip, bazı şeyleri değiştirecek ruha sahip olduğu.

Agresif yapım sahada kalıyor

Özel hayatımda çok farklıyım. Neşeli bir insanım. İnsanları seviyorum. Açık söylemek gerekirse, bazen maçları tekrar izlediğimde ben bile kendime şaşırıyorum, neler yaptığıma inanamıyorum.

Diskalifiye doğruydu
Hayatımda ilk kez Türkiye’deyken diskalifiye edildim. Ama Galatasaray maçında yapmamam gereken tepkiyi gösterdim. Hakemlerin teknik faul kararları doğruydu. Haklı olduğum bir konuda, yapmamam gereken tepkiyi gösterdim. 2 bini aşkın maça çıktım, ilk kez atıldım. Oyuncularımdan da özür diledim. Kimseyle bir sorunum yok, sonuçta bir kural vardı ve uygulandı, ben de onları yalnız bırakmış oldum.

İnsanlar her şeyi görüyor
 Taraftarın sevgi gösterileri, futbol stadında bile lehine tezahüratlar yapılmasının çok gurur verici olduğunu söyleyen Obradovic, “Herkesin benim bu kulüp ve takım için her şeyi yaptığımı görüyor olması çok güzel. İnsanlar bunu çok kolay fark eder. Herkese teşekkür ediyorum ama her zaman benim değil, oyuncularımın ön planda olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Çevrimdışı Solamnus

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: istanbul
  • İleti: 1880
  • Cinsiyet: Bay
  • in zeljko we trust!
    • cemturk
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #32 : 21 Haziran 2014, 10:45:22 »
Sokakta Galatasaraylı taraftarlar fotoğraf çektiriyor cümlesi süper bence :)))

Çevrimdışı Bogdan Bogdanovic

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Belgrad/Sırbistan
  • İleti: 4489
  • Cinsiyet: Bay
  • Winner
    • KE_Billz
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #33 : 22 Haziran 2014, 17:53:29 »

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #34 : 22 Haziran 2014, 18:45:39 »
Oooo muhteşem yazmışsın gönül adamısın...

Çevrimdışı akarship

  • Üye
  • Yaş: 57
  • Yer: Mersin-İskenderun
  • İleti: 2165
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #35 : 22 Haziran 2014, 18:52:04 »
yine sert gelecek ama çok doldum ;
http://www.derinnba.com/index.php/derinanaliz/derinbakis/item/3366-obradovicin-yolu


Eline, klavyene, yüreğine sağlık Kemal, Semihi bekliyorum unutma bence Krsticden de daha faydalı olur da Ender kulübün kapısından giremesin lütfen yani :)

Çevrimdışı Bukefalos

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1175
  • Cinsiyet: Bay
  • RWB0 & SC30
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #36 : 22 Haziran 2014, 19:17:26 »
Ergin Beye gelsin
Ver Lester'e, yaz deftere

Çevrimdışı maliboz

  • Üye
  • Yaş: 50
  • Yer: istanbul
  • İleti: 182
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #37 : 22 Haziran 2014, 22:45:38 »

Çevrimdışı maliboz

  • Üye
  • Yaş: 50
  • Yer: istanbul
  • İleti: 182
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #38 : 22 Haziran 2014, 22:50:29 »
Ergin Beye gelsin


Obra cell  orta anten ergin den daha fazla alan kapsar yani ergini sarsıp ....... bir camiayı etkilemiştir.
« Son Düzenleme: 22 Haziran 2014, 23:38:21 Gönderen: Cem Ağrak »

Çevrimdışı Eto

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 34
  • Yer: Pendik-İstanbul
  • İleti: 772
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #39 : 25 Haziran 2014, 11:00:01 »
Bu video dursun burada. Ramazan'da tercümesini de yazacağım altına.

the best of obradovic
« Son Düzenleme: 25 Haziran 2014, 11:01:44 Gönderen: Eto »

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #40 : 01 Temmuz 2014, 17:28:43 »
reis ile anlaşalı tam 1 sene oldu.
umarım nice uzun yıllar beraber çalışırız
günahı sevabı ile güveniyorum koça...
yeni sezon gelmesi içinde sabırsızlıkla bekliyorum

Çevrimdışı Aaskın

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: Bursa
  • İleti: 271
  • Cinsiyet: Bay
  • Son sözümüz FENERBAHÇE
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #41 : 01 Temmuz 2014, 18:13:04 »
reis ile anlaşalı tam 1 sene oldu.
umarım nice uzun yıllar beraber çalışırız
günahı sevabı ile güveniyorum koça...
yeni sezon gelmesi içinde sabırsızlıkla bekliyorum
Tanışma yıl dönümü  şerefine gidip elini öpmek ve "Allah sizi başımızdan eksik etmesin hocam" demek isterdim. :)

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #42 : 01 Temmuz 2014, 18:41:14 »
Veteran sportswriter and Euroleague.net collaborator Vladimir Stankovic has been following the best basketball on the continent longer than almost anyone journalist, writing for decades about the sport in major publications in both Serbia and Spain. For the new 2010-11 season, he offers a blog that honors the history of European basketball - even while history keeps being made!

My entry this week is not a historic tale per se, but the man I will take about is historic alright. His name is Zelimir "Zeljko" Obradovic. He became a Euroleague champion for a record eighth time in his 19-year coaching career last week, after winning the 2011 Turkish Airlines Euroleague Final Four in Barcelona with clear superiority over Montepaschi Siena, in the semifinals, and Maccabi Electra, in the title game. Aside from his eight European crowns with four different teams, Obradovic has also won two Saporta Cups, which was the second-highest European competition some years ago. First, he won it with Real Madrid in 1997 against Mash Verona by 78-64 with a team featuring Dejan Bodiroga, Alberto Herreros and Joe Arlauckas just to name a few. In 1999, he won it again with Benetton Treviso against Pamesa Valencia by 64-60. The Benetton team featured Riccardo Pittis, Marcelo Nicola, Denis Marconato and Zeljko Rebraca among others. If European basketball awarded rings for the titles, Obradovic would have run out of fingers by now!

I admit that today's entry is a difficult challenge because almost everything is already known about Obradovic. I have known him for more than 30 years since his start as a player and, of course, as a coach. I have witnessed live nine out of his ten triumphs in Europe but despite all that, I cannot say that I know all his secrets, all the magic that surrounds him and that has turned him into the winningest coach in European ball, above legends like Aleksandar Gomelskiy, Pedro Ferrandiz and Aleksandar Nikolic.

Junior World championships of 1979

The name of Zeljko Obradovic appeared for the international audience for the first time in August, 1979. He was 19 years old and he had already been playing two seasons for the first team of Borac in his native Cacak, a town in the middle of Serbia about 150 kilometers Southwest of Belgrade. He entered, as point guard, a very good Yugoslav national team with Zoran Cutura, Goran Grbovic, Zoran Radovic, Emir Mutapcic, Milenko Savovic, Zarko Djurisic and Sabahudin Bilalovic. Yugoslavia finished fourth, as the best European team, after the USA, Brazil and Argentina. During the fall of the 1979-80 season, his Borac team, coached by the famous Professor Aleksandar Nikolic, played the Korac Cup. During the period between 1978 and 1980, the first connection between the famous coach and his future pupil took place. But before Professor Nikolic, two other men were key in the life of Zeljko Obradovic. Their names were Radmilo Misovic and Dragan Kicanovic, two great players from Cacak. Many things are known about the latter, he was a natural-born champion, a genius with a winning character like Obradovic, but Misovic is a legend only for the people of Cacak and those who remember the Yugoslav League of the late sixties and early seventies. Misovic was a great shooter, a scoring machine, and he was the best scorer of the then-strong Yugoslav League. But because of his mentality and way of living, when having to decide between his friends and fishing in the Morava River or the glory and the money of playing for Partizan or Crvena Zvezda, he chose the former. In the 1971-72 season, Borac had signed Kicanovic, a young super-talent formed in Zeleznicar, the other club in Cacak. The duo formed by Misanovic and Kicanovic during the last active season for the former worked wonders, and the logical thing was that the kids in Cacak chose basketball over other sports. Zeljko Obradovic was no exception…

Obradovic stayed in Borac during six seasons with good numbers (17.8 ppg in 1982-83 and 12.7 ppg in 1983-84, his last in Cacak). After every practice, a young Obradovic took notes on the session. At 22 years old, he was already coaching the 15-year-old team. In the summer of 1984, his idol and later great friend Kicanovic - who, of course, was also in Barcelona last weekend - had retired at 30 years old and, as Sports Director at Partizan, called him in to be a part of an important project. The following years that project would be completed with players like Zarko Paspalj, Vlade Divac and Predrag Danilovic and youngsters from the inferior categories like Sasha Djordjevic. Five years after arriving in Belgrade, in the spring of 1988, Obradovic would appear at the first Final Four of his total 13 as of today. Of course, he was a player in that one. Partizan finished the league of eight teams as first in the group with some unforgettable games. I would say that the eternal love between Partizan and its fans that is such a sports and social phenomenon in Europe was born that season with great games (and wins) against Maccabi, Barcelona, Aris and Milano. In the Final Four played in Ghent, Belgium, Partizan fell in the semis to Maccabi by 82-87 and then beat Aris for third place in an offensive display, 105-93.

A head coach overnight

Between the silver medal at the Seoul Olympics in 1988 and the gold medal at the 1990 World Championships in Buenos Aires, Obradovic had the worst year of his life. Because of a traffic incident and some problems with the military authorities, he missed the whole 1989 year, but his strong character helped him come out of it all even stronger. By the summer of 1991, he was a staple again in the national team for the Eurobasket held in Italy. He had gone through the first stage of preparation, but he had another destiny ahead of him. In a conversation with Kicanovic, still the Sports Director of Partizan, Obradovic learned about his friend's worries:

"I don't have a coach for next season" said Kicanovic.
"Well, I do have a coach for you" responded Zeljko.
"And who would that be?" asked Kicanovic.
"Myself," was the unexpected reply. It was indicative of the self-confidence, character and clear ideas of Obradovic.
He knew he would be the coach in the end, but at that moment, with the Eurobasket around the corner, not even Zeljko himself thought he would have to start right there.

After two weeks, Kicanovic called him and offered him the head coach spot with only one condition: Obradovic had to put an end to his playing career right there, right then. After thinking about it all night, Obradovic accepted. He sacrificed the European title and another full year as a player with good offers, to take an important, though risky, step.

In the 1991-92 season, he shared time at Partizan with Professor Nikolic, his mentor and consultant. He finished the season with the triple crown: league, cup and Euroleague in Istanbul with the famous three-pointer by Djordjevic against Joventut. Obradovic has never been selfish and he never forgets the people that helped him. At every chance he reminds everyone of the role of Professor Nikolic at Partizan; that Boza Maljkovic recommended him to Joventut when Maljkovic decided to stay in Limoges... He was a three-time European champ with Partizan, Joventut and Real Madrid when he accepted to be assistant coach for Dusan Ivkovic in the Yugoslav national team for the 1995 Eurobasket in Athens. Ivkovic is also a very important man in his career and life, to the point of being his best man, a very important relationship among Serbians.

Confidence on the stars

Since the start of his career as a coach, Obradovic had great players as the extension of his hand on court. His opinion is that he likes to have one or more superstars in his teams, players that know how to make the difference and decided games come crunch time. In Partizan he had Djordjevic and Danilovic. In Joventut he had Corny Thompson, Jordi Villacampa and the Jofresa brothers, Rafa and Tomas. In Real Madrid he had Arvydas Sabonis and Joe Arlauckas. In his various stints at Panathinaikos he has had legends under his orders like Bodiroga, Rebraca, Ramunas Siskauskas, Mike Batiste or, of course, Dimitris Diamantidis.

During the Final Four last week in Barcelona, Djordjevic and Bodiroga told me, in separate conversations, that Obradovic "plays chess" on the basketball court. When I told him about this comment made by two of his most well-known stars, Obradovic replied: "Yes, there's some parallel to chess, but also a difference. In chess you play and you decide, while in basketball it's the players who have to materialize your ideas on court. They are more important. I will be grateful to [Boridoga and Djordjevic] for the rest of my life because we understood each other with only one look, and also to many other players because of what they did for me."

Obradovic has some kind of power to make the best of his teams when money time rolls in. With Partizan he eliminated Kinder Bologna in Italy in the third and decisive game of the playoffs. With Joventut, he did the same, beating Real Madrid on the road. In Bologna in 2002, he overcame the homecourt advantage of Kinder in Bologna. In the season that just ended, he defeated the defending champs, Barcelona, with no homecourt advantage. With Panathinaikos, he has played 25 finals in 12 years! Oh yes, and he has won 21 of them!

Of course, there were some blank years, like last year when Panathinaikos didn't even make the playoffs, but he has unlimited credit and nobody even questioned him for the bad year. Obradovic enjoys his job, as well as his life. He has a lot of friends, many that remain since his childhood in Cacak, and he keeps them. He takes care of his friendships and never forgets people who helped him when he needed it the most. He is a loved man of whom everybody speaks nicely, even his sports enemies, those who after facing his teams normally have to shake hands with him, admitting defeat. In the end, I don't see any special secrets in his work. He does the same as many other coaches, only better.

euroleague.net den aldım . okuyanlar vardır mutlaka.
şurada bulunsun tekrar

Çevrimdışı Aaskın

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: Bursa
  • İleti: 271
  • Cinsiyet: Bay
  • Son sözümüz FENERBAHÇE
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #43 : 01 Temmuz 2014, 19:43:27 »
Hazır gündemdeyken forum olarak cumhurbaşkanı adayımızı belirtsek süper olur .

Çevrimdışı Samet_GFB

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 29
  • Yer: Ankara
  • İleti: 6856
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Zeljko Obradovic
« Yanıtla #44 : 03 Temmuz 2014, 02:17:18 »
Obradovic resmi imzayı 3 temmuzda atmıştı yanlış hatırlamıyorsam 1 sene oldu vay be ...