maçtan beri ilk kez bilgisayar başındayım.
maça kaybedeceğimizi bile bile, tüm şartlarımı zorlayarak kendi adıma büyük fedakarlıklar yaparak gittim.
ve maçın daha hemen başında gördük ki, takımımız, bizler kadar önem atfetmemişti bu maça, neredeyse her kupa maçında olduğu gibi.
son 5 dk haricinde tüm maçı uyuşuk bir ruh hali ile oynadılar, baştan sona. belki yacoubu istisna tutulabilir sadece.
daha önce çok kişi yazmış ama birsel maalesef artık bir ışıldan üstün bir oyuncu değil, son iki yıldır zaten görüyorduk bunu ama bu maçta tamamen tescillendi bence.
birseli izlerken hem kızdım hem üzüldüm. birsel hem savunma yaparken hem de hücum ederken o kadar yalandan oynuyor ki, ne savunmada rakibine yapışıp, onu geçmesini, oyun kurmasını engelleyebiliyor, ne de hücumda, dribbling ile rakibini geçebiliyor, ne şutuna güveniyor, ne tempoyu yükseltip, angel&cappy'nin üstün yönlerini öne çıkartabiliyor. gerçekten düşünüyorum, birsel ne oynuyor, takıma ne veriyor diye, neredeyse hiçbir şey yok.
angel ve cappy ikilisini birbirlerinden ayırmak istemiyorum, onlar birsel gibi bitik değil, yapabilecek çok şeyleri var ama onlar da fiziken sahada olmalarına rağmen, ruhen teşrif etmemişlerdi. bunca yıldır fenerbahçede oynayan bu iki hanımefendinin bu maçın önemini bilmiyor olmaları mümkün değil. demek ki çok gerek görmediler bu maçı kazanmaya, gerçi angel güzel bir turnike sonrası tribünleri coşturdu ama ben aynı salonda aynı sahneyi taurasili galatasaraya karşı kaybettiğimiz cumhurbaşkanlığı maçında da görmüştüm. o maçı da kaybetmiştik. zaten o maçla hemen hemen aynı senaryoyu oynadık.
karşımızda baştan sona inanmış, tüm ciddiyetiyle oynayan bir rakip varken biz o maçta da aynı şekilde maçın başında geriye düşüp maç boyunca yakalamak için çırpınmıştık.
uzunlara çok kızamıyorum, vera, q, yacoubu en azından kendi pozisyonlarındaki oyunculara yenilmediler. vera daha isabetli oynayabilirdi ama şu oyun içerisinde kötüler içinde ona sıra dahi gelmiyor.
Esmeral için bir şey yazmak istemiyorum, basketbol onu bırakmış, o da basketbolu bıraksın.
ve tabi ki koçumuz olacak beyefendiye de bir kaç kelam etmek lazım.
sene başından beri bu takıma ne oynatmak istiyor bilemiyorum ama onun kafasındaki her neyse bu takım o oyunu ya oynamıyor, ya da oynayamıyor.
taraftar olarak rakibimizden kalabalıktık ve daha da motiveydik.
maç boyunca desteğimizi verdik, ama taraftar da insan, sen tribünde yırtınırken bu desteğinin karşılığını sahada mücadele olarak göremeyince sinirleri bozuluyor insanın. ve tamamen oyuncularının ciddiyetsizliğinden senden kadro olarak bariz daha geride olan bir takıma karşı maç boyu yenik oynamak, dönmeyeceğini hissederek (çünkü sahada savaşan bir takım yok) desteğe devam etmek çok da kolay değil.
neticede alışılmış bir yenilgi oldu bizim için maalesef.
umarım kadro olarak bu kadar üstünken, ligi vermek gibi bir hataya düşmeyiz.
ama bu takımdan ve koçtan her şey beklenir.