Gönderen Konu: Fenerbahçe Ülker Euroleague (2014-2015 Sezonu)  (Okunma sayısı 860017 defa)

0 Üye ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Civa

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: Turkiye
  • İleti: 1429
  • Cinsiyet: Bay
  • Arif
    • twitter.com/arifcakir13
İlk tur grubunda 2.olmakla 3.olmak arasındaki fark nedir izah edebilir misiniz?
Gerçekten burda aman 3.olmayalım 3.olursak çok felaket gruba düşeriz 2.olalım da rahat gruba düşelim gibi bir durum mu vardı?
öyle bakarak her başarıya bir kulp takarsin. Gecen haftaki nizny maci hedef mac degil miydi ona ne diyeceksin?

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Bu arada surekli yapilan bir yanlisi duzeltelim: "looser" degil, "loser" olacak dogrusu.  Looser "daha bol" manasina geliyor. 

Çevrimdışı sambaras

  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: Ankara
  • İleti: 203
  • Cinsiyet: Bay
öyle bakarak her başarıya bir kulp takarsin. Gecen haftaki nizny maci hedef mac degil miydi ona ne diyeceksin?
Her zaman her şeye fazla iyimser baktığım söylenen benim için başarıya kulp takma ifadesi kullanıldı ya ne diyeceğimi bilemedim ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum.:D

Grubun en zayıf takımı Nizhny maçı mıdır baz alacağımız maç? Top 16'da her maç önemli her maç hedef maç zaten. Ama bazı maçların baskısı daha yüksek, karşındaki rakibin gücünü de dikkate almak lazım.

Misal eğer hedef Top8 e 2.sıradan girmekse ki öyleydi Nizhny maçı sadece bir araçtı zaten alınması gereken bir deplasman rotasıydı Top8 için,ama dünkü maç 2.lik için doğrudan hedef maçtı.

He özel olarak kendine Nizhny maçını baz alıp hedef maç gören taraftarın da hedefi muhtemelen fazla yüksekler değildir. Onun için dünkü yenilgiyi doğal karşılamanızı yadırgamadım şimdi.

Eğer öyle bakarsak her başarıya bir kulp takarsın lafını kullanabildiğinize göre, ters mantıkla bu şekilde bakarak her başarısızlığa da sizin mutlaka bir bahane bulabileceğinizi söylemekte bir sakınca yoktur sanırım ki zaten kaç senedir aslında ben de dahil taraftar olarak tek yaptığımız iş başarısızlığa bahaneler üretip diğer seneyi düşünmek.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay

Kaç senedir henüz bir ekol değiliz mantığı var, bu sürdükçe zaten hiçbir zaman ekol olamayacağız, çünkü kazanmamak için sebepler hazır bekliyor, kazanamadıkça da hiçbir şey olmaz


Uzerinde durdugun kavramlar hep birbirine gecmis.  O karisikligi duzeltmeden; ne manalara geldigi ile ilgili somut bir tanim vermeden, buradan saglikli bir diskur cikmasina imkan yok. 

Ama ben en cok yukaridaki cumleye takildim.  Buyuk bir rakibe karsi kazanmakla ekol haline gelmek arasinda direkt bir baglanti kurmussun sanirim.  Ekolun onunla alakasi yok bence.  Olympiakos hususunda dedigin sey ise daha baglantili (sifirdan takim kurmalarina ragmen hala daha basarili olmalari).  Ben 90'larda Olympiakos'u izlerken, adamlar Avrupa Sampiyonlugu'na giderken, biz Murat Ozgul ile mucadele veriyorduk. 

Surekli kazanmakla ekol haline gelinir demissin.  Dogru ama eksik...  Ekol olmaya giden yolu ihmal eden bir ifade, ki zaten hayati onemi haiz olan nokta da o yol...  Eger bu olumsuz ve sabirsiz tavri bir kenara birakmaksak, COK ZOR BIR SURECIN ARDINDAN girdigimiz o yoldan cikmak COK KOLAY. 

Çevrimdışı sambaras

  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: Ankara
  • İleti: 203
  • Cinsiyet: Bay
Uzerinde durdugun kavramlar hep birbirine gecmis.  O karisikligi duzeltmeden; ne manalara geldigi ile ilgili somut bir tanim vermeden, buradan saglikli bir diskur cikmasina imkan yok. 

Ama ben en cok yukaridaki cumleye takildim.  Buyuk bir rakibe karsi kazanmakla ekol haline gelmek arasinda direkt bir baglanti kurmussun sanirim.  Ekolun onunla alakasi yok bence.  Olympiakos hususunda dedigin sey ise daha baglantili (sifirdan takim kurmalarina ragmen hala daha basarili olmalari).  Ben 90'larda Olympiakos'u izlerken, adamlar Avrupa Sampiyonlugu'na giderken, biz Murat Ozgul ile mucadele veriyorduk. 

Surekli kazanmakla ekol haline gelinir demissin.  Dogru ama eksik...  Ekol olmaya giden yolu ihmal eden bir ifade, ki zaten hayati onemi haiz olan nokta da o yol...  Eger bu olumsuz ve sabirsiz tavri bir kenara birakmaksak, COK ZOR BIR SURECIN ARDINDAN girdigimiz o yoldan cikmak COK KOLAY. 
Hayır ben ekolü hiçbir yerde tanımlamadım abi hangi kavramlardan bahsettiğini de anlamadım bu yuzden.
Sadece ekol olmamanın kaybetmeye bahane olarak gösterilmesinden artık sıkıldım. Sürekli kazanmakla ekol haline gelinir diye bir şey demedim ben. Ekol olmaya çalışırken illa kaybetmek zorunda da değiliz dedim. Vurguladığım nokta tamamen buydu. Yoksa ekol tanımına girersek işin içinden çıkamayız uzar da uzar gerek de yok.

 Taraftarın sürekli bir şeyleri erteliyor olmasını, her şeye bahane bulup umutlarını hep ilerisi için düşünmesini yanlış buluyorum. Mahmut Uslu'nun Tanjevic'in yaptığı işlerdi bunlar. Başımızda Obradovic var. Avrupa'nın en iyi koçu var hedefleri küçültmenin anlamı yok.

Çevrimdışı Bogdan Bogdanovic

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Belgrad/Sırbistan
  • İleti: 4489
  • Cinsiyet: Bay
  • Winner
    • KE_Billz
Winner ve loser kavramları olaya hangi açıdan baktığınızla alakalıdır. Neye göre winner, neye göre loser ilan ediyoruz önce bunu açık bir şekilde ortaya koymak lazım. Şartlar bu kavramların etiketlerini acımasız bir şekilde değiştirir.

Ben yine en iyi bildiğim konudan örnek vereceğim ;

Flip Saunders, Pistons'ın başında üst üste 3 konferans finali gördü. Loser damgası yedi. Konferans finali başarı değildir denilerek kovuldu. Zira takımı aldığında son 2 sezonda, 2 NBA finali, 1 şampiyonluk vardı.

Stan Van Gundy, bu sezon takıma play-off yaptırıp, ilk turda elense bile, winner ilan edilecek zira takım son olarak 2009'da play-off gördü.

Aradaki ince detaya vurgu yapmak istiyorum. Saunders'ı loser ilan eden sistem, onun çok altında bir seviyede elenecek olmasına rağmen, Van Gundy'i winner ilan etmeye hazırlanıyor.

Tüm bunların dışında ;

Fenerbahçe Ülker'i, winner ya da loser ilan ederken, hangi verilere göre bunu yapıyoruz. Eğer takım bu gruptan çıkarsa yine loser diyecek miyiz. CSKA ve Oly maçlarını kaybederek gruptan çıkmak bizi loser mı yapar. CSKA ve Oly maçlarını kazanıp gruptan çıkamamak hangi etikete girer mesela.

Bu grupta önemli olan kimleri yenerek mi çıktığındır yoksa ne yapıp edip çıktığın mıdır ?
« Son Düzenleme: 17 Ocak 2015, 22:55:05 Gönderen: Chauncey Billups »

Çevrimdışı sambaras

  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: Ankara
  • İleti: 203
  • Cinsiyet: Bay
Önemli olan gruptan 2.çıkmaktır yani en azından hedef buydu. Bu hedef doğrultusunda da evindeki CSKA ve Oly maçları doğrudan hedef maçlarıdır. CSKA yenilgisi kabul edilebilirdir, kimse bir şey demez. Ama kabul edilemeyen aldığımız maçı vermiş olmamızdır.

İkisinde de aldığımız maçı vermedik mi? Dün son 2 dakikada üst üste kaç tane olmayacak şey oldu da kaybetmedik mi? Bu tesadüf müdür?
Son olarak loserlığın tanımını yapmıştım ama görmedin sanırım abi. Loserlık bana göre, tamam bu maç o maç mutlaka almam lazım yoksa bu hedef olmayacak dediğin, baskının çok yüksek olduğu bir nevi final maçlarını alamıyor olmandır, böyle maçlarda basiretinin bağlanıyor olmasıdır. Bu konuda da Spahijalı 2 seneyi örnek olarak vermiştim. Geçen seneki Milano maçı da öyle hatta.

Çevrimdışı Umut

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: Berlin
  • İleti: 4575
  • Cinsiyet: Bay
  • 1899
Dünkü Oly maçı final maçı mıydı? Şu takıma 'loser' deyip durmayın artık, sıkılmaya başladım. "Bu maçı almak lazımdı" minvalinden eleştirmek başka, "biz 'loser'ız" demek başka. Desteklediğiniz takımı aşağılamayın artık.
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı Bogdan Bogdanovic

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Belgrad/Sırbistan
  • İleti: 4489
  • Cinsiyet: Bay
  • Winner
    • KE_Billz
Ben genel olarak yazmıştım kimseyi hedef alarak değil.

Bende şunu söylemeye çalışıyorum, loser'lık ya da winner'lık, bu bakış açısına göre değişkenlik gösteren bir kavramdır. Sen sana göre olanını söylüyorsun ve bunun üzerinden gidiyorsun. Bir başkası kendi açısından bir tanım koyuyor ve onun üzerinden gidiyor. Kimsenin bakış açısı ya da tanımı bu noktada mutlak doğru olarak kabul edilemez.

Verdiğim örnekte bir açmaz var, şartların oluşturduğu etiketler, bu açmazı bana açabilirseniz eğer, belki Fenerbahçe Ülker'in durumu daha net analiz edebiliriz.
« Son Düzenleme: 17 Ocak 2015, 23:33:26 Gönderen: Chauncey Billups »

Çevrimdışı sambaras

  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: Ankara
  • İleti: 203
  • Cinsiyet: Bay
Dünkü Oly maçı final maçı mıydı? Şu takıma 'loser' deyip durmayın artık, sıkılmaya başladım. "Bu maçı almak lazımdı" minvalinden eleştirmek başka, "biz 'loser'ız" demek başka. Desteklediğiniz takımı aşağılamayın artık.
Sürekli beklenti düşürerek, bir şeylere bahane üreterek aslında olabilecek sınırsız şeyi olamaz kılan, sınırlayanlar aslında takımı aşağılıyor. İşin kötüsü herkes de bunu kabul etmiş. Kimsenin canını sıkmaya niyetim yok. Forumunuzda mutluluklar umarım istediğiniz türde yorumlar görmeye devam edersiniz.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Sürekli beklenti düşürerek, bir şeylere bahane üreterek aslında olabilecek sınırsız şeyi olamaz kılan, sınırlayanlar aslında takımı aşağılıyor. İşin kötüsü herkes de bunu kabul etmiş. Kimsenin canını sıkmaya niyetim yok. Forumunuzda mutluluklar umarım istediğiniz türde yorumlar görmeye devam edersiniz.

Bizim beklenti dusurmemiz ile takimin performansi arasinda ne iliski var?  Bizim yarattigimiz enerji, evrende yayilip, takima mi yansiyor diyorsun?  Saka bir yana, beklenti dusurmekten ziyade bizim takimla ilgili tek sorun beklentiyi yukselten, sabirsiz taraftar profili.  Zaten Umut'un surekli soyledigi seyleri ben cok mantikli buluyorum.  Top 16'ya 3 veya 4. olarak kalip, taraftardaki beklentilerin dusuk olmasini arzu etmisti.  Hak vermemek elde mi? 

Çevrimdışı smith jr

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 5113
  • Cinsiyet: Bay
    • gfburakkk
Şunu hiç anlamıyorum Can geldi Serhat geldi Semih geldi Melih var Kenan var Oğuz var va neyse EL'de abartısız resmen sadece Zisis,Bogdan,Gou,Bjelica,Vesely ile oynuyoruz bunların arasına Emir katıldı sadece. Bakıyorsun Hickman Zoric ortada yok Kenan eh arada giriyor Zisis ile birlikte katkıları sıfıra yakın . Bence en azından her maç 12 atacak bir skor potansiyeli olan ve çok kötü savunma yapmayan olgun oynayan Melih hiç ortalarda yok keza takıma her maç 4 5 dakika monte edilip direnci yukarı çekebilecek olan Serhat hiç yok . Oğuz bazen 15 dakikayı 20 dakikayı Görüyor bazen hiç yok keza Semih 5 6 dakika oynuyor bir çıkıyor adam daha yok .
Arkadaşlar işin özü şu ki 6 Kişilik rotasyonla hiçbir yere va ra ma yız!!
Obra bu Oyuncuları bi şekilde yavaş yavaş takıma kazandırmalı ve her maç en az 8 9 oyuncuyla birlikte oynamalıyız ki oyuncular hem fiziksel hem mental olarak maç içinde güçlü kalsınlar . Bu saydığım 6 adam o kadar çok sahada kalıyorlar ki özellikle baskının yüksek olduğu maçlarda özellikle bence o yüzden maç sonlarını oynayamıyoruz . Çünkü adam fiziksel ve mental açıdan gerçekten yıpranıyor yani . Ben de aynı fikirdeyim yoksa en kaliteli oyuncularımızın bu 6 isim olduğundan en çok Süreyi almaları gerektiğinden ama bu kadar da değil yani . Bi otursunlar biraz olsun dinlensinler benchte her açıdan işte o şekilde oynasınlar bu oyuncular MAçın sok 3 dakikasını bakın ne kadar farklı olur

Çevrimdışı smith jr

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 5113
  • Cinsiyet: Bay
    • gfburakkk
Bu yorumlarımın Altında çıkan IP adresi ve Avatar hayırdır ?????

Çevrimdışı Bogdan Bogdanovic

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Belgrad/Sırbistan
  • İleti: 4489
  • Cinsiyet: Bay
  • Winner
    • KE_Billz
Bu yorumlarımın Altında çıkan IP adresi ve Avatar hayırdır ?????

IP adresi senin IP adresin, avatar olayını anlamadım ?
« Son Düzenleme: 18 Ocak 2015, 00:14:09 Gönderen: Chauncey Billups »

Çevrimdışı pikenrol

  • Üye
  • Yaş: 39
  • İleti: 1560
« Son Düzenleme: 19 Ocak 2015, 19:26:53 Gönderen: pikenrol »