bu texahüratı yapanlar GS taraftarları . neredeyse he hatalı düdükten sonra tekbir çektiler.
hatta o kadar çok ve çoşkulu çektiler ki Uhud savaşında hissettim kendimi
bu konuya tekrar girmiyorum ama GS nin abdi ipekçi deki taraftarını beğenmenin tek bir izahatı var. kendimiz taraftar psikolojisi ile tatmin etmek...
maç ile uzaktan yakından alakaları yok. Allahu ekber çekince Hakem blok pozisyonunda leyhe mi karar verdiler ?
dünkü trabzon maçına gittim. 2 3 bin kişi vardı. sakin sessiz maç izledik . bazı yerlerde tepki de verildi.
ama 1 pozsiyon oldu ve seyirci tepkisi ve baskısı sayesinde hakem kararı bize doğru verdi - karar doğru olandı.
seyircinin maça etkisi böyle olur...
bunu daha doğru ve düzgün yapmak lazım.
öyle alakalı alakasız Lay lay lay diye tezahürat yapmanın kusura bakılmasın kimseye bir faydası yok
haa genç asi trübüncü kardeşlerim mutlu oluyorsa bende onların adına mutlu olurum ...
yanlış anlaşılmasın ben arena daki ortam çok iyi şöyle böyle demiyorum eksikler var sorunlar var hepsine okey ama bunun savunanlar
fenerbahçe Ülker maçlarında pota arkasında savundukları taraftar gruplarının hal hareketlrine bi baksınlar.
Abi o pota arkasındaki güruh, zaten tribünle uzaktan alakası olmayan kişiler. Onların ne amaçla orda oldukları da ortada. Bu arada, ben de basketbol maçlarında uzun ve temposuz tezauratlardan hoşlanmam. Hatta çoğu kişinin aksine , en sevdiğim ve etkili olduğunu düşündüğüm salon atmosferinin Nba play-off maçlarında yapıldığına inanıyorum. Ama orda bile özellikle son periyotlarda bilete 5000 bin dolar veren adamlar dahi, ayağa kalkıp aynı ağızdan bir şeyler söylüyor. Bu dalga geçilen " defence, defence " olsa bile. Ama bizim salonda ,en can alıcı yerde oturan abiler sadece molalarda playback yapıyorlar. Anlık reaksiyon bile, hakem anca çok bariz bir hata yaparsa oluyor.
Galatasaraya gelince, onlar artık yavaş yavaş öğrendi işi. Oyundan çok fazla kopmuyorlar. Rakip ataklarında güzel reaksiyon veriyorlar. Hiç bir şey yapamasa bile sinerji yaratıyorlar. Yoksa o kadar eksikle Maccabiye karşı nasıl kafa kafaya oynayabilsinler. Aynı bizim Aydın Örs zamanında bizden kat ve kat iyi olmasına rağmen Beşiktaşı elediğimiz seri gibi . Taraftarın etkisi sadece tek bir pozisyon bazında değerlendirmemeli bana kalırsa. İyi ve motive olmuş bir taraftarın etkisi ,takım ısınmak için sahaya çıktığı andan itibaren başlar. Oyuncu o ruhu alır ve o daha farklı oynar. Ev sahibi olduğunu rakibe de hissettirir. Ama tüm salon susup, sadece bir kısım uzaydan bağırırsa o zaman faydadan çok zararı dokunuyor dediğin gibi .
Eğer bir anket yapılsa, hangi deplasmana çıkarken daha çok çekiniyorsunuz diye maalesef bizden daha çok İpekçi deplasmanını söylerler, tribün atmosferi olarak.
Gerçi boşuna tartışıyoruz kısmı doğru. Ne dersek diyelim artık basketbol şubemiz, spor klübü branşından çok, franchise olma yolunda. Bir Panathinaikos olmadığımız içinde ,kupalar kazanmak için tek yol bu maalesef.