Maçtaydım. Yukarıdaki fotoda da görüyorum kendimi

İlk set çok başabaş geçti. 23-20 olduğunda artık kopardık derken Polen'in üst üste hatalarıyla rakip set sayısı attı. Ama Polen'in verdiği seti üst üste 2 blokla Dicle geri aldı.
İkinci set antrenman havasında geçti. Skor 20-6 olduktan sonra Bursa peşpeşe 3 sayı alınca Seda Uslu'nun sevinci görülmeye değerdi :p
Üçüncü set yine çekişmeli başladı. Durum 12-12 iken tribündeki 3-5 azgın Bursaspor taraftarının hayvanlıkları sanırım kendi oyuncularının da dikkatini dağıttı ve skor bir anda 19-12 falan oldu. Böyle it sürüsü, takımına faydadan çok zarar verir. Sahada kızlar oynuyor. Tribünlerde çocuklu, kadınlı, aile topluluğu keyifle izliyor. Bu hayvanlar kızlarımıza, hocamıza, hakemlere, taraftarımıza maç boyu küfür ediyor. Değerli Türk polisi de bunların kafasını ezeceğine bizim taraftarı karşı tribünün taa üstünde kafeste tutmaya çalışıyor. Yazıklar olsun.
Maça dönersek....
Polen çok kötüydü. 16 sayı aldığına bakmayın. Maçın koptuğu anlarda geldi o sayılar. Kritik topların hemen hiçbirini öldüremedi.
Dicle blok canavarı. Mesela bir rally'de rakibin 4 hücumuna blok yaptı, beşincide topu dışarı attılar

Lo Bianco takıma biraz daha alışmış gibiydi. Daha uyumlu oynadılar.
Asıl dikkatim Kristin'in üzerindeydi. Mutlulukla söyleyebilirim ki her maç üzerine koyarak iyileşiyor. Tamam, öldürücü bir winner değil. Fakat hem savunmada çok gayretliydi hem de hücumda etkinliği daha fazlaydı. Geri ortadan 4-5 hücum yaptı, biri dışında sayı aldı. İlk başta çok eleştirilmiş olsa da hocanın Kristin ısrarını mantıklı buluyorum. Sonuçta kötü oyuncu değil. ABD milli takım kadrosunda. Ama takıma yeni yeni alışıyor. Bu da çok normal. Bosetti'nin yokluğunda Kristin'in performansı çok önemli. Bunun için de maç oynaması, takıma, pasörlere alışması şart.
Sarı Meleklerimize 10 gün sonra kupa maçında tekrar kavuşmak üzere veda ettik.