Vakıf'a cins diyen arkadaşlar, siz birde onları şahin göz uygulamasıyla izleyin.
3-4 pozisyonu anlarızda arkadaş oyunculu atrenörlü her sayıya itiraz edilir mi?
Aslında onlarda haklı... Bariz file hatasını ekranda görmesine rağmen en kritik yerde kendilerine sayı verebilecek bir hakemle oynadılar.
Çok rahat 3-0 yada 3-1 kazanabileceğimiz maçı biraz şansızlık(Meliha'nın fileye taktığı servis, ardından Merve'nin ikramı) bir o kadarda spor kulüplerinin düşmanı bankac ıların(hangi banka olduğu önemli değil) has dostu hırsız hakem adıyla nam salan e.akıncı sayesinde anca 3-2 kazanabildik.
Ekrana yansıdı mı bilmiyorum ama kendisinin maçtan ayrılırken vakıf'lılara bakışı ben eliden geleni yaptım siz başaramadınız dercesineydi(ciddiyim).
Vakıf'a karşı kazanılan her maç değerli, kupaların ise tarifi yok...
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
Sayelerinde çok güzel iki gün geçirdik.
Biz oturduğumuz yerde bu kadar yorulmuşken oyuncular 5 set boyunca sahada canlarını dişlerine takıp oynamışken kimseyi kırmayıp o tribün senin bu tribün benim koşup tezahüratlara eşlik etmeleri çok güzeldi.
Ayrıca Ezgi Dilik cidden bizden birisiymiş.
Oyuna girdiğinde gelen servis serilerinin yanında taraftarıda sürekli havaya sokması on numaraydı.
Zaten herkesten çok sevinenlerden birisi yine alt yapımızdan yetişen Melis ile oydu.

İstatistiklerden bağımsız gözlemleyebildiğim kadarıyla;
Merve belki bir seti kaybetmemize neden olacak hatayı yaptı ama iki gündür takımın en iyi iki-üç isminden birisiydi.
Eda bu maç özelinde "Fenerbahçe kaptanlığı yan gelip yatma yeri değil" dercesine iyi oynadı(ki uzun zamandır bu kadar etkili olduğunu hatırlamıyorum).
Dicle gelişecek, geliştikçe basit hataları minimuma indirecek, performansından memnunum.
Lo Bianco yine Kim üzerinden çok oynadı ama çok çok kötü manşetler geldiğinde en garanti oyuncuya pas verilmesi bu işin fıtratında var.
O'nun dışında takımı maestro gibi yönetti.
Bosetti, hücumda yüzdesi düşük olabilir ama yaptığı savuma ile bu durumu çok rahat tolere edebiliyor.
Şuan ki formu bir kaç hafta önce olsaydı şuan ikide iki yapmış ligi kazanıp tulum çıkarmaktan bahsediyorduk(talihsizlik işte).
Polen, iyi niyetinden şüphemiz yok, zaten sakat sakat oynuyor.
O'nun aldığı her sayıyı artı olarak nitelendiriyorum.
Meliha, çok güzel bir kardeşimiz(hatta yakından bakınca haddinden bile fazla güzel diyebilirim).
Bunu eleştiri olarak söylemiyorum, keşke ortalama bir voleybolcu olacağına şu güzelliğiyle dünyanın sayılı mankenlerinden birisi olmak için farklı birr kariyer planı çizseymiş.
Ezgi; o bizden birisi.
Kim; o bize Allah'ın bir lütfu.
İki gündür aynı bestedeki takım isimlerini değiştirip tekrar tekrar söylememize sebep oyuncu...
Kim koydu Kim koydu eczacı'ya Kim koydu...
Kim koydu Kim koydu vakıfbank'a Kim koydu...
Hakemler içinse Kemalettin Şentürk'ten geliyor; "Hakemler hakkında konuşmak istemiyorum ama hepsinin Allah belasını versin"
Bu arada herkesin 03/07 sonrası Fenerbahçe işte bu yüzden bitmez minvalinde bir hikayeye denk gelip "he he" deyip geçmişliği vardır.
Bende onlardan birisiydim ta ki şu iki günde gördüğüm bir tabloya kadar.
İki gündür maçı izlediğim yerde 3 çocuk yaşları taş çatlasın 6-7...
Boylarından büyük bayrağı üçü biren tutup sahayı bile görmelerine engel olsada maç boyunca hiç susmadan kendilerince tezahürat yaptılar.
İşte bu yüzden çok rahatlıkla söyleyebilirim bu çocukların şu yaşta yüreğine Fenerbahçe aşkı aşılanmışken istediğiniz kadar 3 temmuz yaşatın bu takımı yı-ka-maz-sı-nız...