Gönderen Konu: NBA  (Okunma sayısı 651050 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi ayhan

  • Üye
  • Yaş: 47
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 4512
  • Cinsiyet: Bay
    • @ab_1907
Ynt: NBA
« Yanıtla #1995 : 05 Temmuz 2016, 07:10:10 »
Günaydın ve İyi Bayramlar arkadaşlar,

Kıt bilgilerşmle 1-2 şey payşalayım. Hakan hocam da biran önce ddönüp yorumlarını yazsada bayram vakti zevkle okusak..

Malone ve Drexler olayları iyi, çok iyi bir oyuncunun kariyeri sonunda şampiyonluk görmek için başka bir takıma gitmeleri yönünden benziyor, ufak bazı farklar olsada.

Durant a Oklahoma da büyük tepkiler varmış, formalarını yakıyorlarmış.

Miami, shaq ile bir şampiyonluk almıştı diye hatırlıyorum.

Çevrimdışı Umut

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: Berlin
  • İleti: 3618
  • Cinsiyet: Bay
  • Обрадовић: беспрекорна командант
Ynt: NBA
« Yanıtla #1996 : 05 Temmuz 2016, 22:38:10 »

Golden State kağıt üzerinde tarihin en iyi takımını kurdu. Başarılı olacaklar mı bilmiyoruz, umarım olamazlar.

Durant gider yapılmayı hak etti. LeBron zamanında ben dahil herkesten tepki çekse de takımını neredeyse her sene finale taşıdı ve bala göte değil söke söke iki şampiyonluk aldılar, bunu kabul etmezsek Spurs'ün şampiyonluğu da bala göte olur. Miami'de hedefine ulaştıktan sonra döndü ve Cleveland'a sözünü tuttu. Özellikle bu sene LeBron'un kişisel şovuna döndü ki karşısında kağıt üzerinde tarihin en iyi takımı vardı.

Yani o zaman LeBron eleştirileri hak etti ama altından kalkmayı başardı. Durant şu noktada ağzıyla kuş tutsa kamuoyu vicdanında korkak ve ikinci hatta üçüncü adam olarak kalacak.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk
Durant tek başına gidiyor, LeBron nereye gitse 2. bir starla beraber gitti. Hangisi daha ezikce bunun? Baş edip edememesi sonra bakılacak iş ama LeBron'dan daha fazla tepkiyi hak etmiyor.

Ve evet, kurdukları takımın kalibresine göre LeBron o iki şampiyonluğu bence bala göte aldı.

Ayrıca geçen seneki Golden State'e tarihin en iyi takımı diyorsan tartışmaya gerek yok.
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı Kutay

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1206
  • Cinsiyet: Bay
    • kutay_erkan
Ynt: NBA
« Yanıtla #1997 : 05 Temmuz 2016, 22:53:48 »


Durant tek başına gidiyor, LeBron nereye gitse 2. bir starla beraber gitti. Hangisi daha ezikce bunun? Baş edip edememesi sonra bakılacak iş ama LeBron'dan daha fazla tepkiyi hak etmiyor.

Ve evet, kurdukları takımın kalibresine göre LeBron o iki şampiyonluğu bence bala göte aldı.

Ayrıca geçen seneki Golden State'e tarihin en iyi takımı diyorsan tartışmaya gerek yok.

Öncelikle tekrar söyleyeyim, LeBron'a bayılmıyorum ama savunmak zorundayım.

LeBron ilk kez Cleveland'dan ayrılırken yanında bir yıldız yoktu, yıllarca olmadı.
Durant'in yanında Westbrook vardı. Özellikle bu yıl Durant kendi takımının bile en iyi oyuncusu değildi, ruhani lider Durant olsa da en iyi performansı Westbrook verdi.

LeBron'un gittiği takım Miami ondan önce playoff ilk turunda elenmişti.
Durant tarihin en iyi derecesini yapan, üst üste ikinci şampiyonluğu ucundan kaçıran bir takıma gitti.

LeBron, Wade'in takımına gidip yanına Bosh'u aldı. Fakat daha sonra liderliği tartışmasız bir şekilde Wade'den aldı.
Durant Curry'nin, Green'in takımına gidiyor. Klay var, mental lider Igoudala var. Kabul edelim Durant performans olarak takımın lideri olursa hepimiz şaşıracağız. Şu an yancı konumunda.

NBA gibi bir ligde hiçbir şampiyonluk bala göte değil. O noktaya gelmek için 100'e yakın maç yapılıyor. Spurs'ü desteklediğim için final serilerini çok iyi hatırlıyorum, veya Nowitzki'nin muhteşem performansını. LeBron bala göte iki şampiyonluk aldı dersek bala göte iki tane de kaybetti deriz, bunu demek de yazdığım takımlardaki tüm oyuncuların emeğine saygısızlık olur. 7 maçlık seriler de var mesela, en iyi takım ve oyuncuyu şüpheye yer bırakmadan belirlemek için. Böyle düşünürsek tüm Euroleague şampiyonları bala göte, iki maçta şampiyon olunuyor.

Son olarak, geçen yılki Golden State için kağıt üzerinde tarihin en iyi takım yazdım. 73 galibiyet alan bir takım için bunu demeyi yanlış bulmuyorum.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk

Burası Fenerbahçe. Burada "2010'da şampiyon olalım, 5 yıl sonra başarılı olalım." diye hedef belirlenemez. - Willie Solomon

Çevrimdışı Umut

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: Berlin
  • İleti: 3618
  • Cinsiyet: Bay
  • Обрадовић: беспрекорна командант
Ynt: NBA
« Yanıtla #1998 : 05 Temmuz 2016, 23:03:42 »

Öncelikle tekrar söyleyeyim, LeBron'a bayılmıyorum ama savunmak zorundayım.

LeBron ilk kez Cleveland'dan ayrılırken yanında bir yıldız yoktu, yıllarca olmadı.
Durant'in yanında Westbrook vardı. Özellikle bu yıl Durant kendi takımının bile en iyi oyuncusu değildi, ruhani lider Durant olsa da en iyi performansı Westbrook verdi.

LeBron'un gittiği takım Miami ondan önce playoff ilk turunda elenmişti.
Durant tarihin en iyi derecesini yapan, üst üste ikinci şampiyonluğu ucundan kaçıran bir takıma gitti.

LeBron, Wade'in takımına gidip yanına Bosh'u aldı. Fakat daha sonra liderliği tartışmasız bir şekilde Wade'den aldı.
Durant Curry'nin, Green'in takımına gidiyor. Klay var, mental lider Igoudala var. Kabul edelim Durant performans olarak takımın lideri olursa hepimiz şaşıracağız. Şu an yancı konumunda.

NBA gibi bir ligde hiçbir şampiyonluk bala göte değil. O noktaya gelmek için 100'e yakın maç yapılıyor. Spurs'ü desteklediğim için final serilerini çok iyi hatırlıyorum, veya Nowitzki'nin muhteşem performansını. LeBron bala göte iki şampiyonluk aldı dersek bala göte iki tane de kaybetti deriz, bunu demek de yazdığım takımlardaki tüm oyuncuların emeğine saygısızlık olur. 7 maçlık seriler de var mesela, en iyi takım ve oyuncuyu şüpheye yer bırakmadan belirlemek için. Böyle düşünürsek tüm Euroleague şampiyonları bala göte, iki maçta şampiyon olunuyor.

Son olarak, geçen yılki Golden State için kağıt üzerinde tarihin en iyi takım yazdım. 73 galibiyet alan bir takım için bunu demeyi yanlış bulmuyorum.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk
Kutay bala göte deme sebebim ağır favori konumundayken hiç de domine ederek kazanamaması. En azından Spurs serisini. Ayrıca Durant'ın durumuyla bence aynı dedim en başta ki bu da Durant tek gitse de hazırda starlar mevcut. Yani oluşan takımlar aynı benim nazarımda.

Öte yandan o zaman LeBron'a yapılan eleştiriler ancak bu sene dindi. Durant için de beklenmesi lazım diyorum.

İlaveten normal sezon performansı hiçbir zaman bir takımı en iyi yapmaz. Bu sene gördük bunu da.
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı Kutay

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1206
  • Cinsiyet: Bay
    • kutay_erkan
Ynt: NBA
« Yanıtla #1999 : 05 Temmuz 2016, 23:14:45 »


Kutay bala göte deme sebebim ağır favori konumundayken hiç de domine ederek kazanamaması. En azından Spurs serisini. Ayrıca Durant'ın durumuyla bence aynı dedim en başta ki bu da Durant tek gitse de hazırda starlar mevcut. Yani oluşan takımlar aynı benim nazarımda.

Öte yandan o zaman LeBron'a yapılan eleştiriler ancak bu sene dindi. Durant için de beklenmesi lazım diyorum.

İlaveten normal sezon performansı hiçbir zaman bir takımı en iyi yapmaz. Bu sene gördük bunu da.

Evet, ama modern zamanlarda domine ederek şampiyon olmak da iyice zorlaştı. Final serisinde rakip kim olursa olsun hafife almamak lazım. Zaten Dallas bu şekilde şampiyon olmuştu biraz da, LeBron ve Wade şampiyonuz havasına girdiği için.

Ben bu takımı biraz daha abartılı ve rekabeti öldüren konumda görüyorum, istatistikler de bu yönde, 2010 Miami'den kağıt üzerinde daha iyiler. Ama konuştuğumuz gibi, pratikte işlemeyebiliyor bu süper takımlar. Özellikle ilk sene. Ama Durant biraz daha uyumlu karakter, uyum sağlar bence. Şampiyonluk gelir mi göreceğiz.

Olay biraz da bu. Şu an bakınca LeBron kendini affettirdi. Belki bundan 5 sonra Durant de o konumda olacak. Belki de olmayacak, bunu umursamıyor, bilemeyiz. Sadece demek istediğim şuydu, şu an için onu takdir eden insanların gözünde imajı zarar gördü.

Son olarak evet, ben de o sebeple en iyi takım derken kağıt üzerinde dedim. Olay sadece şampiyon olamamaları değil, bu yıl playoffun başından itibaren Golden State o büyüsünü, basketbol açısında ulaşılamaz gibi görünmesini, muhteşemliğini kaybetti. Önümüzdeki yıl bunu geri kazanmaları ve playoff boyunca korumaları şampiyonluk reçetesi olacak. O zaman tarihin en iyi takımı tartışmasına tekrar girebilirler, naçizane fikrim.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk

Burası Fenerbahçe. Burada "2010'da şampiyon olalım, 5 yıl sonra başarılı olalım." diye hedef belirlenemez. - Willie Solomon

Çevrimiçi ayhan

  • Üye
  • Yaş: 47
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 4512
  • Cinsiyet: Bay
    • @ab_1907
Ynt: NBA
« Yanıtla #2000 : 06 Temmuz 2016, 06:57:03 »
Benim gözümde Magic, Cabbar, AC Green, Worthy, Scott lı lakers ve Jordan, Pippen, Grant/Rodman lı bulls tur abi tarihin en iyi takımları :)

Çevrimiçi iloturo

  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: KADIKÖY
  • İleti: 10116
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA
« Yanıtla #2001 : 08 Temmuz 2016, 21:24:09 »
Gsw yavaş kursun tarihin en iyi takımını. Tarihin en iyi oyuncularından birisi sıfatını daha tam olarak hakedememiş bir tane oyuncusu olmayan takım tarihin en iyi takımını nasıl kuruyormuş. Curry de Durant de şu an NBA'in en iyi oyuncularından. Bundan 10 yıl sonra da başaracakları ile tarihin en iyi oyuncularından ikisi olabilirler ama şu an değil. İkisi de bırak Jordan'ı, Magic'i, Bird'i,Kobe'yi vs daha Lebron'un seviyesinde dahi değiller.

Çevrimdışı Umut

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: Berlin
  • İleti: 3618
  • Cinsiyet: Bay
  • Обрадовић: беспрекорна командант
Ynt: NBA
« Yanıtla #2002 : 08 Temmuz 2016, 23:27:10 »
Sezonu ortalama triple-double ile kapatmış Oscar Robertson, bir maçta 100 sayı atıp başka bir maçta 50 ribaunt almış Wilt Chamberlain gibi oyuncuların istatistikleri düşünüldüğünde istatistik kavramının çok şey ortaya koymadığını düşünürüm hep kendi adıma. Dolayısıyla LeBron'un istatistikleri de bana göre laboratuvarda yapılmış gibi duran fiziğinin bir getirisi ve çok anlam ihtiva etmiyor.

Herkes LeBron'un kendisini affettirdiğini, tarihin en iyileri arasında yer aldığını söylüyor ama ben buna da katılmıyorum. 7 kez final oynayıp bunlardan üçünü kazanabilmiş bir oyuncu LeBron. Kaldı ki sonuncusunu da kazanabilmesi için her şart hazırlandı kendisi için. Dolayısıyla onun başına gelenler ve sonrasında insanların sinirlerinin soğuması durumu eninde sonunda Durant için de gerçek olacak. Üzerine bir de birkaç şampiyonluk eklerse bakış açısı çok farklı hale gelecektir.

Benim bu hamle için düşüncem ya tam bir fiyasko olacağı ya da 'cuk' oturacağı yönünde. Fazla egosu olmayan yıldızların yanına gitti ve kendisinde de pek yok. Bundan dolayı bir inisiyatif karmaşası yaşanabilir. Bunu bekleyip göreceğiz.

Tarihin en iyi kadrosu kısmı ise tamamen göreceli ve boşalacak benci de görünce bu konudaki şüpheler daha da büyüyecek. Onun için de birkaç sene beklenmesi lazım ki zaten 1+1 yıllığına geldi Durant ve Curry'nin kontrat sezonunda işler nasıl gelişecek merakla bekliyorum.
« Son Düzenleme: 08 Temmuz 2016, 23:27:25 Gönderen: Umut »
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA
« Yanıtla #2003 : 10 Temmuz 2016, 11:01:01 »
Drexler'ın adı bence çok "gereksiz" geçmiş. İlla o dönemden bir örnek verilecekse Hakeem ve Drexler'ın bir araya gelmesinden iki sezon sonra aralarına katılan Charles Barkley örnek verilebilirdi. Bu bildik anlamda ilk "Big Three" oluşumudur ama her üçü de bir araya geldiğinde zaten 30 yaşını çoktan devirmişti. Son bir mermileri kalmıştı. Tıpkı 2007'de güçlerini birleştiren Garnett - Pierce ve Ray Allen gibi... Gerçi Hakeem - Drexler - Barkley üçlüsü ancak konferans finali görebildi. (1997. Utah serisi son maçında Stockton'ın son saniye üçlüğü onları finalden alıkoydu.)

Hakeem 1994'te tek başına, 1995'te ise Drexler'la beraber iki şampiyonluk kazandı. Drexler 1995'te Hakeem'le beraber şampiyonluk yaşadı. 1997'de aralarına Barkley'de katıldı ama gerek onun takasında Sam Casell, Robert Horry gibi çok değerli yan parçaları kaybettikleri ve gerek bu üç efsane 35 yaş sınırında oldukları ve sezon boyu çok sık sakatlanıp maçların yarısında "üçü bir arada" oynayamadıkları ve gerek Karl Malone - Stockton ikilisi formlarının zirvesinde olduğundan batı finalinden ötesini göremedi.

Drexler'ın hikayesini kolej yıllarından almak lazım. Drexler Houston kolejinde okumuş, bu üniversite ile ve Hakeem'in takım arkadaşı olarak iki defa final-four yaşamıştır. İlkinde Jordan'ın North Carolina'sına yarı finalde elenmişler, ikincisinde de North Carolina eyaletinin diğer takımı North Carlina State'e -tarihin en büyük sürprizi sayılan, hiç yıldızı olmayan ve maçların çoğunu son 30 saniyeye geride girip kazandığı için üncanı kalp krizi takımına çıkan North Carolina State'e finalde kaybetmişlerdir. 1983.

Bir kere şunun adını koyalım. Drexler çok büyük oyuncudur. Hemde çok... Hiç şampiyonluk görmeseydi bile bu durum değişmezdi. Ne Barkley, ne Stockton, ne Reggie Miller bugün şampiyon olamadıkları için ayıplanıyor. Sadece üzülüyoruz.

Diğer taraftan, Jordan kurbanları denince biz hep onun elinden şampiyonluk aldığı isimleri hatırlıyoruz. Ama aslında Jordan'ın baskısını en fazla yaşayan Clyde Drexler'dır.

Hikaye şudur. Drexler Houston kolejinde Hakeem'in takım arkadaşıdır. Kolej şampiyonluğun en güçlü adaylarından birisiyken 83 yazında Houston Rockets ona kancayı atar ve drafta girmeye ikna eder. Drexler drafta girer; Houston kentinde kalacaktır. Ama son dakika Rockets çark eder ve onu satar. Artık dönüşü olmayan bir yoldadır. Portland onu seçer. Çok mutsuzdur. Felaket bir çaylak yılı geçirir.

1984 draftında ise Houston ilk sıradan Hakeem'i seçer. 2. sıradan seçme hakkı Portland'dadır. İŞTE NBA TARİHİNİ DEĞİŞTİREN KARAR BU SANİYEDE ALINMIŞTIR. Portland "takım içi dengeleri" düşünerek North Coralina'nın Drexler'la aynı pozisyonda oynayan skoreri MICHAEL JORDAN'ı seçmek yerine vasat bir uzunu, Sam Bowie'i seçmiştir. Sam Bowie kariyeri boyunca Jordan'ın önünde seçilen adam etiketiyle yaşamış ve ezilmiştir. Barkley ve John Stockton'da bu draftın hediyesidir. Jordan'ı almadılar madem, en azından Barkley'i seçselerdi...

İşte "Drexler varken Jordan'a ne gerek var" anlayışındaki Portland yönetimi 1984 draftında böyle bir karar aldığı için Drexler hep hedefte olmuş, Portland taraftarı -acımasız bir taraftardır- Jordan'ın her başardığından sonra aynısını Drexler'dan da beklemiştir. Oysa Jordan sadece bir taneydi. Üstelik Drexler'ın yanına alınsaydı pekala birlikte oynayabilirler, Pippen rolünü ONDAN DAHA MÜTEVAZİ olan Drexler hayli hayli üstlenirdi. Belki de bugün Bulls'un Jordan-Pippen önderliğindeki şampiyonlukları yerine Portland'ın Jordan-Drexler önderliğindeki şampiyonluklarını konuşuyor olacaktık. Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Bulls 3. sıradan Jordan'ı seçti ve Portland avucunu yaladı.

Houston ise 11 sene sonra Drexler'a kapılarını açarak ondan adeta özür diledi ve Drexler anasının ak sütü gibi helal olan şampiyonluk yüzüğüne kavuştu.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA
« Yanıtla #2004 : 12 Temmuz 2016, 08:55:54 »
Malone örneğinin bunlara bire bir uygun olduğunu düşünmüyorum, az önce twitter'da benzer muhabbeti arkadaşımla da yaptık zira Malone LAL'e gittiğinde yamulmuyorsam 38 yaşında filandı. Lebron ve Durant en verimli çağlarında kolayı seçtiler.

Haklısınız. Malone örneğinin bununla hiç ilgisi yok. Bir düzeltme: Malone Lakers'a geldiğinde 38 değil, tam 40 yaşındaydı. Emekli olmak yerine Lakers'ta şansını denemek istedi. Malone'la beraber o sene Lakers'a gelen bir başka efsane Gary Payton ise 36 yaşındaydı. Minimum civarında veteran kontratı verip iki süper ihtiyarı çok az para harcayarak kadrosuna karmıştı Lakers. 

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA
« Yanıtla #2005 : 20 Temmuz 2016, 09:10:16 »
Yaz ligi final maçına Denzel Valentine damga vurdu. Önce final maçını uzatmaya taşıyan basketi attı; ardından da uzatmanın son saniyesinde şampiyonluğu getiren basketi...

Kasım ayından beri NCAA topiğinde bu çocuğu izlemekten aldığım keyfi bir kaç defa burada dile getirmiştim. Buradaki draft yorumlarında da... Bu yaşta bu oyunu bu kadar bilen ve saha görüşü bu kadar geniş bir oyuncuya her zaman rastlanmaz. Hele bir de bunun üstüne böyle keskin bir üçlük yeteneği... Ona "Avrupa'ya gelse kıtanın yeni Papaloukas'ı olur" demiştim. Ama saha görüşü ve pas açılarını görebilmesi bakımından bu böyle olsa da, üçlük konusunda o kadar iyi ki, Papaloukas gibi oyunundaki en zayıf taraf üçlük olan birisiyle bu yönünü kıyaslamak bile düşünülemez. NBA'e ne kadar uygun; halen bu bir bilmece... Ama bu stilde bir gard mesela Obradovic'in elinde olsa başaracaklarını düşünemiyorum. Oyun tarzı buraya ait.

Denzel'in tatmin edici süreler alması durumunda bu sezon en çok izlediğim takımlardan birisi Chicago olur.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: NBA
« Yanıtla #2006 : 20 Temmuz 2016, 11:13:28 »
abi o çocuğu ben sevdim..
bayağı sağlam bir fiziği ve fundementali var..

Çevrimdışı Bukefalos

  • Üye
  • Yaş: 39
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1175
  • Cinsiyet: Bay
  • RWB0 & SC30
Ynt: NBA
« Yanıtla #2007 : 23 Temmuz 2016, 23:51:28 »
Cocuk bildigin Paul pierce vol.2
takipteyiz :)
Ver Lester'e, yaz deftere

Çevrimdışı smith jr

  • Üye
  • Yaş: 30
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 5113
  • Cinsiyet: Bay
    • gfburakkk
Ynt: NBA
« Yanıtla #2008 : 30 Temmuz 2016, 19:41:00 »
NBA'in ruhu gitgide geriye giderek kaybolma noktasına geldi.. Nerde Boston ruhu nerde GSW havası. Pierce önderliğinde Lakers final serisini izleyenler hatırlasın hangi final serisinden ciddi zevk alıp olayın içine girebildik o günden bugüne

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Kevin Garnett'e Veda!
« Yanıtla #2009 : 24 Eylül 2016, 12:04:26 »
NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi power-forvetlerinden birisi olan büyük efsane Kevin Garnett 40 yaşında basketbolu bırakma kararı aldı. Böylece basketbolun semalarından bu yaz Kobe Bryant ve Tim Duncan'dan sonra üçüncü büyük yıldız da kayıyor.

Garnett'in vedasıyla birlikte NBA'e 1990'lı yılların herhangi birisinde giren 1970'lerin herhangi bir senesinde doğmuş ve Jordan sonrası döneme damga vurmuş süper-starlar döneminden geriye sadece üç oyuncu kaldı. 40 yaşındaki Vince Carter, 39 yaşındaki Paul Pierce ve 38 yaşındaki Nowitzki. Pierce'ın kararı henüz belli değil.

Onlara benim yaşıtlarım, çağdaşlarım da diyebilirim. Bir devir kapandı. Shaqullie O'neal, Alonzo Mourning, Allen Iverson, Tracy McGrady, Chris Webber, Jason Kidd, Steve Nash, Ray Allen, Chauncey Billups, Kobe Bryant, Tim Duncan ve Kevin Garnett... Gittiler.

"şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız"
« Son Düzenleme: 24 Eylül 2016, 12:21:11 Gönderen: Hakan Yaman »