Ve hem basketbol sporunun, hem Olimpiyat organizasyonunun kreması olan Erkek Basketbol finali sona erdi. Amerika: 96 - Sırbistan: 66.
Sırplar grup maçına asılıp son topa kadar maçı taşımasalar belki bugün bu kadar ezilmezlerdi. Amerika 35 dakika öyle bir savunma yaptı ki, bu sürede 50'yi bulamadılar. Maçın son bir kaç dakikası buldukları sayılarla 66'ya eriştiler ve farkı 40'lardan 30'a indirdiler.
Amerika üst üste üçüncü defa Olimpiyat altın madalyasını kazandı. Toplamda 15 olmuş. 1972'den beri final kaybetmiyorlar. Finale kadar çıkarlarsa bir şekilde kazanıyorlar. Bu sanırım motivasyonla ilgili... Onları yenmek için motivasyonlarının daha düşük olma ihtimali bulunan çeyrek ve yarı final maçları daha uygun bir fırsat ki, son mağlubiyetlerini de 2006 Dünya Şampiyonası yarı final maçında Yunanistan'dan almışlardı. Olimpiyatlardaki son mağlubiyetleri de 2004 Atina'da yine bir yarı final maçında Arjantin karşısındaydı.
Bir de şu Avrupa takımlarının daha iyi savunma yaptığı hikayesi var ya... Amerika bu turnuvada ofansıyla kazanmadı. Mesela 2014 Dünya Kupası'nda olduğu gibi müthiş bir hücum akıcılığı yoktu. Genelde bireysel becerilerle sayı buldu. Bir maç şu çıktı, diğer maç bu... Ama ne zaman sıkışsalar savunmayla rakibi düşürdüler ve kazanmasını bildiler. Bugün ise... Sırbistan'a 35 dakika öyle bir savunma yaptılar ki, savunma basketbolunu seven, sert savunmadan hoşlanan herkes bu maçı bulup izlesin.
Bu maç bir savunma basketbolu klasiğidir. Durant'in ofansta sergilediği bireysel şovu bir yana bırakırsak... Muhteşem ve kusursuza yakın savunma... Şunu gördük ki, Amerika savunmada istekli olur ve kararlı savunma yaparsa onlara karşı koymak mümkün değil. Ve rakiplerini ciddiye aldıkları anda da artık savunmada ciddileşiyorlar. Eskiden olduğu gibi atma yarışına dönerek kazanmayı seçmiyor, savunmayla kazanmayı tercih ediyorlar. Bu nokta gözlerden kaçmasın.