Hocam merhaba, sadece adımla hitap edebilirsiniz.
Evet, Jan de Brandt katıldığında 17 yaşındaydım. Fenerbahçe voleybolunu 2006 yılında takip etmeye başladım, dönemin antrenörü Adnan Kıstak'tı. Naz Aydemir'i, ödül aldığı yıllarda oynadığı oyuncu kadrolarıyla değerlendirmek gerekir. Memlekette Lo Bianco gibi oyuncular oynarken Türkiye Voleybol Federasyonu havadan ödül verirdi mesela kendisine. Avrupa şampiyonu olunan senenin zirve olduğunu herkes gibi ben de kabul ediyorum, zira aksini söylemek akıl işi değil. Bu takımın o seviyede oynayıp elde ettiği başarının baş mimarı da Naz Aydemir değil, böyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor sanki. Güzel bir PR ürünü overrated tipi bir oyuncu olduğunu düşündüğümü yenileyeyim.
Ben tribünün içinden çıkma bir insanım ve taraftarlık konusunda aşırı duygusalım. Ben yöneticiler ya da objektifler gibi maç izlemem, durum değerlendirmem. Yapım buna uygun değil çünkü. Benim için her şeyden önce aidiyet ve değerler gelir. Naz Aydemir'in para için gittiğine dair bir cümle kurmadım, aksine bize gelmeden önceki hareketlerinin lakayt olduğunu belirttim. Derdim sadece takım dağılırkenki durumlar değil, öncesine de dayanıyor. Size göre gülünçtür, bana göre değil. Ben böyle şeylere ehemmiyet veren bir insanım. Yıllarca ekmeğini yediği yere saygısı olmayan, en ufak bir şekilde dahi anıp onore etmeyi düşünmeyen insanların sinek kadar değeri yoktur gözümde.
Son olarak Nevriye Yılmaz mevzusu. 2012 yılında blogda şöyle yazmışım;
"Kulübün 1 senedir içinde bulunduğu durum ortada. Hangi branşta ne olacağı belli değil. İnsanlar mahkemelerle, iftiralarla uğraşıyor. Lakin tribünde kendisine özel beste yapılan, insanlar tarafından sevilen ve takdir edilen Nevriye Yılmaz, sezon içerisinde olur olmadık yerlerde koçunun, X oyuncunun dedikodusunu yapıyor, önüne çıkan altyapı oyuncusuna destek olup tecrübe aktaracağına, o oyuncuları “çekil kenarı” diye itiyor, “belim sakat” bahanesine sığınarak doğru düzgün maç oynamıyor, sezon bitiyor ve “neden kontrat görüşmesini benden önce Matovic ile yapıyorsunuz?” gibi saçma sapan bir bahaneyle trip atıyor, bütün bir sezon boyunca takıma Birsel veya diğer yabancılar kadar katkı vermeden, onların kazandığı paranın daha da üstünde miktarlar istiyor, en iğrenci de 7 yıldır “Kaptan” olduğu kulüpten istediği rakamları koparabilmek ve fiyat yükseltebilmek için, şu yaşanılan süreçte bizim kuyumuzu kazmaya çalışan kulübü araya sokuyor. İster kendi aracılığıyla, ister menajeri aracılığıyla. Orası bizi bağlamaz."
Dolayısıyla, olaya ziyadesiyle vakıfım.
Velhasıl, dediğiniz gibi konu sakız gibi uzar gider. Herkesi mutlu ya da memnun edemezsin. Ben mesela memnun olmayan taraftanım. Siz memnun olabilirsiniz, böyle olduğunuz için sizi çıkıp eleştirmem ya da farklı ithamlarda bulunmam. Herkesin fikri ve zikri kendinedir.
Sevgiler.