maça dair söyleyeceklerim.
takımın odaklanması güzel. herkes hedefe ulaşmak için motive ve yaptığı işin ciddiyetinde görünüyor.
kadro kalitesi çok yüksek, savunma seviyesi çok yüksek, konsantrasyon seviyesi çok yüksek. kafalarında hedefi şampiyonluk olarak koymuş takım.
ben halen play-in diyorum ama. bu guardlar ile ötesini zor görüyorum. oyun içi istikrarsızlık ve iniş çıkışlar devam ediyor. yarı sahada ne oynamak istediğimizi, çözemedim. hayes’in sahada olduğu bölümlerde hücumların %80’ini o kullandı abartısız. böyle kontrolün ve disiplinin kaybolduğu anlarda kontrolü ele alacak saha içi lider lazım. arka arkada kayıplar gelir de mental kırılma yaşanırsa, play-in bile olmaz, 12-16 arasında bitiririz sezonu. oyun kurucu eksiği o derece ciddi bir sorun.
diğer yandan, oyuncu kalitesi olarak ligdeki en iyi 2-3 kadrodan birine sahibiz zaten. bireysel yetenek ve savunma agresifliğiyle kazandık bugün ki savunmada ulaştığımız sertlik seviyesi de ligin en iyilerinden olacağını gösterdi bugün. savunması defolu guduric dışında oyuncu yok kadroda. wilbekin, baldwin, colson, pierre, hayes, melli ve birch gibi oyuncularla sadece sertlik değil, pislik seviyemiz de çok yüksek. euroleague oyuncularını oynamak istemedikleri rakip sorulsa, %90’ı fenerbahçe der kanımca. öyle bir sertlik ve caydırıcılık seviyesi.
bu kafayla giderse, clyburn gibi problem olur hayes. takımdan bağımsız oynuyor. onun sahada olduğu bölümde yedik 16-0 seriyi. kenara gelince önde girdik devreye. sistem içinde oynatılması şart.
zagars’a haksızlık yapıyor saras. çocuğun yeri euroleague değil, basketbol şampiyonlar ligi. ısrarla, sen euroleague oynayacaksın demek zagars’a kötülük.
birch fizik olarak kötü görünmedi. oyuncu olarak bildiğimiz biri zaten. isteği ve azminde de sorun yok, çok istekli. vücudu izin verirse katlı alırız. ana uzun katkısı beklememek lazım ama takımda sırıtmaz.
baldwin’in vücut dili ball-handler olmaktan memnun görünmedi bana. hücumdaki etkinliği azalıyor bence top yönlendirdiği zamanlarda.
pierre fizik olarak iyi durumda. oyuncu olarak da colson’un önünde bence. istikrarsızlığı ve güvenilmezliği colson transferini yaptırdı. sezon içinde colson’u biz niye aldık diye sorgulatabilir. 4 numara görevine de adapte olmuş. gerek mirotic, gerek leday karşısında fiziksel açıdan sırıtmadı. çok değerli bir parça.
hall, kendisinden ne bekliyorsam onu verdi. istikrarlı bir görev adamı, sevdiğim tipte faydalı bir oyuncu. takımları takım yapan adamlardır hall, pierre, colson gibi profiller.
dimitrijevic ve bolmaro, isteyip milano’ya kaptırdığımız 2 oyun kurucuydu. dimitrijevic’in bizim takımın seviyesinde liderlik etmesi pek mümkün görünmedi. alsaydık baba guard bulduk demezmişiz kanımca. iyi oyuncu ama. 2-3 yılı daha var zirveye ulaşmasına.
diğer yandan bolmaro şubeyi pişman edeceğini belli etti. sahada 24 tane oyuncu vardı, tek bir tanesi ben liderim diye bağırıyordu içlerinde, bolmaro. sahada olduğu sürece milano’yu müthiş yönetti. ligin yeni büyük oyuncusu, baba guardı geliyor. elden kaçırdığımıza en az 10 sene üzüleceğiz.