Aziz Yıldırım başlığına yazmıştım bi hayli süre önce. Yediği naneler say say bitmez, o kadar çok ki madde madde yazınca 20'yi falan buluyor, hepsi büyük rezillik, hepsi rakip takım taraftarı için büyük eğlence.
Aziz Yıldırım'ın tek uzman olduğu konu var o da kendi ayağına sıkmak konusunda çok büyük bir uzman.
Yukarıdaki hocalar içinde Dick Advocaat'ı ayrı tutuyorum. Bu adam hücum oynatmayı çok istedi ama vaat edilen transferler yapılmadı kendisine.
Yönetim Advocaat'ı ''Türk Milli Takımının 2 orta sahası bizde, ayrıca Portoda oynamış Jozef de var'' diyerek kandırdı. Dick geldi bi baktı takımda hücumcu yok, son saniyede Lens'i kiralattı. Adam takımın foseptik çukuru olduğunu görünce ekim ayında ''Bu takımda birbirine benzeyen çok oyuncu var. Devre arasında hücuma dönük orta daha almalıyız'' dedi, kendisine sözler verildi. Dick Ekici'ye razıydı ama bizim beceriksiz yönetim Ekiciyi bile almayı başaramadı. Söz verilen hiçbir oyuncu transfer edilmeyince Dick de ''siz benim teşhislerimi dinlemiyorsunuz, ben de ne uğraşıcam'' diyip sezonun 2.yarısını sallamadı. Dick hücumcu bir hocaydı ama ona savunma ağırlıklı bir takım teslim edildi. Tıpkı Vitor gibi savunmacı bir hocaya Nani, Diego, Van Persie, Volkan Şen gibi bi hücumcu bir takım teslim edilmesi gibi.
Yönetim Vitor yerine Dick'i getirseydi o herif o kadroyla show yapardı. Ayrıca hem Jozef'i hem de Ozan'ı aynı anda aldırmaz, bir tane 8 numara aldırırdı. Dick'in elinde Guiliano da yoktu Valbuena da. Onun teşhislerinin doğruluğu hâlâ geçerliliğini koruyor ve biz hâlâ ama hâlâ Topal-Jozef ikilisiyle oynamaya devam ediyoruz. Tam 3 sezondur bu ikiliyle oynuyor ve tek kupa kazanamıyoruz, kazanamayacağız da.
Üzülmeyin, bu sene çileli sezonların sonuncusu. Ali Koç ile adam gibi bir hoca gelecek, bu takım gerçek hüviyetine dönecek ve mahkum oynamaktan, o çirkin futbolu oynatmaktan kurtulacak.
Ve sen Aziz Yıldırım. Efendi gibi çekilmeyi bilmedin, ezilerek defolup gideceksin.