5 sene üst üste final four, 3 yıl üst üstü final ve 1 şampiyonluk. Bize -en azından bana- bu günleri gösteren, bunda emeği geçen herkese binlerce kez teşekkürler. Maç bitiminde takımı alkışlayan taraftara da teşekkür ediyorum. Lauvergne yapılan doğru ise skandal olmuş, ayıp etmişler. Sene içerisinde ana rotasyonda oynatmayı planladığın 5 oyuncun ciddi sakatlık problemleri yaşamış. Tüm bunlara rağmen final fourdasın, kim ne derse desin büyük iş. Kendi evindeki iç saha galibiyet serisi, Real Madrid'i Datome'nin güzel basketi ile son adımda yenmek, CSKA'yı 19 sayı geriden gelip yenmek, Olympiakos, Panathinaikos, Maccabi, Barcelona, Milano gibi euroleague'in baş gediklilerini içeride dışarıda yenmek bu seneden hatırlanacak güzel anılar. Birilerinin, özellikle de futbol kafasına sahip olup basketbol hakkında konuşmaya başlayan güruhun adı geçen takımları küçümsediğine bakmayın, bu ağbiler 5-6 yıl öncesine kadar içeride dışarıda sopa atarak yenerlerdi bizi. Yanlarına yaklaşamazdık. Hatırlayanlar hatırlar. Hatırlayıp da hala bu takımları küçümseyenler var ise onlara da benim lafım yok.
Gelelim bundan sonraki sürece. Fenerbahçe taraftarı iyi bir basketbol seyircisi oldu söyleminin test edileceği bir süreç bekliyor bizi. Bakalım gerçekten de öylemiyiz. Yoksa yine Sloukas şöyle gerzek, Vesely böyle yetersiz, Green zaten topu görse karakola götürür ve benzeri söylemlerle takım yüz üstü mü bırakılacak. Bu tür bir şeyin yaşanmamasını ümit ediyorum. Takımda bir kan değişikliği gerekiyorsa onu yapacak en iyi adam başımızda zaten. Hatırlarsanız final foura kalan ilk kadronun gözünün yaşına bile bakmadı. Son cümlem; Ah Udoh aahhhh (seni en azından bir sene daha bu forma ile izlemek isterim)...