İçim acıyor içim. Basketbol falan biryere kadar. Evet basketbola aşığım, eğer sahada Fenerbahçe yoksa bir basketbol maçını futbol maçına tercih ederim. Oynamayı da cok severim. Eğer sakatlanmasam belki de ekmeğimi basketboldan kazanacaktım. Yıllardır düzenli olarak takip ederim.. Başta Fenerbahçe olmak üzere Avrupa Basketbolu'nun çok sıkı takipçisiyim. Erdal Bibo, Chris Booker, Marc Dickel, Jared Stevenson'lı yıllardan beri.. Maçları izlerdim oturup babamla Haldun Alagaş zamanlarıydı.. Periyot aralarında ve devrede de evdeki potamda kendim oynardım, onların yaptıklarını yapmaya çalışırdım.. NBA takibim ise Parker Ginobili Bowen Duncan Robinson beşiyle Spurs ve Billups Hamilton Williamson Rasheed ve Ben Wallace beşiyle Pistons finaliyle başladı. Destekçisi olduğum Boston Lakers finallerinin oynandığı yıllarda ayyuka çıktı.( Son 4-5 yıldır eğitim ve iş yoğunluğundan ötürü NBA takip edemiyorum)..
Ancak ben Fenerbahçeliliği futbolla tattım.. Sadece ailesi değil tüm sülalesi fanatik Fenerbahçeli olan biriyim ve çocukluğum bu şekilde geçti.. 4-4 biten Ve penaltılarla kazandığımız Galatasaray Türkiye kupası yarı final maçını dün gibi hatırlatırım.. Penaltılar öncesi tesbih çekerek dua edişimi asla unutamam, finalde Gençlerbirliği'ne kaybettikten sonraki üzüntümü de.. Okumayı ve yazmayı iyice öğrenip yazmaya başladığım yıllara denk geliyordu 2000-2001 şampiyonluğu.. O yıl defterime her hafta oynanan maçlarımızı yazıyordum ben yaşıtlarım Ali ata bak falan yazarken.. Golü Atan oyuncudan attığı dakikaya kadar.. Okula başladığımdaki sıra arkadaşıma(kendisiyle hala görüşürüm) adından önce hangi takımlı olduğunu sormuştum..En Büyük sevinçleri de üzüntüleri de bu takım yaşattı bana çocukluğum boyunca.. Şimdi ise üzülmeyi bile özledim, üzülmenin yerini acı çekmek aldı.. Defalarca son hafta şampiyonluk kaybettik ve yaşadığım üzüntüyü anlatamam sanki dünyam başıma yıkılmıştı.. Atılan her goldeki sevinç te tarifsizdi.. 3 Temmuz süreci boyunca ergen aklımla her yerde herkese karşı korumaya çalıştım bu takımı.. Her gece Metris'e gider ve ve beklerdim kuzenimle önünde belki çıkar da gelir diye (Yürüyerek 40 dakikada falan gidiyordum).. O yıl tatile gittiğimizde herkes denize girerken ben sahilde oturup tüm gazeteleri alır her satırını okurdum.. Bir sonraki yıl tahliye haberini öğrendiğimde yine aynı yere tatile gidiyorduk ve feribottan indikten sonra yaşadığım mutluluk tarifsizdi.. Fenerbahçe taraftarı kadar cefakar bir taraftar hiçbir zaman olmamıştır.. Ben acısıyla tatlısıyla Fenerbahçe Futbol takımıyla büyüdüm.. 3 yıldır ise içim kan ağlıyor hep bir umut beslemeye çalışıyorum hadi Bu kez olsun diyorum ama parayı artık tuvalet kağıdı olarak kullanan futbolcuların, hocaların ve yöneticilerin hayallerimi alt üst etmeleriyle bir kez daha yıkılıyorum.. Ve sesimi/zi kimse duymuyor yada önemsemiyor, derdimizi anlatamıyoruz.. Baş tacımız olan Fenerbahçe Furbol Takımından gün geçtikçe soğutuluyoruz ve ben bunu hiç istemiyorum😔😔