Arkadaşlar, durumumuz fena. Orası kesin ama yine de kendimiz kandırmayalım. Çok iyi biliyoruz ki, bu takım Messi'yi de, Ancelotti'yi de getirse; takım bir anda üst üste galibiyetlerle 1. sıraya da otursa memnun olmayacak bir şeyler illa ki buluruz. Ha memnun olacak bir şey mi var diye sorabilirsiniz. Hakkınızdır. Ancak hala daha kimsenin maddi durumla ilgili felaketin farkında olduğunu düşünmüyorum.
Maddi durumumuzun farkındayım. Zaten eleştirirken bunları düşünüp de söylüyorum. Kendi cebinden 500 milyona yakın parayı veren bir insana da mümkün olduğunca bir şey söylemek istemiyorum. Benim demek istediğim böyle oyuncular yerine hiç transfer yapmayalım daha iyi.
Şu an kulübümüz maddi olarak o kadar kötü ki (diğer 2 büyük de aynı) borcumuzun faizini bile ödeyemiyoruz. Aynı ülkemiz gibi. Sürekli borçla bir şeyler yapılıyor. Borçlar sürekli artıyor.
Aziz Yıldırım eskiden borç artmadan kulüpler büyüyemez diyordu. Keşke o zamanlar
"dur ya, sen ne yapıyorsun?" deselerdi. Aziz Yıldırım 2008 yılına kadar kulübü maddi olarak çok güzel yönetti ama 2008 yılından sonra tam bir facia. 10 sene şampiyonlar ligine gidemeyen takım sırf transferde geri kalmamak için borçla yüksek bedelli ve yüksek maaşlı oyuncular aldı. Bu bizim için sonun başlangıcı oldu. Bizim için kurtuluş yolu var mı bilmiyorum. Üzülerek de söylesem belli bir süre için bütüm amatör branşlar kapatılabilir. Bu yapılırsa da kendi adıma neden yapıldı diye ses çıkarmam. Sadece basketbol takımı yılda 25 milyon dolara yakın zarar ediyor. Ali Koç da sadece taraftar korkusundan 2,5 yıl daha buraya para aktaracak. Hem koç ailesinden hem de kulüpten. Bu düşünce sadece sonumuzu hızlandırır.
Rangers bile 3 lig birden düştü (veya düşürüldü). Biz başarı olarak, dünya futbolundaki yeri olarak Rangers'tan büyük değiliz. Sorun neyse belirlensin ona göre önümüze bakalım. Taraftardan korkmayla bu işler düzelmez.