Mesele zaten herhangi bir oyuncunun gelip direk katkı vereceğine olan inanç. Heurtel kaç senedir o organizasyonun içinde. Buraya gelip takımın, sözde hücum tıkanıklığını çözeceğine inanılıyor ama o kadar kolay değil bu işler. Kaldı ki Heurtel'i o savunma kapasitesiyle üç maçta idam eder bizim taraftar. Bana kalırsa o riske girileceğine sene sonu, illa ki oyun kurucu alınacaksa en üst seviye birilerini zorlamak daha iyi. Çünkü şu aşamada sana gelecek olan Heurtel 6 aylığına atmayacak o imzayı. E, bu yaştan sonra süper-star da olmayacağına göre yabancı hakkını neden onunla dolduralım? Onun yerine Hickman'a biraz, hakettiği zamanı verelim.
Bu mantık çok yanlış. O yıldız olmayacak, bu yıldız olmayacak. Maccabi'de geçen sene yıldız mı vardı? Her yer yıldız kaynıyor da biz mi almıyoruz? Sergio Rodriguez, Vassilis Spanoulis, Milos Teodosic, Nick Calathes dışında Avrupa'da oynayabilecek top class bir PG yok. Bir tik altta Thomas Heurtel, Nikos Zizis, Petteri Koponen, Carlos Arroyo var işte. İlk 4lüden kimseyi alamayacaksan bir çok yılını çöpe mi atacaksın? Maccabi öyle mi yaptı geçen sene?
Hickman PG değil. PG oynadığı sürece performansı 1 gr yükselmeyecek. 8 yabancı olacaksa kalsın ama yoksa sırf değerli diye yanlış profilde oyuncular ile sezonu çöpe atamaz Fenerbahçe. Kontenjan olsa neyse, yoksa tüm rotasyonu 2 numaraya bağlayıp en gerekli yere transfer yapmaktan çekinemeyiz. Sezonu böyle bir rölantide istediğimiz yerde bitiremeyiz; idare edilmesi teknik olarak mümkün değil. Yıllarca aynı şeyi yapıyoruz. O bu çok değerli diye alıyoruz, halbuki acil ihtiyacımız bambaşka bir pozisyon. Her sezonu böyle böyle çöpe atıyoruz. Laboral gibi paraya ihtiyacımız yok ki alıp gerekirse yetiştirip satmaya çalışalım. Hiç gördünüz mü Real Madrid'in kadroya uyumlu değil ama çok değerli diye bir oyuncuyu kadroda tuttuğunu?
Bazen vazgeçeceksin. Yetenekli olsa bile vazgeçeceksin. Takım sporunda takım oyunundan, uyumdan önemli bir başka bir şey yoktur.
Üstte de yazdım. Fenerbahçe'nin en az 3 transfere ihtiyacı var. Bir yerden de başlanmak zorunda. Olmuyor işte birebire dayalı basketbol oynamak. Olmuyor işte kabul edin. Obradovic de kabul edecek. Burası deneme yanılma yeri değil. İstiyor ki farklılık yaratsın, tempolu oyuna çözüm bulunamasın ve basit bir oyunla tüm kupaları toplasın. Olmuyor işte. O kadar basit fark yaratılamıyor. Takımların öncelikleri her zaman savunma. Olmuyor yapamıyorsun, yemiyor, her şekilde çözüm buluyorlar.
Bu işin yıllardır tutan bir matematiği var. Bu formülü kültleştiren de Obradovic'in kendisi hatta. Kendi bildiklerini yoksayıyor. Olmaz. Her zaman bildiğin işi yapacaksın. Yenilikleri denemenin riski var ve o riski kaldırabilecek bir yer değil burası. Bıktık artık bundan çünkü. Bildiklerini yapacaksın. Kimse ona asla deneme demiyor ama bunun yeri Euroleague olamaz. Zamanla, ufak ufak ekleyeceksin. Basketbolda komple değişiklik diye bir şey yok. Ne kadroda, ne de sistemde.
Kimse Huertel'in tek başına yeteceğini sanmıyor. Kimse Heurtel'in, Magic Johnson olacağını düşünmüyor. Topun yeterince yönlendirilemediği apaçık. Bunu dengeleyecek bir oyuncu aranıyor. Aksi beklenti mümkün değil.
Ayrıca artık lütfen Hickman'ı savunmaktan vazgeçin. Apaçık çuvalladığı ortada. Bir oyuncu yeterince şans alıp becermiyorsa vazgeçersin. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Gitmesine izin vereceksin ki oyuncunun da kariyerine zarar vermeyesin. Oynayacak, yapabiliyorsa kendisini geliştirecek, kendini kanıtlayacak. Avrupa basketbolunun iyiliği için şart bu. Her oyuncu her sisteme uygun olamaz, her takımda aynı performansı gösteremez. Mutsuzsa kalmaya zorlanamaz.