Takım Pınar serisinde top16'da yapmamız gereken savunmayı ve hücumu oynadı. Peki ne değişti? Gelecek sene ne değişecek? diye düşündüm.
En çok dikkatimi çeken sıkıntı, takımın sene başında bir araya gelip de çalışamadan maçlara başlaması. Bu çok önemli bir dezavantaj oldu.
Bir diğer konu ise kadro derinliğimizin sanılanın aksine olmaması. EL maçlarında 7 kişiye bindi tüm yük. Hem fiziksel hem mental yıprandı adamlar.
Her ne kadar en önemli halkalarımız olmasalar da arada Kenan ve Vidmar'ı kaybetmemiz hepten rotasyonu zayıflattı.
Şimdi farklı oynuyoruz çünkü top 16 bittikten sonra takım hoca ile antrenman yapma imkanı buldu. Fiziksel ve mental olarak toparlandılar.
Oğuz ve Ömer'in katkılarının artması ile de dar rotasyon bir nebze olsun rahatladı. Takım fiziksel açıdan ilk kez iyi duruma geldi, haliyle savunma sertleşti. Dinlenmiş Zoric, Oğuz'un da maç içinde onu dinlendirmesiyle daha verimli oynamaya başladı. Oğuz ve Zoric'in bir nebze olsun Obradovic sistemine uygun oynaması hücumları zenginleştirdi.
Yani çok temel iki şeye sahip olduk. Takım hoca ile antrenman yaptı ve kadro derinliği az da olsa arttı. Bunlar bile oyunumuzda ciddi fark oluşturdu. Bu serideki olumlu oyunumuzun en kaba haliyle nedenleri bunlar.
Transfer çok önemli konu ama isimlere çok takılıyor olabiliriz. Transfer heyecanlı , bildiğimiz takip ettiğimiz, beğendiğimiz isimler var. Yalnız, alacağımız oyuncular bir sistem kurmak için olacak. Tüm transferler tek başına çok becerikli, pozisyonunun en iyisi adamlar olmayabilir. Bir kısmımız beğenecek bir kısmımız burun kıvıracak. Ama bir arada nasıl oynayacaklarını hoca antrenman yaptırıp beraber oynamaya alıştıklarında görebileceğiz. Ama şu TBL finalleri , gelecek sezon EL maceramız için güzel bi temel oluşturuyor.