Kimden başlayacağımı, önce hangisini yazacağımı bilmiyorum. Önce cinayetin bir numaralı kahramanı Cüneyt Çakır'dan mı başlayıp ne var ne yoksa saysam; yoksa küçükten büyüğe bir sıra takip edip Volkan Demirel'in uyuklar vaziyette yediği gollerle ısınıp, MEIRELES'in Fenerbahçe ve arkadaşlarına yaptığı ihanetle formumu tutup, Cüneyt Çakır denilen hak ve hukuk katilinin cinayetiyle nirvanaya mı ersem?
Evet, sahada varını yoğunu ortaya koyan kahramanları ve Ersun hocayı, trübünden var gücüyle destek verenleri bir yana koyuyorum. Onları olumlu anlamda asla unutmayacağız. Ama şu olanların üstüne, televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde "futbolun güzel taraflarını konuşalım, marka değeri düşmesin, hakemi boşverin," muhabbetine başlayacak her kimse satılmışın, onursuzun önde gidenidir.
Küçükten büyüğe maçın ana başlıklarına gelirsek;
1) Volkan şu yediği üç golden sonra kızağa alınmazsa Mert'e çok ayıp olur. Şu kadarını söyliyeyim; eğer bugün Beiktaş'ın kalecisi bizde, bizim kaleci onlarda olsaydı 10 kişi kalmamıza rağmen daha 60 dakikada 4 - 0 filan olurdu.
2) Meireles resmen Fenerbahçe'yi sırtından hançerlemiştir. Bu bir değil, iki değil... Onu bu saatten sonra antremana almak bile bugün savaşan kahramanlara saygısızlık olur.
3) Cüney Çakır... Tek kelimeyle yaptığı futbol cinayeti değil, hak, hukuk cinayetidir. Bugün ligin kaderiyle oynamak için sahaya adım atmıştır. Başka hiç bir izahı yok. Geçen hafta Halis Özkahya Galatasaray'ı Sivas'ın elinden alıp onlara 3 puan hediye ederken, bugün Cüneyt Çakır bizim 2 puanımızı milyonların gözü önünde cebren gaspetmiştir. Oldu mu 5 puanlık bir makas... Sivas'tan hakemsiz en fazla 1 puan alırlardı. Bu durumda bile ligin geniyle 4 puanlık bir oynama söz konusudur.
Cüneyt Çakır kötü yönetim göstermemiştir; Cüneyt Çakır verilen görevi yapmıştır. Tıpkı geçen hafta Halis Özkahya gibi...
Bu saatten sonra Cüneyt Çakır'ın herhangi bir Fenerbahçe maçında görev alması durumunda ortalığı ayağa kaldırmayan yönetime de, biz taraftarlara da şimdiden yazıklar olsun. Cüneyt Çakır'a ebediyen Fenerbahçe maçlarının kapısı kapanmalı.
Verilmeyen yüzde BİN nizami bir gol, çalınmayan yüzde yüzlük bir penaltı, yine es geçilen yüzde seksenlik ikinci penaltı... Bunlar haricinde ikinci sarıdan en az iki defa atılması gereken Beşiktaş'lı bir futbolcu (adı Ersin mi, Ersan mı nedir; bilmiyorum), yine ikinci sarıdan atılması gereken bir başka Beşiktaş'lı... (Adı Oğuzhan'dı galiba; yolda görsem bilmem hiç birini.)
Unutmadan: Sow'a haksız yere kaldırılan bir off sayt bayrağı da yan hakemin ikramiyesidir.
Cüneyt Çakır bir maçı katlenmenin nirvana noktasına yükselmiştir.
Tarih rezilliğin böylesine tanık olmayı bizlere bir daha nasip etmesin.
***
NOT: İki defa off saytı bozan Gökhan Gönül var bir de... Ama gösterdiği mücadeleye saygımdan ansam mı, anmasam mı; tereddütte kaldım.