Ben genel olarak Obradoviç'in oyunculara Phil Jackson gibi yaklaştığını görüyorum. Bu adamlar sadece oyun bilgileriyle değil, insan sarrafı oldukları için de başarılı oluyorlar.
P-Jax kuralları esnetmeden nabza göre şerbet verenlerden. Mesela, Pippen'e hep yerini bildirmek zorundaydı, "Patron benim" diye yaklaşırdı. Azarlamazdı ama hep sıkı denetiminde tutardı. Horace Grant'ı ise hep azarlardı çünkü ancak öyle oynardı. Grant böyle hırslanır, böyle oynardı. Pippen'i azarladığında 3 maçı gözden çıkarmak zorunda kalırmış. Rodman'a "Ne olursan, kim olursan gel" dedi. Daha ilk toplantısında gözünün içine bakarak konuşmasını ve gözlüğünü çıkarmasını ister ancak istediği dövmeleri, saçı yaptırabileceğini, bunu Rodman'a yakıştırdığını söyler.
Obradoviç'in Kenan'ı diğerleri kadar fırçaladığını görmedim. İstediklerini yapmadığında kenara alarak eğitiyor. Buna karşılık belki de ruhsuz görünütüsünün altındaki volkanı faaliyete geçirmek için Bjelica'ya da yağdırıyor. Bo'yu neredeyse el bebek gül bebek tutuyordu.
Bizler, buna en başta kendimi koyuyorum, burada FM oynuyormuşcasına yorumlar yapıyoruz. Obradoviç'in kusursuz, hatasız olduğunu düşünmek bile abes ANCAK kusursuza en yakın hocadır kendisi.
Antrenörlük anlamında eksiğini söyleyebilir misiniz?
Antrenörlük kişiliği ile ilgili?
Adam çıkıyor sahteciler, kaypaklar gibi, "Tüm sorumluluğu üzerime alıyorum!!" deyip bırakmıyor. Bu ne demektir? "Aslında bende hata yok AMA yine de o kadar üstün, yüce âli bir kişiyim ki, bunlara kol kanat geriyorum" Kimi kastettiğimi hepimiz biliyoruz, adını bile yazmak gelmiyor içimden. Ne diyor üstad, "Hata benim, bu oyuncuları ben seçtim" diyor. Hatasının ne olduğunu da söylüyor. (Bunu Aykut hoca da yapardı)
İvkoviç dahil, hangi hocayla kendimizi Avrupa'nın zirvesine daha yakın hissederiz, bu sene NBA'da çalışan Davit Blatt dahil? (Ki kendisi ABD'li gibi olması, Princeton hücumunu benimsemesi ve de Yahudi olması sebebiyle, arkasına lobi desteği alarak da oraya gitmiştir.)
Daha da yazılır ama kafa ütülemeyeyim, kıymet bilelim.