Turnuvayı açık ara sürklase eden ve bütün maçlarını en az 20 sayının üstünde fark yaparak kazanan Amerika Erkek Basketbol Milli Takımıyla ilgili bir detay paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz, Amerika buraya en iyi oyuncularından oluşan kadrosuyla gelmedi. Öyle ki, kadrodaki çoğu oyuncu kariyeri boyunca büyük maç oynamamıştı ve kadronun en az yarısı basketbol kariyerleri boyunca ilk defa bu turnuvada şampiyonluk maçına çıktı.
Şöyle örnekleyeceğim: Biliyorsunuz, Milli Takımlarda oynayan isimler genellikle o ülkenin en güçlü takımlarında oynar. Amerika'ya bakacak olursak... NBA'de hemen herkesin bildiği gibi 30 takım var. Bunların 15'i Doğu Konferansında, 15'i Batı konferansında yarışıyor. Batının ilk sekizine giren takımları kendi aralarında play-off oynuyor, Doğu'nun ilk sekize giren takımları da yine kendi aralarında... Yani 30 NBA takımından 16'sı play-off yapıyor. Doğu Şampiyonu ile Batı Şampiyonu ise kendi arasında NBA şampiyonluğu için kapışıyor.
Bu sezon Batıyı Şampiyon bitirip NBA finallerinde Doğu Şampiyonu Miami'yi yenerek sezonu şampiyon kapatan San Antonio Spurs'ten tek bir oyuncu yoktu Amerika Milli Takımı'nda... Tabii finaldeki rakibi Miami Heat'ten de tek bir oyuncu yoktu.
NBA finalinden sonra en değerli seri, konferans finalleridir. San Antonio'nun Batı Finalinde rakibi Oklahoma'ydı. Doğu finalinde ise Miami'nin rakibi Indiana'ydı. Amerika Milli Takımı'nda ise NBA finali oynayan takımlardan tek bir isim olmadığı gibi, konferans finali oynayanlardan da tek bir oyuncu kadroda yoktu. Yani son dörde kalan takımlardan tek bir ismin dahi bulunmadığı Milli Takım...
Gelelim son sekize kalan, yani ilk turu geçip, konferans yarı finallerinde elenen takımlara... NBA'de bu sezon son sekize kalan takımlardan sadece bir oyuncu vardı Amerika kadrosunda ve o da rotasyonda sondan ikinci sırada yer alan, yani kadronun 11. adamı Plumlee'ydi. Plumlee bu sezon Brooklyn Nets'in yedek oyuncusuydu, Lopez'in sakatlanmasıyla bir anda kendisini ilk beşte bulan çaylak oyuncu takımıyla beraber play-off ilk turunda Toronto'yu geçtikten sonra, yarı finalde Miami'ye elenmişlerdi. Yani, Amerika Milli Takımında NBA'in geçen sezon en iyi sekiz takımı arasına adını yazdıran ekiplerin sadece birisinden ve o da bir tane oyuncu vardı.
Takımı play-off'a kalan ve daha ilk turda elenen oyuncular ise Harden, Curry, Thompson, DeRozan ve sakatlığı nedeniyle o dönem hiç forma giymeyen Derrick Rose... Bu beş oyuncunun takımları NBA'de play-off yapabilen 16 takım arasına girdi. Kalan 6 oyuncu ise bu 16 takım arasına giremeyen, play-off dışı kalmış 14 takımdan seçilmiş isimler: Kyrie Irwing, Rudy Gay, DeMarcus Cousins, Anthony Davis, Kenneth Faried ve Drummond...
Bu ne demek? "Potansiyel" olarak bu tür turnuvaları sürklase edebilecek en az iki Milli Takım daha çıkarabilirler? Düşünün, en iyi takımlardan gelen oyuncu yok. Yani Türkiye'de bir Milli Takımın Efes, Fenerbahçe ve Galatasaray'dan tek bir oyuncu almadan kurulabildiğini düşünseniz ya...