ömer onan'ın dediği gibi teknik-taktik sebepliyse doğru tercih olduğunu söylemek mümkün.
herkes savunma handikabından bahsediyor goudelock'un ama savunma handikabı kadar bir de atletizm handikabı yaratıyor takıma.
avrupa basketbolunda, basketbolu temelden değiştiren 2 karar var.
ilki 24 saniye süresinin gelmesiydi. 24 saniye gelince oyun hızlandı, pnr temel hücum düzeni haline geldi vs.
diğeri de 3 sayı çizgisinin geri çekilmesi.
henüz pek farkına varılmadı ama 3 sayı çizgisi geri çekildikten sonra atletizmin önemi çok arttı avrupa basketbolunda da, nba ile benzer basketbol oynanmaya başladı buralarda da.
3 sayı çizgisi geri çekilince en başta oyunun oynandığı alan genişledi, bireysel yeteneklerin hücumda kullanabileceği boş alan çoğaldı, savunma yapmak zorlaştı. atletik pivotlar ihtiyaç haline geldi bu yüzden.
maccabi'nin şampiyonluğu, fransa'nın ispanya gibi takımı habire ezmesi falan hep bu değişimle alakalı.
atletizm artık fundamentali yenmeye başladı ve goudelock'un yarattığı en büyük handikap da atletizm ile alakalı bence.
elinde amerikalı kısa varsa en başta atlet olmalı, hem hücumda, hem savunmada takıma atletizm katmalı.
goudelock'un atletizmi düşük, diğer oyuncular ile birlikte baktığında takıma atletizm katmıyor.
takımı goudelock'a uydurma şansımız olsa değerlendirilebilirdi ama;
muhtemelen atletizmi düşük bir guard daha alacağımıza ve kenan, melih, emir'den vazgeçemeyeceğimize göre;
goudelock'u değiştirmek suretiyle atletizm ihtiycını gidermeye yönelik takviye daha doğru gibi duruyor.
özetle goudelock'u yollamanın sebepleri arasında savunma dışında takımın atletizmini arttırma düşüncesi de olabilir gibi geliyor.
ki savunma handikabından daha geçerli bir neden benim gözümde bu...