Gönderen Konu: NBA Tarihi ve Efsaneler  (Okunma sayısı 52599 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
NBA Tarihi ve Efsaneler
« : 25 Kasım 2013, 21:50:20 »
NBA'i NBA yapan efsane basketbolcular, unutulmaz maçlar, takım tarihleri vs... Eskiye dair ne varsa...

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Toplamda En Çok Sayı Atan Oyuncular (Regular Sezon)
« Yanıtla #1 : 03 Aralık 2013, 10:26:43 »
OYUNCU   ADI ................. TOPLAM SAYI ............ OYNADIĞI MAÇ SAYISI


1- Kareem Abdul-Jabbar: ............   38387 ........................ 1560 ..................

2- Karl Malone:............................   36928 ........................ 1476 ..................

3- Michael Jordan: ......................   32292 ........................ 1072 ..................

4- Kobe Bryant: ........................... 31617 ....................... 1239 ................... (Aktif Oyuncu)

5- Wilt Chamberlain: ..................   31419 ....................... 1045 ....................

6- Shaquille O'Neal: ...................   28596 ....................... 1207 ....................

7- Moses Malone: ......................   27409 ....................... 1329 ....................

8- Elvin Hayes: ..........................   27313 ....................... 1303 ....................

9- Hakeem Olajuwon: ................. 26946 ........................ 1238 ....................

10- Oscar Robertson: .................. 26710 ......................... 1040 ...................


NOT: Rakamların tamamı regular sezona aittir. Bilindiği gibi NBA'de regular sezon istatistikleriyle play-off istatistikleri tamamen ayrı tutulur ve asla birbirine karıştırılmaz. "Play-off" olarak belirtilmeyen bütün veriler sadece regular sezona ait olanlardır.
« Son Düzenleme: 03 Aralık 2013, 10:50:28 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Toplamda En Çok Sayı Atan Oyuncular (Play-Off)
« Yanıtla #2 : 03 Aralık 2013, 10:48:53 »
OYUNCU   ADI .......... TOPLAM SAYI ........ OYNADIĞI MAÇ SAYISI


1- Michael Jordan: .....................   5987 ........................ 179 ..................

2- Kareem Abdul-Jabbar :...........   5762 ........................ 237 ..................

3- Kobe Bryant: .........................   5640 ........................ 220 ................  (Aktif Oyuncu)

4- Shaquille O'Neal: ...................   5250 ........................ 216 .................

5- Karl Malone: .......................... 4761 ........................ 193 ...................

6- Tim Duncan: .......................... 4614 ........................  211 .................. (Aktif Oyuncu)

7- Jerry West: ...........................   4457 .......................  153 ....................

8- Larry Bird: .............................   3897 .......................  164 ....................

9- LeBron James: ....................... 3871 ........................ 138 .................... (Aktif Oyuncu)

10- John Hawlicek: ..................... 3776 ........................ 172 ...................

« Son Düzenleme: 03 Aralık 2013, 10:51:09 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Muhteşem Kaybedenler: Malone-Stockton
« Yanıtla #3 : 16 Aralık 2013, 13:06:25 »




ntvspor.net'te Mert Aydın tarafından Stockton ve Malone'un hikayesi yazılmış. Gerçi olabildiğine yüzeysel, genel geçer bilgiler ama şimdilik kendimizin ayrıntılı bir şeyler yazmaya zamanı olmadığı için burada bulunsun istedik.








KARL MALONE-JOHN STOCKTON

1984 NBA draftının en büyük özelliği hiç kuşku yok ki Michael Jordan’ın Chicago Bulls tarafından seçilmesidir.
 
Hakeem Olajuwon ve Sam Bowie’nin ardından 3. sırada yer alan Jordan’ın NBA tarihini yeniden yazdığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Aynı yıl draft edilen 1.85 boyundaki bir beyaz adam ve 1985’te 13. sırada draft edilen 2 metre 6 santimetrelik 9 çocuklu bir Güneyli ailenin oğlu ne yaptılarsa kariyerleri boyunca Jordan’ın gölgesinden çıkamadı.
 

Washington eyaletinin Spokane kentinden gelen John  Stockton, NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyun kurucularından birisi olarak anılacak. 19 sezonluk NBA ve Utah Jazz kariyerinde 15 bin 806 asistle kırılması güç bir rekora imza attı Stockton. 13.1 sayı, 10.5 asist kariyer ortalamaları yeterince etkileyici. Ve de sezon başına play-off’lar dahil takımların ortalama 90 küsur maç yaptığını düşünürsek kariyerinde sadece 22 maç kaçırmış olması da anlamlı.
 
Topu hep doğru adrese gönderdiği için Postacı lakabını alan  Karl Malone 18 sezon Utah Jazz’ın en önemli sayı silahı oldu. Kariyerinin son sezonunda ise Los Angeles Lakers forması giydi. Rekorlar kırdı, All Star maçlarında ve NBA’de ikişer kez En Değerli Oyuncu seçildi. Kader arkadaşı John Stockton ile birlikte 2 kez Rüya Takım formasıyla olimpiyat şampiyonluğu elde etti.
 

Malone ve Stockton birlikte NBA tarihinin en iyi 50 basketbolcusu listesine alındı. Kısacası NBA efsanesi olarak anılmaya hak kazandılar.
 
Ancak Stockton ve Malone için NBA şampiyonluğu hep hayal olarak kaldı. 1992’de Portland Trail Blazers, 1994’te Houston Rockets ve 1996’da Seattle Supersonics, Batı’da Utah’ın zafere ulaşmasını engelledi.



Malone ve Stockton için uygun zaman 1997’de gelmiş gibiydi. Batı finalinde Houston Rockets karşısında 4-2 ile zafere ulaştı Rockets. 6. maçın son saniyesinde Stockton’ın attığı basketin önemini anlatmaya gerek yok.

Finalde rakip tabii ki Michael Jordan’ın sevgili Chicago’suydu. Jordan 1993’te basketbolu bırakmış ama 1995’te geri dönmüştü. O varken Chicago da vardı.
 
1997 final serisinde 4-2 ile kazanan Chicago oldu. Malone’un performansı seriyi fena halde etkiledi. Postacı’nın kötü oynadığı, isabet oranında düşük kaldığı maçlar kötü bitti.
 
1998 Batı finalinde Jerry Sloan yönetimindeki Utah Jazz, Los Angeles Lakers’ı 4-0’la süpürerek Chicago’ya mesajını gönderiyordu.
 
Ne var ki Jordan ve arkadaşlarının şampiyonluk alışkanlığı vardı. Serinin 6. maçında bitime 5.2 saniye kala Malone’a atılan pas yerine gidebilse iş 7. maça taşınacak belki de NBA tarihi değişecekti. Fakat araya giren Jordan basketi attı ve Utah bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı.
 
Malone için 41 yaşında bir şans daha geldi. Los Angeles Lakers formasıyla NBA finaline bir kez daha yükseldi. Ama Mehmet Okur’un da içinde bulunduğu Detroit Pistons 4-1’le Postacı’nın hayallerine son verdi.




Kaynak: http://www.ntvspor.net/haber/basketbol/99875/muhtesem-kaybedenler-malonestockton
« Son Düzenleme: 16 Aralık 2013, 13:09:42 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
NBA Tarihi ve Efsaneler (Magic Johnson)
« Yanıtla #4 : 20 Aralık 2013, 13:43:02 »
Michael Jordan ve Magic Johnson. Benim için dünya basketbolunun gelmiş geçmiş en özel iki ismi. Benim için diyorum, bu kişiye göre değişir. Onların hemen ardından Larry Bird ve Kareem Abdül-Jabbar gelir.

Şu fotoğrafın bendeki yeri başka. 1991 NBA finallerinde Michael Jordan ve Magic Johnson kapışıyor.





Şu da bu muhteşem ikiliye ait bir başka enstantane:






NBA'i bir dünya ligine dönüştüren rekabet şüphesiz 80'lere damga vuran Magic Johnson - Larry Bird rekabetidir. 70'lerin sonlarında Amerika'nın en iyi kolej oyuncusu kim tartışmalarıyla başlayan bu kişisel rekabet 1979 kolej finaliyle tavan yapmış ve uzun yıllar kırılmayan bir reyting rekoru elde etmiştir. Daha sonra Lakers - Celtics özelinde NBA'e de taşınan bu kişisel rekabet basketbolun altın çağını yaşatmıştır.

İşte o meşhur 1979 KOLEJ finalinde Michigan State'li Magic'le, Indiana State üniversitesinden Larry Bird'ün ilginç bir görüntüsü. Bu çocuklar nereye bakıyor? :)





Saha içinde tarihin en büyük kişisel rekabetini yaşasalar da, saha dışında Magic Johnson ve Larry Bird'ün gerçekten çok yakın dost olduğu hemen herkes tarafından bilinir ve söylenir. Onlar ezeli rakip, ebedi dost tanımıma en uygun isimlerdir.  NBA yıllarına ait çok dostluk görüntüleri var ama kolej yıllarında da oldukça samimi oldukları görülüyor.





1979 kolej finalini kazanan Magic Johnson. (Maçın tamamı kişisel arşivimizde mevcut.)





Magic Johnson 1979 kolej şampiyonluğundan sonra draft edildiği Lakers'ın yolunu tuttu. Burada NBA tarihinin en önemli pivotlarından birisiyle oynama şansı buldu: Kareem Abdül-Jabbar.





Kareem ve Magic ikilisi birlikte tam 10 sezon geçirdi. Bu sürede 8 final oynadılar ve 5 şampiyonluk kazandılar. Sadece 1981 ve 1986'da final göremediler. Her iki sezonda da batı finalisti Houston'dı ve her iki sezonda da Boston (Larry Bird) şampiyon oldu. Bird'ün 3 şampiyonluğundan sadece birisi Magic Johnson'ı yenerek kazanılmıştır. (1984.) Magic ise Bird'ü tam 3 finalde yenmiştir. 1979 kolej finali, 1985 ve 1987 NBA finali. Şüphesiz bunu tek başına yapmadı. Kareem gibi büyük bir pivotla oynamak da ona çok şey kazandırdı:





--------

Hakan Yaman / 20 Aralık 2013
« Son Düzenleme: 20 Aralık 2013, 13:48:48 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #5 : 20 Aralık 2013, 20:46:55 »
Pek yakında ilk ve orjinal Dream Team hakkında kapsamlı bir yazı kaleme alma niyetindeyim. Onları ve onların dünya basketboluna kattıklarını... Bugün basketbol ihtiyar kıtada bu kadar hızlı gelişti ve böylesine sevildiyse bunun en önemli eşik noktası 1992 Barcelona Olimpiyatlarına katılan ilk ve orjinal Rüya Takım'dır.

O kadro bütün zamanların gelmiş, geçmiş ve bence gelecebilecek en iyi kadrosuydu. Çünkü o kadroda Larry Bird, Magic Johnson ve Michael Jordan vardı. Bu ayarda üç oyuncunun aynı zaman dilimine rastlaması ve aynı devirde basketbol oynaması bir daha kolay kolay mümkün olmaz.

İşte -yine bence- bütün zamanların gelmiş geçmiş en değerli üç oyuncusu. 1992 Barcelona Olimpiyatlarında birlikte gülümsüyorlar:


« Son Düzenleme: 20 Aralık 2013, 21:13:01 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #6 : 06 Ocak 2014, 23:08:29 »
1991 sonbaharı... Bir akşam TRT'de bu haberi duyduğumda gözlerim dolmuştu. 15 yaşını doldurmuş, 16 yaşın tutkulu çağındaydık. Magic Johnson'ın basın toplantısını gördüm. Hastalığını ve basketbolu bırakma kararını açıklarken bile gülümsüyordu. Saha içinde gözünde şimşekler çakan ve bir bakışıyla arkadaşlarını hizaya sokan efsane, saha dışında her zaman olduğu gibi gülümsemesiyle içimizi ısıtıyordu. O gün gözümden bir kaç damla yaş aktığını hatırlıyorum.

Geçmiş zaman olur ki... O günün Türk gazetelerinde haberin veriliş şekli... Özellikle Larry Bird'le olan fotoğrafın altındaki yazı iğrenç: "Artık Magic Johnson AIDS virüsünün vuracağı günü bekleyecek."

Toplumun konuya dair ne kadar cahil olduğunu bu haberin veriliş şeklinden bile süzebiliriz. Şüphesiz Magic Johnson insanlığı bu konuda uyandırmak için önemli bir misyonu yerine getirdi. Bu haberden 1 sene sonra Barcelona Olimpiyat Kadrosunda (Dream Team) yer almak için basketbola geri dönmesinin temel nedeni de insanlığa mesaj vermek içindi. Aradan 22 sene geçmiş ve halen Türk gazetecisinin o iğrenç benzetmesi, "vuruş" olmadı. İyi ki olmadı. Ve Magic Johnson halen gülümsüyor, içimizi ısıtıyor. (Not: Magic'in Aids değil, Hiv virüsü taşıyıcısı olduğunu, arada önemli bir fark olduğunu bilmiyorduk. Kimse bilmiyordu.)



Çevrimdışı Bukefalos

  • Üye
  • Yaş: 39
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1175
  • Cinsiyet: Bay
  • RWB0 & SC30
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #7 : 07 Ocak 2014, 16:08:41 »
Bu magic-kareem bulusmasında herhangi bir katakulli olmadı degil mi abi,
acımasız bir takım olmuslar :)

bu arada ben hala daha Aids ve hiv virüsü tasıyıcı farkını bilmiyorum,
cahilligime verin
Ver Lester'e, yaz deftere

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #8 : 08 Ocak 2014, 10:15:15 »
 Hiv virüsü aktif hale geçer ve bütün vücudu teslim alır. Son kaçınılmazdır.

(Kişi HIV ile karşılaştığı andan itibaren "HIV pozitif", "HIV enfekte" veya "HIV taşıyıcısı" olarak adlandırılır. Bizler bu hastalık için "AIDS" adını kullanıyoruz, ancak Dünya Sağlık Örgütü "HIV/AIDS" teriminin kullanılmasını önermektedir. Çünkü, hastalığın etkeni "HIV" adı verilen bir virüstür. AIDS ise hastalığın seyri sırasında, eğer hasta tedavi almıyorsa klinik ilerleyecek ve enfeksiyonların çok fazla olduğu, kilo kaybı ve kasların erimesi ile giden döneme girecektir, bu döneme "AIDS" adı verilmektedir. Bu nedenlerden dolayı hastalığın adı "HIV/AIDS" olarak kullanılmaktadır.

Taşıyıcı" terimi, ömür boyu hastalık etkenini taşımak, ancak hasta hale gelmemektir. "Hepatit B" dediğimiz sarılık tipinde de herkes tarafından bu şekilde bilinmektedir. HIV/AIDS hastalığında durum farklıdır. Kişi HIV pozitif olduktan sonra eğer gereken zamanda tedaviye başlanmıyor ve devam ettirilmiyorsa, ilerleyen zaman içinde hasta hale gelecektir.")


Magic Johnson taşıyıcı. Ancak 20 yılı aşkın süredir hiç aksatmadan düzenli olarak tedavi olduğu için virüs aktif durumda değil. Eğer tanı konulduğu zaman virüs aktif hale geçmiş olsaydı zaten ne 92 all-star'ındaki resitali sunabilirdi, ne 92 Barcelona Olimpiyatlarında görebilirdik onu.
« Son Düzenleme: 08 Ocak 2014, 10:16:01 Gönderen: Hakan Yaman »

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #9 : 08 Ocak 2014, 10:53:59 »
Hiv virüsü aktif hale geçer ve bütün vücudu teslim alır. Son kaçınılmazdır.

(Kişi HIV ile karşılaştığı andan itibaren "HIV pozitif", "HIV enfekte" veya "HIV taşıyıcısı" olarak adlandırılır. Bizler bu hastalık için "AIDS" adını kullanıyoruz, ancak Dünya Sağlık Örgütü "HIV/AIDS" teriminin kullanılmasını önermektedir. Çünkü, hastalığın etkeni "HIV" adı verilen bir virüstür. AIDS ise hastalığın seyri sırasında, eğer hasta tedavi almıyorsa klinik ilerleyecek ve enfeksiyonların çok fazla olduğu, kilo kaybı ve kasların erimesi ile giden döneme girecektir, bu döneme "AIDS" adı verilmektedir. Bu nedenlerden dolayı hastalığın adı "HIV/AIDS" olarak kullanılmaktadır.

Taşıyıcı" terimi, ömür boyu hastalık etkenini taşımak, ancak hasta hale gelmemektir. "Hepatit B" dediğimiz sarılık tipinde de herkes tarafından bu şekilde bilinmektedir. HIV/AIDS hastalığında durum farklıdır. Kişi HIV pozitif olduktan sonra eğer gereken zamanda tedaviye başlanmıyor ve devam ettirilmiyorsa, ilerleyen zaman içinde hasta hale gelecektir.")


Magic Johnson taşıyıcı. Ancak 20 yılı aşkın süredir hiç aksatmadan düzenli olarak tedavi olduğu için virüs aktif durumda değil. Eğer tanı konulduğu zaman virüs aktif hale geçmiş olsaydı zaten ne 92 all-star'ındaki resitali sunabilirdi, ne 92 Barcelona Olimpiyatlarında görebilirdik onu.

ufak bir ekleme yapayım
AIDS açılımı ;Acquired Immune Deficiency Syndrome :  sanırım ''kazanışmış bağışıklığın kaybedilme sendromu ''( üniversitedeki hocam böyle öğretmişti aklımda böyle kalmış :) )
HIV açılımı ise : Human Immunodeficiency Virus , bunu öğretmedi hocam internetten baktım :)  İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü
Allah korusun ,evlerden uzak etsin diyorum 8)
« Son Düzenleme: 08 Ocak 2014, 10:54:55 Gönderen: Cem Ağrak »

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #10 : 08 Ocak 2014, 12:52:50 »
En merak ettiğim NBA oyuncusu Wilt Chamberlain'dir



Kariyeri

1958–1959   Harlem Globetrotters
1959–1965   Philadelphia / San Francisco Warriors
1965–1968   Philadelphia 76ers
1968–1973   Los Angeles Lakers

Başarıları

2x NBA Şampiyonluğu
7 sezon üstüste sayı krallığı (60-66 arası)
4 defa MVP
13 sezon All-Star

Rakamlar

Points   31,419 (30.1 ppg)
Rebounds   23,924 (22.9 rpg)
Assists   4,643 (4.4 apg)

Bütün bu istatistiklerine rağmen Wilt Chamberlain hiçbir zaman en üst düzeylerde sayılmaz. Bunun bir sebebi de aynı dönemde Bostonda oynayan Bill Russell ile karşılaştırılması ve Bill Russel'ın Wilt Chamberlain'e oyun anlamında kurduğu üstünlüktür. NBAde bir maçta 100 sayı atmış yegane oyuncudur.

https://www.youtube.com/watch?v=LxMeEzhvNRs
« Son Düzenleme: 08 Ocak 2014, 12:55:53 Gönderen: Okan Y. »
Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #11 : 08 Ocak 2014, 12:58:45 »
Oyun anlamında üstünlük kuran Russel değil, Wilt Chamberlain'dir. Fakat şampiyonlukları domine eden Russel'ın takımı Boston Celtics olmuştur. Yoksa bireysel olarak karşılaştıklarında da Wilt'in rakam olarak ezici üstünlüğü var ama maçları kazanan karşı taraf... Karşılıklı oynadıkları maçlardan iki tanesine ait bazı bölümler arşivimde mevcut. 1967 play-off'larında karşılaştıkları bir maçın ikinci devresiyle, 1969 finalinin son maçının son periyodu. (Aynı zamanda Russel'ın son maçı.) Gerçi 69 senesinde ikisi de elden ayaktan düşmüş sayılırdı, özellikle Russel. Fakat kariyerini inceleyenler hiç bir zaman bireysel olarak Russel karşısında ezilmediğini rakamlarla söyler ve ispatlar.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #12 : 08 Ocak 2014, 13:00:47 »
İlaveten: Yukarıdaki videonun görüntüleri 100 sayı attığı maça ait değildir. O maçın bir radyo kaydı dışında görüntüsü yoktur.

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #13 : 08 Ocak 2014, 13:10:59 »
11 şampiyonluğa 2 şampiyonluk abi
bence gerçek hakimiyet bu
ve bence Chamberlain bu yüzden yeterli saygıyı görmüyor
Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #14 : 08 Ocak 2014, 13:32:59 »
Kazandığın kadar saygı görürsün. Bu net.