Arkadaşlar, çekirdekçi dediğiniz seyirci profilinin tersi trübüncü dediğiniz profil değildir. Bilakis, bu sırtı dönük şarkı ve uzun marşlar söyleyen trübüncü ile çekirdekçi denen profil ters tarafından birbirinin aynıdır. Çünkü ikisinin de maça, sahada oynanan oyunun neticesine etkisi yoktur.
Trübüncü ve çekirdekçi ayırımı bizi sanal bir kutuplaşmaya götürür. Sonuca etki eden ve maçı yaşayan taraftarla, sonuca, hakeme, rakibe ve takıma sıfır etkisi olan taraftar ayırımı doğru yolu bulmak için daha sağlıklı olacak. Çünkü tedavinin yolu sağlam bir teşhisten geçer.
Maalesef bizim salonumuza gelen rakibin dizleri titremiyor. Ya uzun marşları ninni dinler gibi dinliyorlar, ya da şehir tiyatrolarında müsamereye çıkmış gibi oynuyorlar. Baskın durumdan söz ediyorum. Yoksa bu sezon geçmiş yıllara göre yol aldığımız doğru. Belki zamanla daha da iyi olacak.
Ancak şu gün şunu diyebiliyor muyuz: "Takım kötü oynasa da taraftar bu maçı alır." Diyemiyoruz. Bunu diyemediğimiz, yahut diyebileceğimiz ortamı oluşturamadığımız sürece saha avantajı denen şey hikaye.