Gönderen Konu: Fenerbahçe | Basketbol Genel Haberler  (Okunma sayısı 1408793 defa)

0 Üye ve 27 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sinanyucel

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 38
  • Yer: Antalya/Alanya
  • İleti: 2859
  • Cinsiyet: Bay
    • sinanycl
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1650 : 09 Ocak 2015, 11:24:51 »
Fenerbahçe Ülker’in ‘mücavheri’ o… Hani elinden her iş gelen insanlar vardır ya… O, bu tanımın da fazlası…

Sayı atar, ribaund çeker, asist yapar, blok kovalar… Hal böyle olunca, Fenerbahçe taraftarının ‘gözbebeği’ olmayı da sonuna kadar hak eder… Nemanja Bjelica’dan söz ediyoruz… Şu günler itibarıyla tüm branşlar içinde ‘çubuklunun’ en sevilen isimlerinden. Üzgün, mutlu, heyecanlı olsa da hiç değişmeyen yüz ifadesiyle nam-ı diğer buz adam…
Kanarya’nın Sırp forveti, HABERTÜRK’ün sorularını yanıtladı.
Fenerbahçe, Euroleague’de 1. turu geride bıraktı. TOP 16’ya da iddialı başladı. Öncelikle ilk turu değerlendirebilir misin?

Euroleague’de başlangıç zordu. İlk maçta Milano’ya az kalsın kaybediyorduk. Ancak maç maç daha iyi oynamaya başladık. Hak ederek gruptan çıktığımızı söyleyebilirim. Şu an çok daha iyi konumdayız.
Geçen hafta taraftarlar, “Final-Four için parkeye yüreğinizi koyun” yazılı bir pankart açtı ve Obradovic de bu pankartın altını çizdi. Taraftar hedefi koydu, sizin açınızdan durum ne?

Taraftar bunu istiyor ve biz de bunu başarmayı istiyoruz. Türkiye’nin en iyi taraftarına sahip olduğumuzu biliyoruz. Onlar daha sabırlı olmalı ve bizi desteklemeye devam etmeli. Biz F.Bahçe’de oynuyoruz ve lig ya da Avrupa fark etmez, her maçı yüzde yüz performansla oynayacağız. İyi yoldayız ve umuyorum ki daha iyi yolda olacağız. Amacımız tabi ki onların isteklerini ortaya koyabilmek. TOP 16’da da maç maç ilerleyeceğiz. Hedefimiz için tabii ki ilk 2’de yer almak çok büyük önem taşıyor.
Taraftar seni çok seviyor ve seni gülerken görmek istiyor. Barcelona’ya son saniye basketiyle galibiyeti getirdikten sonra bile yüzünde ifade değişikliği olmayan biri olarak gülmek için Final Four’u mu bekliyorsun?

Ben de taraftarımızı çok seviyorum ve bu durumun da farkındayım. Fakat ben bunun numarasını yapamam. Ben böyle bir insanım. Eğer Final-Four’a kalırsak, söz veriyorum güleceğim.
“ÖNEMLİ OLAN HEP EN İYİYİ VEREBİLMEK”
Türkiye’de birçok kişi seni Avrupa’nın en iyi power forveti olarak görüyor. Katılıyor musun?
Bu şekilde düşünmüyorum ama insanların böyle düşünmesi beni çok memnun ediyor. Gurur duyuyorum. Şu an takımda çok önemli bir rolüm var. Coach bana güveniyor. Ve ben de bu rolümün hakkını vermeye çalışıyorum. Önemli olan sürekli kendini geliştirmek. 5 yıl oyun kurucu olarak oynadım. Sırp Milli Takımı’nda 3 numarada oynadım. Şu an 4 numara oynuyorum, çok mutluyum. Hangi pozisyon olursa olsun, hep görevimi en iyi şekilde yerine getirerek oynamaya çalışıyorum.
“KARİYERİMİN EN DOĞRU KARARI FENERBAHÇE”
Geçen yıl bir maç esnasında Obradovic’le bir olay yaşadın ve daha sonra soyunma odasına gitmek zorunda kaldın. O gün neler hissettin?
Tabii ki o an çok kötü hissettim. Ama sonrasında hiçbir şey olmadı. Hala izlerken pek bakmak istemediğim bir durum ama bir sonraki maça hiçbir şey taşımadan tartışmayı sonlandırdık. Maçın hemen ardından her şey unutuldu. Şu an hatırlamıyorum bile! Şunu biliyorum ki, kariyerimin en iyi kararını buraya gelmekle verdim. Ben ve ailem çok mutluyuz.
“6 YIL SONRA ÇOK DAHA GÜÇLÜ ŞEKİLDE GELDİM”
Fenerbahçe’de 6 yıl önce Tanjevic seni istemiş, hatta antrenmanlara çıkmıştın. O dönemde transferin neden gerçekleşmedi?
O dönemde Türkiye’de yabancı sınırlaması vardı. Yabancı sınırı nedeniyle kadroya alınmadım. Bunun üzerine Kızılyıldız’a gittim ve böylesi daha iyi oldu. Buraya daha güçlü bir şekilde geldim. O dönemde en iyi tercihi yaptığımı düşünüyorum.
“TÜRKLER TAKIM BULACAĞINI BİLİYOR”
Türk sporunun en önemli sorunu altyapı… Buna karşın Sırbistan özellikle basketbolda oyuncu fabrikası. Bu durumun sebebi sence ne ve Türk gençlerine ne tavsiye ediyorsun?
Türk oyuncular, ne olursa olsun kulüp bulacaklarını biliyorlar. Sırbistan’da ise çok büyük bir ekonomik kriz var ve oradaki gençler çalışmazlarsa, kendilerini geliştirmezlerse kulüp bulamayacaklarının farkındalar. Türkiye’de de çok yetenekli gençler var. Özellikle Berk, geçen sene burada oynayan Ayberk, Ömer Faruk ve Efes’teki genç oyuncular kendilerini tanıtmayı başardılar. Onlar 18-19 yaşında Euroleague sahnesine çıktılar. Bu kendileri için çok önemli bir an ve onlar oyunlarını daha da nasıl geliştirebileceklerini iyi bilmeliler.
“OBRADOVİC ADETA BASKETBOL TANRISI”
Fenerbahçe’ye imza atarken “Obradovic sizi çağırıyorsa sadece ‘Evet’ dersiniz” gibi bir ifaden olmuştu. Öfkeden kızarmış yüzüyle üzerine doğru yürüdüğünde de aynı şeyi düşünüyor musun?
Tabii ki düşünüyorum (İlk kez gülümsüyor). Kendisi çok büyük bir profesyonel. İşini çok önemsiyor ve bizlerin daha iyi birer insan ve oyuncu olmamız için yol gösteriyor. Parke dışında da çok iyi bir kişiliğe sahip. Zaman zaman herkes onun kızgın ifadesinden, yüzünün kızarmış halinden korkar. Biz de buna alıştık. Kariyerindeki Euroleague şampiyonluklarına bakmak bile onun en iyi olduğunu gösteriyor. Adeta basketbol tanrısı. Çok büyük saygıyı hak ediyor.

Güzel insan halk kahramanı gönül dostu Bjelica nın roportajı. Obradovic hakkındaki sozleri herkese birer mesaj birer örnek olmalı...
Yıkılmayan son kale Fenerbahçe...

Çevrimdışı Semazen

  • Üye
  • Yaş: 61
  • Yer: Antalya-Alanya
  • İleti: 1937
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1651 : 09 Ocak 2015, 14:48:13 »
...
Taraftar seni çok seviyor ve seni gülerken görmek istiyor. Barcelona’ya son saniye basketiyle galibiyeti getirdikten sonra bile yüzünde ifade değişikliği olmayan biri olarak gülmek için Final Four’u mu bekliyorsun?

Ben de taraftarımızı çok seviyorum ve bu durumun da farkındayım. Fakat ben bunun numarasını yapamam. Ben böyle bir insanım. Eğer Final-Four’a kalırsak, söz veriyorum güleceğim....

Burası iyiydi :)
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Çevrimdışı sinanyucel

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 38
  • Yer: Antalya/Alanya
  • İleti: 2859
  • Cinsiyet: Bay
    • sinanycl
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1652 : 09 Ocak 2015, 14:51:30 »
Burası iyiydi :)
Her cumlesi çok samimi ve içten geldi bana zaten :) Diğer oyunculara haksızlık olmasın ama İvan-kim ve tabiki bjelica. Çubuklunun benim gözümde farklı yerde duran 3lüsü. Allah bize hep boylelerini izlemeyi nasip etsin :)
Yıkılmayan son kale Fenerbahçe...

active

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1653 : 09 Ocak 2015, 15:10:33 »
Zaten gerçekten çok doğal bir oyuncu ve biz onu böyle seviyoruz böyle sempati duyuyoruz varsın gülmesin :) ;)
« Son Düzenleme: 09 Ocak 2015, 15:10:41 Gönderen: active »

Çevrimdışı fırat80

  • Üye
  • Yaş: 45
  • Yer: osmaniye
  • İleti: 357
  • Cinsiyet: Bay
  • TEK BÜYÜK FENERBAHÇE
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1654 : 11 Ocak 2015, 18:23:06 »
Fenerbahçe Ülker Genç Takımı ile Galatasaray Genç Takımı arasında bugün (11.01.2015) saat 16.00’da başlaması gereken Genç Erkekler Basketbol Ligi Final Grubu maçı GFB grubunun takımlar ısınırken sahaya meşale ve ses bombası gibi birtakım yabancı madde atmaları yüzünden hakemler tarafından başlatılmamıştır.

Bu tip şiddet eylemleri sadece Fenerbahçe’ye değil, aynı zamanda Türk sporuna da zarar vermektedir. 

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu kişiler hakkında kulübümüzce savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır. 

Hem emniyet birimleri hem de yargıdan bu kişiler hakkında gerekli yaptırımların uygulanmasını acilen beklemekteyiz. Bu olayın takipçisi olacağımızı da kamuoyunun bilgisine sunarız.

Saygılarımızla
(   FENERBAHÇE  )

Çevrimdışı Andrew Goudelock

  • Üye
  • Yaş: 30
  • Yer: İzmir
  • İleti: 2543
  • Cinsiyet: Bay
  • Andrew Goudelock
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1655 : 13 Ocak 2015, 19:59:40 »
Fenerbahçe Ülker’de Ricky Hickman’ın sakatlık sorunu devam ediyor.

Yaklaşık 1 aydır aşil tendonundaki sakatlık sebebiyle sadece CSKA Moskova maçında forma giyen Ricky Hickman’ın durumu geçen süreye rağmen hala net bir şekilde belli olmazken, Fenerbahçe taraftarı Hickman’ın durumunu merak ediyor.

Zonebasket’ın kaynaklarının iddiasına göre Fenerbahçe teknik kadrosu, sakatlığı ciddi olan Hickman’ı sezon boyunca fazla riske etmeden sadece Euroleague’de kullanmayı planlarken, başka bir kaynak ise doktorların olumlu raporuna rağmen Hickman’ın psikolojik açıdan sakatlığın etkisinden çıkamadığını ve bu yüzden riske edilmediğini iddia etti.

Son 1 aydır sadece CSKA Moskova maçında sahada yer alan Hickman, son Nizhny Novgorod maçında oynamazken, lig de ise en son Banvit karşısında süre aldı.

http://zonebasket.com/fenerbahce-ulkerde-hickman-sorunsali/
Ve, Madrid’e ulaşırlarsa… Benchlerinde Avrupa’da hiçbir takımda olmayan bir avantaja sahip olacaklar.

Çevrimdışı Civa

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: Turkiye
  • İleti: 1364
  • Cinsiyet: Bay
  • Arif
    • twitter.com/arifcakir13
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1656 : 14 Ocak 2015, 17:12:10 »
Basketbol şubesinin yönetim yapılanması nasıl, bilen var mı? Yani söz hakkı ülker'de mi yoksa Fenerbahçenin atağı basketbol sorumlusunda mı? Aziz Yıldırım Ahmet Özokur neresinde şubenin yönetiminde.

Çevrimdışı onee

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: İzmit-Denizli
  • İleti: 798
  • Cinsiyet: Bay
    • orhanyet
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1657 : 14 Ocak 2015, 17:17:36 »
ulker futboldan desteğini cekmis.yilda 60 milyon tl yatiriyolarlarmis futbola.

Bizim için guzel haber bence artik tum desteği insallah basketbol takimina verirler.hazir bu sene de ulkerle anlasma bitip yeniden anlasma icinasaya oturuluyorken.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1658 : 14 Ocak 2015, 17:53:12 »
ulker futboldan desteğini cekmis.yilda 60 milyon tl yatiriyolarlarmis futbola.

Bizim için guzel haber bence artik tum desteği insallah basketbol takimina verirler.hazir bu sene de ulkerle anlasma bitip yeniden anlasma icinasaya oturuluyorken.

Cok iyi olmus.  Futbol kadar rezil bir spor dali daha yok: hem gorsel hem de icinde bulundugu durum itibari ile. 

Çevrimdışı onee

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: İzmit-Denizli
  • İleti: 798
  • Cinsiyet: Bay
    • orhanyet
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1659 : 14 Ocak 2015, 17:54:21 »
Cok iyi olmus.  Futbol kadar rezil bir spor dali daha yok: hem gorsel hem de icinde bulundugu durum itibari ile.
aynen katılıyorum.ilgim son derece kısıtlı.boyle de kalmaya devam edecek.

Çevrimdışı Solamnus

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: istanbul
  • İleti: 1880
  • Cinsiyet: Bay
  • in zeljko we trust!
    • cemturk
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1660 : 14 Ocak 2015, 18:22:40 »
ulker futboldan desteğini cekmis.yilda 60 milyon tl yatiriyolarlarmis futbola.

Bizim için guzel haber bence artik tum desteği insallah basketbol takimina verirler.hazir bu sene de ulkerle anlasma bitip yeniden anlasma icinasaya oturuluyorken.
Bence yine bize sponsor olurlar, o kadar yatırım yaptılar EL şampiyonu olacağımız sezon bizi yarı yolda bırakmazlar ;)

Çevrimdışı onee

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: İzmit-Denizli
  • İleti: 798
  • Cinsiyet: Bay
    • orhanyet
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1661 : 14 Ocak 2015, 18:24:49 »
Bence yine bize sponsor olurlar, o kadar yatırım yaptılar EL şampiyonu olacağımız sezon bizi yarı yolda bırakmazlar ;)
hic sanmıyorum ben bizi birakacaklarini.aziz yildirim faktoru olsa da
yatirimlar artacaktır.daha fazla sahibi olurlar bence bundan sonra subenin.

Çevrimdışı Kutay

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1206
  • Cinsiyet: Bay
    • kutay_erkan
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1662 : 14 Ocak 2015, 22:59:45 »
hic sanmıyorum ben bizi birakacaklarini.aziz yildirim faktoru olsa da
yatirimlar artacaktır.daha fazla sahibi olurlar bence bundan sonra subenin.

Ülker o kadar yatırım yaptı yaptı yıllardır, tam meyvelerini iyice toplayacakken bırakmaz kolay kolay bence. Aziz Yıldırım faktörü korkutsa da ticari olarak iki tarafa da kazançlı şu anki durum.
Burası Fenerbahçe. Burada "2010'da şampiyon olalım, 5 yıl sonra başarılı olalım." diye hedef belirlenemez. - Willie Solomon

Çevrimdışı sinanyucel

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 38
  • Yer: Antalya/Alanya
  • İleti: 2859
  • Cinsiyet: Bay
    • sinanycl
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1663 : 15 Ocak 2015, 01:24:07 »
Sitenin yeni banner ı çok başarılı olmuş. Yapanların eline emeğine sağlık :) uzun zamandır dikkatimi çekiyodu eskisi, acaba hadsizlik  olur mu yada luzumsuz bi eleştiri gibi algınabilir mi  diye düşünüp fikrimi yazmamıştım, çünkü cappie li ersun yanallı biraz eskide kalmış banner dı :) gerçi bunda da sosyal medyadaki yaygın tabirle nam ı diğer Sir Eagle yok :))) uzun lafın kısası çok basarılı bi yapım olmuş ellerinize saglık :)
« Son Düzenleme: 15 Ocak 2015, 01:25:48 Gönderen: sinanyucel »
Yıkılmayan son kale Fenerbahçe...

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe / Genel Haberler
« Yanıtla #1664 : 09 Şubat 2015, 22:21:10 »
muhteşem ötesi bir yazı , okumayan kalmasın lütfen

Spor Sergi’yi hiç görmedim,yani gördüysem de hatırlamıyorum.
Fenerbahçe basketbol takımı ile ilgili aklımdaki ilk sahne 90-91
şampiyonluğu benim. İstanbul, Bursa derken Adana, Isparta ve en sonunda
Antalya’da gelen şampiyonluk. Mübarek final serisi değil, kavimler
göçü. Larry Richard, Hüsnü, Aliço, Hakan, Kemal. Sırf o sene yüzünden hala
Çetin Yılmaz’a toz kondurmam. Çocukluğun travmaları da kahramanları da
unutulmuyor. Levent de var ama onu hatırlamak istemiyorum. Tek yabancı
hakkı, tek kanal, tek yayın ki o da sadece final, haftanın tek günü, tek
basketbol programı. İki olan tek şey spiker sayısı. Lakin orda da
büyük bir sorun var; Murat Murathanoğlu’yla Avni Küpeli’nin yabancı
oyuncu telaffuzları arasında öyle farklar vardı ki ”lan yeni adam mı
aldık” derdim her maç. En azından ben diyordum. Biraz salak bir çocuk
olabilirim belki,bilemiyorum.

Şimdi her maça yayın var. Her maça ayrı yayın yapan, ayrı ayrı paralı
kanallar. Şu faturaya bir 10 lira daha eklemenizi rica
edeceğim, teşekküler. Hepsine ayrı spiker, spikerlerin yanına ayrı
yorumcu, yetmezse stüdyoda ayrı ayrı yorumcular. Kösice’ye bile ”köşişye”
mi ne diyorlar,düşün memleket ne kadar gelişmiş. Bakın samimi
söylüyorum Kösice başkanın haberi yoktur takımın adının öyle telaffuz
edildiğinden.

Yine de güzeldi.

Efes-Ülker hegemonyası başladı sonra. Para orda, koç orda, teknik kadro
orda. Otobüsü dayıyorlar fabrikanın önüne, yüklüyorlar, haydi Abdi
İpekçi’ye. Taraftar da orda yani. Mal olmasına rağmen sırf anası okul
aile birliğinde diye teşekkür alan (takdir alamazlardı), yeni yeni
dikilmeye başlanan sitelerin şorolo çocukları o dönem ”futbolda
Fenerli’yim ama basketbolda Efes’liyim” derlerdi, bilmezsiniz siz
onları. Kafasının arkasına böyle bir kesme tokat atardık onların biz
çırpı bacaklı, naylon Fener şortlu sokak itleri olarak.

Efes alıyor Naumoski’yi, biz alıyoruz Bronx’ta torba tutan papikçiyi.
Adam dün akşam mahallenin köşesinde ”hap var, cigara var, ex var, roche
var” diye bağırıyor, sabah Yeşilköy’de gazetecilere ”her maç 50 sayı
atmazsam suratıma tükürün” diyor. Öyle acayip dönemler. Öyle
adaletsiz sezonlar.

Hayatımda ilk defa 95’te bir basketbol maçına gittim. O
Efes’i, yenilmez Efes’i play-off yarı finalinde 2-0 geriden gelip
yakalamışız, beşinci maç Abdi İpekçi’de. Mahşer yeri gibi salonun
önü, altı yüz bin kişi falan var. Karaborsadan almıştı babam bileti.
Kaderim orda değişti işte, karaborsacılardan hala kurtulabilmiş
değilim. Neyse efendim mevzu dağılmasın. İbo diye bir oğlan
çıkmış, yabancı sayısı üç olmuş, Mitch Smith diye eli yüzü düzgün bir
yabancı almışız, yetmemiş ara transferde Kevin Rankin’i almışız. Adamın
boyu tam 2 metre 12 santim. O dönem bizim için dünyanın en uzun insanı
olan Tamer Oyguç’tan bile uzun, inanabiliyor musunuz? Bir pozisyonda
yerdeyken mola istemişti de ‘herkes n’apıyo lan bu” demişti. Sonradan
alıştık bu tip Amerikan salaklıklarına. İçerde Efes taraftarı da var.
Az ama var yani. ”lan” dedim kendi kendime, ”o çocukların babası da
onlar gibiymiş, gerizekalılık bunlarda ata sporu herhalde”. ”Ayı
Tamer” tezahüratları altında geçen maçta Fenerbahçe, bir sonrakini
oynamasına daha 11 sene olduğunu bilmeden finale çıktı. Finalde
Ülker’e 4-2 kaybettik. Ülker’in koçu Çetin Yılmaz’dı. Çift taraflı
ajanmış ahlaksız :(

Sonraki sene hafif bi’ hareketlenme başladı. Henry Turner diye bir
adam geldi, Allah’a şirk koşmak gibi olmasın ama Jordan gibiydi. Ayhan
Şahenk’teki bir Galatasaray maçında ayağı kırılmıştı. Kırık derken
böyle boktan bir kırık değil. Adamın bildiğin kaval kemiği kırılmış
lan. Bir bandaj, iki fıs fıs sıktılar, maça devam etti. Önce bir üçlük
attı, sonra da bir blok yapıp maçı aldı. Dallas Comegys diye bir adam
almışlar, elinden ne uçan kurtuluyor ne kaçan. Hem savunma, hem hücum da
canavar. Acayip bir topçu. Zaten o kadar iyiydi ki, Fenerbahçe’nin
yükselmesini istemeyen dış mihraklar adamı vurdu. Vurdu
derken, gerçekten vurdu. Uludağ’da mı ne, bir barda adamın manitasına
asılmış, adam da saydırmış. Karaciğerine mi ne gelmiş, vay efendim
basketbol hayatı bitmiş, bundan sonra pipetle beslenirmiş. Bak yalan
olmasın 6 ay sonra smaç vuruyordu. Öyle insanlıktan nasibini almamış
bir babayiğitti. Maccabi’ye gitti sonra.

Şimdikiler gibi değildi o zamankiler. Güneşten ışık yontarlardı, sert
adamlardı. Gittiler, akşam olmadan ortalık karardı.

Böyle iyi yabancılarla artık şu Efes’i bir tokatlamışızdır diyorsunuz
değil mi? Babayı tokatlamışızdır sayın okuyan. Bu sefer de yerliden
giriyorduk içeri. Misal, Erdal Koşan diye bir oyuncu izledik biz. Onu
izleyen herhangi birine gidip ”izlediğin en kötü oyuncu kimdi diye”
sorun, kesin olarak Erdal diyecektir. Öyle bir efsane,öyle nevi şahsına
münhasır bir insandı. Bir Hapoel maçı var örneğin. İlk maçı İsrail’de
12 sayıyla kaybetmişiz,burda son 30 saniyeye 13 sayı önde girdik.
Rakip guard 20 saniye falan elinde tuttu topu. Sonra iki dripling
yaptı. Hücumun bitmesine 5 saniye var,adam potadan 9 metre falan
uzakta. Erdal gitti taktik faul yaptı. Evet taktik faul. Gitti vurdu
adama. Kendini tribünden aşağı atanlar mı istersin, yanındakinin
kafasını ısıranlar mı? Tribündeydim, hüngür hüngür ağlamıştım. Çok
acayip bir insandı sağolsun. Zaten bir ondan, bir de Naumoski’den
tükendi şu genç ömrüm. Naumoski 28 saniye topu elinde tutar; bu 28
saniyenin 27 saniyesinde formasıyla alnındaki teri siler, sonra da
kaldırır atardı üçlüğü. O gün bugündür topu elinde uzun tutan guarddan
korkarım. Gary Lineker’in çok sevdiğim bir sözü vardır: ”
Basketbol, Naumoski’nin topu 28 saniye elinde tutup, son saniyede
Fener’e üçlük attığı bir oyundur.”

Sonra kadro bozuldu, Afrika kabile reislerinin çocuklarını falan
aldık. Öyle adamlar geldi ki Bronx’un papikçileri yanlarında Drazen
Petrovic kalıyordu. Ama takım harika oynuyordu. Setleri falan görseniz
piyuu. Takımın inanılmaz bir sistemi vardı; topu orta sahaya kadar
getir ve İbo’ya ver. Barış Süer mi istersin, Cömert Küce mi, yoksa Hicri
Güneri mi? Müthiş bir takımdı. Zaten Clyde Drexler’ın bir sözü vardı o
takımla ilgili ”Eğer bu takım karşımıza çıksaydı Dream Team’i bugün
hiç kimse hatırlamıyor olurdu”.  O ara Tofaş, İbo’ya 10 milyon mu ne
teklif etti. İbo ”ben gitcem, burda bir bok olacağı yok dedi”, Aziz
Yıldırım ”git de göreyim” dedi. İbo kaldı. Faşo ağa kazandı.

Sonra bir yatırım, bir kalkınma ,bir atak, bir şeyler oldu. Para harcamaya
karar verdik, Nba’de lokavt oldu falan. Rahmetli Conrad’ı, pota düşmanı
Marko Milic’i, radikal islamcı Nba yıldızı Mahmoud Abdul-Rauf’u, Hırvat
uzun Zan Tabak’ı aldık. Hırvat diye bilhasa belirtmemin bir sebebi
var. O gün bugündür Hırvat oyuncu gördüğümde ”eyvah” derim ben. Ayı
oğlu ayı kucağına gelen ribaundu tokatlamıştı da son saniye üçlüğüyle
mağlup olmuştuk Cibona’ya. İbo’ya o an bir silah versen kesin elini
kana bulardı. Zira Avni Küpeli’nin deymiyle “dile kolay tam 43 sayı
atmıştı o maçta sayın seyirciler”.

O takım niye başarılı olamadı diye soracaksınız tabii sevgili gençler?
Koç Halil Üner’di. Lokavt bitti, Nba’ciler evlerine döndü.
Lokmanchuk, Gilmore, Tyson Wheeler falan, komisyon alabileceği ne kadar
adam varsa doldurdu takıma Halil ”the yüzde 5” Üner. Avrupa’da Real
Madrid’e, saha avantajı bizdeyken elendik. Halil en kritik yerde gidip
teknik faul almıştı içerdeki maçta. O an İbo’ya bir silah versen elini
kana bulardı zira sayı atamadan tamamladığı ilk yarının ardından,
ikinci yarıda 30 küsürü bulup, maçı çevirmişti.

Ligde de Tofaş’a çarptık. Aslında çarpmadık, Gilmore davarı son
saniyede iki sayı gerideyken şuta kalktı, faul çaldılar, biz tribünde
sevinçten uzun eşek oynamaya başladık, Gilmore üçte sıfır attı. O an
İbo’ya bir silah versen elini kana bulardı zira önceki maçta,Bursa’da
yine 40 küsür atıp saha avantajını bize getirmişti. Zaten 1-0 geride
başladığımız seri 2-1 oldu bu maçtan sonra. Bursa’da David Rivers
içimizden geçti sağ olsun. Aslında daha ağır tabirler kullanmak
isterdim ama şimdi burada misafirim ben, ayıp olur.

O gün bugündür ne zaman kazandık desem, kafamı çevirdiğimde Halil Üner
maskesiyle bekler hayat.

Yoruldum,devam ederim sonra. Hadi eyvallah

Ragıp Ulaş ALTUN / @rualtun

http://zonebasket.com/bir-taraftar-gozu-ile-fenerbahce-basketbolu-bolum-1/