Gönderen Konu: Fenerbahçe Ülker Euroleague (2014-2015 Sezonu)  (Okunma sayısı 801173 defa)

0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
CSKA mağlubiyeti sonrasında da Oly mağlubiyeti sonrası ziyaretçi olarak burayı okuyordum, forumun yarısı takıma loser diyordu, loser çok ağır ifade değil ama sabır falan yok bizim taraftarlarda 18 yaşındakı da aynı 40 yaşında olan da aynı.

Loser günlük olay değil 2 maçla loser olunmaz, cska ve oly'i gittik deplasmanda yendik winner mi olduk ? Loser winner ayrımını bilmek lazım önce.

Mesela Teodosic'e loser deniyor burda sabaha kadar herkesle tartışırım Teodosic'in loser olmaması üstüne , Teo loser ise  Sergio loser'ın allahıdır.

Önemli olan karakter , bogdan vesely gibi savaşçı oyuncuların sayını artırırsak bu günleri daha çok göreceğiz.

Teodosic filan farklı bir konu... Yeri gelince transfer topiğinde tartışılır. Loser ve winner kavramları dediğin gibi sadece sonuca endeksli şeyler değildir.  Loser denilen oyuncu normal zamanlarda yapabildiğini ve yetenek olarak yapma potansiyelinde olduğu şeyleri telafisi olmayan noktalarda yapamayan, yapmaktan çekinen, eline yüzün bulaştıran ve bunu alışkanlık haline getirendir. Ve büyük yetenekler için söz konusu bir kavramdır. Hani adam zaten kazma ve yapıp ederi bu; onun loserliği winnerlığı tartışılmaz bile.

Şimdi sen büyük bir yetenek olarak her zaman kolaylıkla yapabildiğin şeyleri sana en lazım olan yerde yapmaktan kaçar ya da kendi oyun tarzının dışında tanınamayacak kadar farklı ve olumsuz işlere soyunursan loser etiketini yersin. Ama sen kazanmak için elinden geleni yaparsın, elini taşın altına koyarsın; son mermine kadar harcarsın, iyi oynasan da kötü oynasan da pes etmezsin ve gemiyi en son kaptanlar terk eder hesabı teslim olmaya yanaşmazsın; kaybetsen bile sana kimse loser diyemez. Çünkü kazanıp kaybetmek sadece takım liderinin loserliği ile sınırlı bir şey değildir. Takım arkadaşların yetersizdir, yanlış bir kadro kurulmuştur veya rakip senden daha iyidir, orda da en az sen kadar winner karakterler olur ve farkı yan parçalar belli eder; vs, vs... Benim aklıma gelen ilk örnekler Reggie Miller ve Charles Barkley'dir. Onların şampiyonluğu yoktur ama kimse karşılarına çıkıp loser diyemez. Hele Reggie Miller'ın adı meşhur belgeselde olduğu gibi "kazanma zamanı" ile özdeşleşmiş ve son toplar bir bira reklamından esinlenerek ona atıfla "The Miller time" olarak anılmıştır. Ama mesela Amiral Robinson'ın iki şampiyonluğu vardır ama benim için winner'lık konusu şüphelidir. Keza aynı şüpheyi LeBron için de hala taşımaya devam ediyorum.

Bir de mesela adam şu seviyede loserdir ama filan seviyede pekala kazanmaya ve kazandırmaya yeter. Bu konuda da aklıma yine NBA efsanelerinden Dominique Wilkins gelir. Sayı krallığına rağmen Dominique NBA kariyerinde konferans finali bile göremedi, hep kaybeden taraflar da yer aldı. Ama kariyerinin sonlarına doğru geldiği Panathinaikos'a 1996 senesinde tarihinin ilk Euroleague şampiyonluğunu yaşattı. Hele final-four'un ilk maçında CSKA'yı tek başına yendi. Finalde de (Paris'teki TRT arşivinin hala ara sıra yayınladığı Barcelona-Panathinaikos 96 finali) tam bir winner oyuncu gibi insiyatif alması gerektiği yerlerde aldı. Bu adam şu seviyenin loseriydi ama bu seviyede pekala 40 yıllık winner gibi durabildi. Demem o ki, hakikaten loser ve winner kavramları üstünde düşünülmeden konuşuluyor. Bunları Sergio ve Teodosic konusundan bağımsız söylüyorum.
« Son Düzenleme: 21 Nisan 2015, 10:18:46 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı sinanyucel

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 38
  • Yer: Antalya/Alanya
  • İleti: 2728
  • Cinsiyet: Bay
    • sinanycl
Bu sene deplasmanda kimleri devirmedi ki bu takım. 2 maçımız uzatmalara gitti ve birinde barçayı birinde maccabiyi evinde yendik. Gittik deplasmanda oly den cska dan 2 li averajı alarak galip döndük. Şimdi son bi takım kaldı bu sene yenmemiz gereken kendi evinde. O da malumunuz r.madrid :))
Haa bi de gelecek seneyle ilgili bi temennim var.nşu panatinaikos deplasmanına bi daha gidelim. O deplasman bence bizim dönüm noktamız oldu. Bu seferde vurup gelip hesabı tümden kapayalım ;)
Yıkılmayan son kale Fenerbahçe...

Çevrimiçi Soner

  • Üye
  • Yer: Manisa
  • İleti: 190
  • Cinsiyet: Bay
hickmanın sakatlıgından sonra hepimiz korkuyorduk, ama hickman yerine sure bulan kenan yaptıgı katkıyla final four için büyük pay sahibi oldu. onu da tebrik etmek lazım.

Çevrimdışı emindesouza

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: Azerbaycan , Bakü
  • İleti: 2477
  • Cinsiyet: Bay
Teodosic filan farklı bir konu... Yeri gelince transfer topiğinde tartışılır. Loser ve winner kavramları dediğin gibi sadece sonuca endeksli şeyler değildir.  Loser denilen oyuncu normal zamanlarda yapabildiğini ve yetenek olarak yapma potansiyelinde olduğu şeyleri telafisi olmayan noktalarda yapamayan, yapmaktan çekinen, eline yüzün bulaştıran ve bunu alışkanlık haline getirendir. Ve büyük yetenekler için söz konusu bir kavramdır. Hani adam zaten kazma ve yapıp ederi bu; onun loserliği winnerlığı tartışılmaz bile.

Şimdi sen büyük bir yetenek olarak her zaman kolaylıkla yapabildiğin şeyleri sana en lazım olan yerde yapmaktan kaçar ya da kendi oyun tarzının dışında tanınamayacak kadar farklı ve olumsuz işlere soyunursan loser etiketini yersin. Ama sen kazanmak için elinden geleni yaparsın, elini taşın altına koyarsın; son mermine kadar harcarsın, iyi oynasan da kötü oynasan da pes etmezsin ve gemiyi en son kaptanlar terk eder hesabı teslim olmaya yanaşmazsın; kaybetsen bile sana kimse loser diyemez. Çünkü kazanıp kaybetmek sadece takım liderinin loserliği ile sınırlı bir şey değildir. Takım arkadaşların yetersizdir, yanlış bir kadro kurulmuştur veya rakip senden daha iyidir, orda da en az sen kadar winner karakterler olur ve farkı yan parçalar belli eder; vs, vs... Benim aklıma gelen ilk örnekler Reggie Miller ve Charles Barkley'dir. Onların şampiyonluğu yoktur ama kimse karşılarına çıkıp loser diyemez. Hele Reggie Miller'ın adı meşhur belgeselde olduğu gibi "kazanma zamanı" ile özdeşleşmiş ve son toplar bir bira reklamından esinlenerek ona atıfla "The Miller time" olarak anılmıştır. Ama mesela Amiral Robinson'ın iki şampiyonluğu vardır ama benim için winner'lık konusu şüphelidir. Keza aynı şüpheyi LeBron için de hala taşımaya devam ediyorum.

Bir de mesela adam şu seviyede loserdir ama filan seviyede pekala kazanmaya ve kazandırmaya yeter. Bu konuda da aklıma yine NBA efsanelerinden Dominique Wilkins gelir. Sayı krallığına rağmen Dominique NBA kariyerinde konferans finali bile göremedi, hep kaybeden taraflar da yer aldı. Ama kariyerinin sonlarına doğru geldiği Panathinaikos'a 1996 senesinde tarihinin ilk Euroleague şampiyonluğunu yaşattı. Hele final-four'un ilk maçında CSKA'yı tek başına yendi. Finalde de (Paris'teki TRT arşivinin hala ara sıra yayınladığı Barcelona-Panathinaikos 96 finali) tam bir winner oyuncu gibi insiyatif alması gerektiği yerlerde aldı. Bu adam şu seviyenin loseriydi ama bu seviyede pekala 40 yıllık winner gibi durabildi. Demem o ki, hakikaten loser ve winner kavramları üstünde düşünülmeden konuşuluyor. Bunları Sergio ve Teodosic konusundan bağımsız söylüyorum.


dediklerinizin büyük bir bölümüne katılıyorum lakin yetenekleri sergileme üzerinden verdiğiniz örnek sırf oyuncu ile bağlı olay değil, koç sistem burda daha önemli, örneğin unicaja malaga da stefanson'un çok iyi birebiri olmasına rağmen hatta o takımda en iyi birebir oynayan oyuncu olmasına rağmen Plaza en fazla 2 hücum tahammül ediyor adama , Obradovic ise Goudelock'a serbestlik vermiş Goudelock da takır takır sokuyor , daha net bir örnek gecen sene cska maccabi maçında teo maçı çok iyi seviyyede gecirdi lakin messina son hücumlarda tüm insiatifi weems'e verdi onun üzerine set cizdi, weems de batırdı ama ihale yine teo'ya kaldı yine f4 kaybetti dediler , yani demek istediğim loserlikle winnerlik arasındakı sınır bu kadar basit olmamalı öyle kolay değil bu işler..

Bide loserlik konusu sırf spor icin kullanılmıyor genel olarak , elinden hic bir iş gelmeyen hedeflediği hic bir işin arkasınca gitmeyen adamlar 2 maç izleyip şu adam loser hahaha falan demeleri cidden insanı çileden çıkartıyor.

Çevrimiçi eu_kobe

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: antalya
  • İleti: 686
  • Cinsiyet: Bay
Sizin izlediginiz yayinda cikti mi bilmiyorum ama Maccabi'nin kurmaylari son topu Goudelock'in kullanacagini ustune basa basa soylediler.  Peki ne mi oldu?  Bu oldu:
http://www.snappytv.com/tc/560138
abi bende yabancı bir yayından izliyordum hatta molada boomcu arkadas mikrofonu bildigin maccabi benchine soktu :D 3-4 kere godlok godlok dediler. (telaffuzu zor bir sekilde) korktum o an goudelock'a sniperlı suikast düzenlicekler diye.

Çevrimdışı kingkoala

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 17
  • Cinsiyet: Bay
    • @kingkoala1907
Herkesin bir totemi var,
Ben de bütün haftalar, çok sıkı takip ettim burayı, ama yazmamak  ;D gibi bir totemim vardı  ;D
Kısa rotasyonumuz aldı son maçı bu bence, hani o kötü denilen kısa rotasyonu; o da atlanmasın  ;)

Son olarak,
Sabahtan beri gözlerim doluyor, İsmail Şenol'un yazısında bahsettiği o sahne aklıma geliyor, yine gözlerim doluyor, durup dururken gözlerim doluyor, ömrümde böyle olmadım ben yahu  :)



« Son Düzenleme: 21 Nisan 2015, 11:01:38 Gönderen: kingkoala »

Çevrimdışı kingkoala

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 17
  • Cinsiyet: Bay
    • @kingkoala1907
Ynt: Fenerbahçe Ülker Euroleague (2014-2015 Sezonu)
« Yanıtla #6171 : 21 Nisan 2015, 11:03:59 »
F4 bileti için ben de takipteyim,
İnşallah Hacı oluruz :)

Çevrimdışı kingkoala

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 17
  • Cinsiyet: Bay
    • @kingkoala1907
Ynt: Fenerbahçe Ülker Euroleague (2014-2015 Sezonu)
« Yanıtla #6172 : 21 Nisan 2015, 11:07:43 »
Bu arada şöyle bir şey var;
http://www.hftravel.com/tr/diger-sporlar/euroleague-final-four-2015-madrid-mac-turu-paketi
Ama kişi başı 5.500 TL civarı

Çevrimdışı Bukefalos

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1175
  • Cinsiyet: Bay
  • RWB0 & SC30
Ben seri öncesi tyus sıkıntı cıkarır gafletinde bulunmustum,
Vesely denilen adamı hic düşünmeden hem de..

Gecen sene Real madridi denize döken adamı, bizim psikopat :) denize döktü.
Seride illa bir kahraman secmem gerekirse -ki cok var- vesely derim.


Dün gece bjelica yokken ciddi bir süre kısa 5 ile oynadık ve adam resmen bogustu maccabinin atlet uzunlarıyla.
cok büyük oyuncu..
« Son Düzenleme: 21 Nisan 2015, 11:08:21 Gönderen: Bukefalos »
Ver Lester'e, yaz deftere

Çevrimdışı murat kaya

  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: EDREMİT-BALIKESİR
  • İleti: 2995
  • Cinsiyet: Bay
  • Deniz ve Sevgi Nehirin Babası
Cska maçından sonra Twiterda Gou ya söylenen şeylerden en saçma sapanı Twitterda tartıştığım zaatlardan birinden gelmişti..

''Ben hayatımda bu kadar tercih hatası yapan adam görmedim..10 sayı atsa 30 sayı yedirir..Bildiğin zarar''

Şimdi 3 LÜK ATMA SÖZ OLUR SOKAMAZSIN söz Olur u paylaşıyor...Riyakarlık paçalardan akıyor!
HaBaBaM GüM GüM GüM

Çevrimdışı emindesouza

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: Azerbaycan , Bakü
  • İleti: 2477
  • Cinsiyet: Bay
o son sette maccabi benchinden 3-4 kez goudelock goudelock sözünü duydum , obradoviç'in kesinlikle son topu bogdan'a kullandıracağınu düşündüm o an için , herkesin gou'ya yoğunlaşacağı aşikardı o yüzden bogdana çizer diye düşünmüşdüm ama Obra yine yaptı yapacağını..barca maçında melih ve bogdanı aynı anda sahada tutup yardım getirmelerini engelleyerek bomboş turnike şansı yarattı bjelica'ya , büyük koç demek hafif kalır obradoviçi özetleyecek kelime yok.

Çevrimdışı Bukefalos

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1175
  • Cinsiyet: Bay
  • RWB0 & SC30
O son top o kadar da kolay bir basket değil bence..
Biraz geç kalmıs olsa da Alexander önden, devin semith arkadan geliyor ve goudelock sol eliyle bırakıyor turnikeyi.
Ver Lester'e, yaz deftere

Çevrimdışı emindesouza

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: Azerbaycan , Bakü
  • İleti: 2477
  • Cinsiyet: Bay
Ben seri öncesi tyus sıkıntı cıkarır gafletinde bulunmustum,
Vesely denilen adamı hic düşünmeden hem de..

Gecen sene Real madridi denize döken adamı, bizim psikopat :) denize döktü.
Seride illa bir kahraman secmem gerekirse -ki cok var- vesely derim.


Dün gece bjelica yokken ciddi bir süre kısa 5 ile oynadık ve adam resmen bogustu maccabinin atlet uzunlarıyla.
cok büyük oyuncu..

vesely bize ilk geldiğinde istemeyenler vardı , spacing'de sorun yaratır falan deniyordu , spacing'in kitabını yazmış koç varken hem de ..neyse aldığı para üzerinden de giydirenler vardı , son cent'ine kadar helaldir vesely'nin parası.
bide bence bjelica 5. faülü almamış olsa son topu yine bjelica kullanırdı bence.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Sanirim Ahmet Ozokur, Final Four gelirse, seneye ciddi bir yatirim sozu vermisti.  Bundan sonra artik uzerine koya koya mukemmele dogru evriliriz. 

Çevrimdışı emindesouza

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: Azerbaycan , Bakü
  • İleti: 2477
  • Cinsiyet: Bay
Sanirim Ahmet Ozokur, Final Four gelirse, seneye ciddi bir yatirim sozu vermisti.  Bundan sonra artik uzerine koya koya mukemmele dogru evriliriz.

sadece iki oyuncu transferi bile bizi mükemmel takım yapar (bjelica'nın kalması şartıyla tabi)

sergio rodriguez ve kyle hines gelsin yeter başka kimseye gerek yok, sergio'yu çok istiyor galiba koç , ispanyol kaynaklarda da çıktı dedikodusu.  en büyük hediye o olur ülker'in obra'ya.