Aslında maçla ilgili bir değerlendirme yazmak isterdim ama loser falan gibi lafları görünce bununla ilgili bir şeyler yazmak istedim, bence bu tür ifadeler anlık bir üzüntüden kaynaklanmıyor, spora bakış açısında çok ciddi farklar var.
Bazılarımız aldığımız her galibiyet ya da yenilgide apayrı bir ruh haline bürünüyor, yenilgiye üzülmekten bahsetmiyorum, her yenilgide her şeyi kaybetme psikolojisine girme, her galibiyette kendimizi dev aynasında göre durumundan söz ediyorum, tabii resmi sitede yapılan her transferin dünya yıldızı olarak tanımlanması, sürekli olarak Avrupa'nın en büyük bütçesine sahipmişiz gibi yapılan tuhaf yayınlar vb. şeylerin de etkisi var belki ama oysa ki birkaç yıla yayılan uzun vadeli planlamalarda olması gereken şeyleri yaşıyoruz yalnızca, öte yandan bu takımın başarı kıstası bana göre lig şampiyonluğu+euroleague'de ilk sekiz, bunun altında kalırsak başarısız bulurum. Final four mevzuu sadece bütçeyle olacak şeyse bütçe ve kadro kalitesi olarak bizden daha iyi diyebileceğimiz en az üç takım var, bizimle kafa kafaya olan da iki-üç takım daha var.
Loserlık meselesi de bir tuhaf, şu takımın son bir buçuk yılda Obradoviç ile loser diye tanımlanmasına yol açacak bir maç aklıma gelmiyor. Belki Cumhurbaşkanlığı Kupası'ndaki Karşıyaka maçı, onun dışında bir şey yok, böyle bakarsak da geçen seneki Cumhurbaşkanlığı Kupası ya da lig şampiyonluğunun da bizi winner yapması gerekir ama Euroleague son 16 turunda grupta oynadığımız üçüncü maça göre takımı loser ya da winner ilan etmeyi gerçekten de anlaşılır bulmuyorum.