Barış etme eyleme, ne tip tqrafatari kastettigimi biliyorsun...basketbol topunu görse bomba zannedecek taraftarlar var..hele ki voleybol topunu uzaydan gelmiş cisim UFO falan zannederler...
Basketboldan hic anlamayan seyirci ile oynayacagima maçı, onun yarısı kadar pozisyon bilenlerle oynarım tribünde...bunda anlaşılmayacak birşey yok...
Nasıl çekirdek citleyenler tribünde kuru kalabaliksa,baskebolu bilmediğinden pozisyonlara gereken tepkiyi vermeyenlerde kuru kalabalık..
Yılmaz abi, iyi hoş da sen misin bunun belirleyicisi?
Bir bakışta anlıyor musun, kimin ne olduğunu? Ya da ne bileyim, salon girişinde sınava mı çekeceksin insanları? Senin bu bakış açınla kimsenin sinemaya, tiyatroya falan da gitmemesi gerek.
Misal bana kalsa, ben de şu yazdıklarını okuduktan sonra elimde olsa seni almam salona ama ne kazanırım seni kaybetmekten başka?
Basketbol topunu görse bomba sanarmış da, voleybol topunu görse UFO sanarmış...
Ligdeki Efes maçına giderken bir kardeşimiz denk geldi Marmaray'da. Maçın başlamasına bir saat falan var.
"Abi şimdi gitsem salona bilet bulur muyum?" dedi.
"Bulursun kardeşim" dedik.
"Peki ne kadardır abi, bende 15 TL var da yeter mi acaba?" dedi.
Bende de boşta bir tane bilet vardı, aşağı kat Fener tarafından.
Çıkarttım, verdim.
İndik Marmaray'dan, salona yürüyoruz. Baktık ters yola saptı.
"Nereye?" dedik.
"Abi eve gideyim de formamı giyip geleyim. Yakın hemen, beş dakika" dedi.
Maç çıkışı da gördük kendisini, hatta resim çektirdik beraber.
Şimdi ben bu kardeşimi isterse basketbol topunu ışın kılıcı zannetsin, salona sırtımda taşırım gerekirse.
Bırak tribünü, dünya üzerinde iki kişiden fazla sayıya sahip hiçbir kitleyi cetvel ile çizemezsin. Senin kafanın tribünlere dair canlandırdığı hayat gerçek olsa, insanlık tarihiyle büyükbaş hayvanlık tarihi arasındaki tek fark hangisinin daha fazla ot yiyeceği olurdu.
Kaldı ki "çekirdek çitleyenler" de artık yetersiz bir tabir, gereksiz bir aşağılama... Bu insanların katılımının "doğru şartlar gerçekleştiğinde" nasıl da sağlanabildiğini görüyoruz.