Gönderen Konu: Fenerbahçe / Basketbol Transfer Dosyası (Kasım 2013 - Aralık 2015)  (Okunma sayısı 4970216 defa)

0 Üye ve 76 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı emindesouza

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: Azerbaycan , Bakü
  • İleti: 2477
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14610 : 23 Aralık 2014, 19:08:27 »
İleti atarken aşağıda "giden kutusuna kayıt et " kutucuğu var..
ona tik at emin.. s ile değil  t ile :) ;)

ahaha tesekkurler abi gordum simdi..ben arka arkaya iki tane ozel mesaj yazdim ama giden kutusuna kayetmedim , gitmisdir dimi mesaj ?
tekrar gondermeye gerek var mi ?

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14611 : 23 Aralık 2014, 19:17:25 »
Bence bu hedef-başarı-başarısızlık konuları birbiri ile en sık karıştırılan kavramlar. Bu sadece bu forum veya basketbol özelinde değil hayatın diğer alanlarında da aynı şekilde karıştırılıyor.

Hedef tarifini nasıl yaptığınıza bağlı olarak başarı ve başarısızlık tanımlarınızı da oturtabilirsiniz. Önce kendinize ferdi olarak şu soruyu sorun: Benim için hedef, varılacak bir noktadan mı ibarettir yoksa o noktada süreklilik arz etmek midir? Başarı ile başarısızlık birbirinin zıddı değildir, birbirini tamamlayan unsurlardır. Nasıl ki birer insan olarak biz hayatımızın her alanında aynı şekilde başarılı değilsek kurumlar için de bu aynı şekilde geçerlidir.

Fenerbahçe Ülker'in hedefi nedir? 20xx-20xx sezonunda F4 oynamak mı? Genç oyuncu yetiştirmek mi? A Class oyuncuları kadrosuna alıp onlarla oynamak mı? Bunlardan hangisi hedef olursa olsun, bence hepsi geçici şeyler. Bana göre Fenerbahçe Ülker'in tek hedefi olmalıdır: Avrupa'nın elit basketbol kulüplerinden biri olmak.

Bu hedefin içine herşey girer. Hepsinin başı EL A Lisansına sahip olmaktır. Bugün bu güvence altına alınmıştır. Bir diğeri kendi tesislerine sahip olmaktır. Bugün Fenerbahçenin kendi antreman ve maç salonları vardır. Bir diğeri oyuncu üretimidir, bugün Fenerbahçe'nin altyapısı ama öyle ama böyle kendi kadrosuna beş oyuncu vermiş durumdadır. Bunların kimi kiralıktır, kimi kısıtlı sürelerde sahadadır. Ama bir şekilde kulüple bağları vardır. Mevcut organizasyonuyla Fenerbahçe, Türkiye'nin lider spor kulübüdür.

Bunlar işin kağıt üstündeki kısımlarıdır. Sportif olarak, kulüp her sezon şampiyonluk yarışı verir. Katıldğı tüm EL sezonlarında Top 16 yapmıştır, sadece bir kere top 8 yapabilmiştir. Kulüp bu sene de Top16da mücadele edecek.

Biraz da divan kurulu üyelerine pazarlama maksatlı gibi yazdığım bu satırların esas amacı sizlere ufak bir fikir vermektir. Bunların hiçbirinin olmadığı bir dönemi de bu kulüp yaşadı.  Emin olun yaşadı. İbrahim Kutluay'dan sonra uzun süre bırakın basketbolcu çıkarmayı, basket topu çıkaramadık. Haldun Alagaş'da maç oynadık.

Bu demek değildir ki eleştirilmeyecek, herşey kabullenilecek. eleştiri olmazsa olmazdır. Ama altyapıdan çıkan oyuncu kötü oynuyorsa bunun eleştirisi 'altyapıdan bi bok olmaz' değildir. Salonda seyirci maça gereken etkiyi gösteremiyorsa veya salonda abuk sabuk işler oluyorsa, buunun eleştirisi 'yıkın amk salonunu' veya bırakın bu salonu değildir. Ve nihayetinde kaybedilen hattta ağır kaybedilen bir maçtan sonra 'kapatın amk bu şubeyi' hiç değildir.

Taraftarın en büyük sorunu negatif opportunist pragmatizmdir. Bu şu anlama gelir:

20xx-20xx sezonunda play-off 1. turda elenilmesi büyük başarısızlıktır. Ama bir sonraki sezon şampiyon olunması 'olması gereken' olduğu için değersizdir.

İstenilen bir oyuncunun alınamaması başarısızlıktır ama alınmış bir oyuncu sıradan bir kişidir artık. Ama alındıktan sonra sıradanlaştırılan bu adamın sıradan performansı da gene başarısızlıktır.

Nihayetinde Top16ya kalınmasa büyük başarısızlık olacakken Top 8 başarı bile değildir.

Top 16 da başarıdır, Top 8 de başarıdır, Türkiye Şampiyonluğu da başarıdır, Cumhurbaşkanlığı Kupası da Türkiye Cup da hatta Gloria Cup da başarıdır. Ama bu başarıların tümü hedef yolunda günlük konulardır. Bu sene Final 4 yaptık diyelim (ki yapacağımıza inanmasak bu kadar külfete girip Madrid programı yapmayız) Hedefimize ulaşmış olacak mıyız? Eğer hedefe ulaşılmış olacaksa artık şubeyi sahiden kapatabiliriz. Elbette böyle bir şey olmayacak. Çünkü esas olan sürekli yukarıda olmaktır.

Bu sebeple hedef Final 4 diyen de bu sezon için Top 8 yeter diyen de aynı ölçüde haklı ama bir o kadar da haksızdır. İşin özü, ileri doğru atılan her adım başarıdır ama hiçbir başarı kusursuz değildir.

selamlar

Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14612 : 23 Aralık 2014, 20:37:05 »
@pikenrol;

Gönderdiğin girinin içeriğine hemen hemen, tamamen katılıyorum zaten. Mesele tam da o ayrım noktasında şekle bürünüyor. Evet, bu takımın koçu Obradovic ise her sezon hedefi F4 olabilir ki zaten uzun vadede oranın abonesi olabilirizi koç burada huzurluysa ve kalacaksa. Öte yandan tam bu hedefin koyulma anında "F4 harici başarısızlıktır" sloganı geliyor ki benim esas tepkim buraya. Kendi adıma hedefin ne koyulduğuyla asla ilgilenmem. Gidilebilen noktaya bakar yorum yaparım. Geçen sene başarısız değildik, bu sene de Top8 olmazsa başarısız olmayız benim fikrimce. Ama misal ben de önümüzdeki seneye artık koçun istediği kadronun %90'ına ulaşılmasını ve ciddi anlamda F4'ün zorlanmasını beklerim ama hiçbir zaman da koçun gitmesini istemem. Buraya gelip "bilmem ne sene F4 olmalı yoksa Obra gider/gitmeli/kredisi biter" gibi yorumlar gördükçe biz de insiyaki olarak fazla tepkili olabiliyoruz. En azından ben, kendi adıma.

Kısaca derdim hedef gösterilmesi değil başarı kriterinin hedefe ulaşılıp ulaşılamadığıyla sınırlı hale getirilmesidir, senin de belirttiğin üzere. Adım adım gitmek biraz klişe oluyor zaten. Ama gerçekçi hedef demek de biraz sınırlama oluyor, farkındayım. Esasında birileri çıkıp "CSKA istediğini alıyor, Barca oyuncu istifliyor, biz neden yapamıyoruz?" minvalinden konuşmasa sorun da olmayacak. Bütçe açısından şu aşamada CSKA ile nasıl boy ölçüşeceğiz? Elimizdeki genç, potansiyelli kadroyu birkaç senede yapılandırıp sonra düzenli olarak o seviyeyi korur hale gelmek gerek. Bir yapı oluşturmak gerek. Derdimiz bu...


Umut cok sukur, rublenin son performansi sayesinde CSKA ile transferde asik attigimiz gunleri de gorecegiz :)

Çevrimdışı fundamental

  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 693
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14613 : 23 Aralık 2014, 20:39:54 »
Bence bu hedef-başarı-başarısızlık konuları birbiri ile en sık karıştırılan kavramlar. Bu sadece bu forum veya basketbol özelinde değil hayatın diğer alanlarında da aynı şekilde karıştırılıyor.

Hedef tarifini nasıl yaptığınıza bağlı olarak başarı ve başarısızlık tanımlarınızı da oturtabilirsiniz. Önce kendinize ferdi olarak şu soruyu sorun: Benim için hedef, varılacak bir noktadan mı ibarettir yoksa o noktada süreklilik arz etmek midir? Başarı ile başarısızlık birbirinin zıddı değildir, birbirini tamamlayan unsurlardır. Nasıl ki birer insan olarak biz hayatımızın her alanında aynı şekilde başarılı değilsek kurumlar için de bu aynı şekilde geçerlidir.

Fenerbahçe Ülker'in hedefi nedir? 20xx-20xx sezonunda F4 oynamak mı? Genç oyuncu yetiştirmek mi? A Class oyuncuları kadrosuna alıp onlarla oynamak mı? Bunlardan hangisi hedef olursa olsun, bence hepsi geçici şeyler. Bana göre Fenerbahçe Ülker'in tek hedefi olmalıdır: Avrupa'nın elit basketbol kulüplerinden biri olmak.

Bu hedefin içine herşey girer. Hepsinin başı EL A Lisansına sahip olmaktır. Bugün bu güvence altına alınmıştır. Bir diğeri kendi tesislerine sahip olmaktır. Bugün Fenerbahçenin kendi antreman ve maç salonları vardır. Bir diğeri oyuncu üretimidir, bugün Fenerbahçe'nin altyapısı ama öyle ama böyle kendi kadrosuna beş oyuncu vermiş durumdadır. Bunların kimi kiralıktır, kimi kısıtlı sürelerde sahadadır. Ama bir şekilde kulüple bağları vardır. Mevcut organizasyonuyla Fenerbahçe, Türkiye'nin lider spor kulübüdür.

Bunlar işin kağıt üstündeki kısımlarıdır. Sportif olarak, kulüp her sezon şampiyonluk yarışı verir. Katıldğı tüm EL sezonlarında Top 16 yapmıştır, sadece bir kere top 8 yapabilmiştir. Kulüp bu sene de Top16da mücadele edecek.

Biraz da divan kurulu üyelerine pazarlama maksatlı gibi yazdığım bu satırların esas amacı sizlere ufak bir fikir vermektir. Bunların hiçbirinin olmadığı bir dönemi de bu kulüp yaşadı.  Emin olun yaşadı. İbrahim Kutluay'dan sonra uzun süre bırakın basketbolcu çıkarmayı, basket topu çıkaramadık. Haldun Alagaş'da maç oynadık.

Bu demek değildir ki eleştirilmeyecek, herşey kabullenilecek. eleştiri olmazsa olmazdır. Ama altyapıdan çıkan oyuncu kötü oynuyorsa bunun eleştirisi 'altyapıdan bi bok olmaz' değildir. Salonda seyirci maça gereken etkiyi gösteremiyorsa veya salonda abuk sabuk işler oluyorsa, buunun eleştirisi 'yıkın amk salonunu' veya bırakın bu salonu değildir. Ve nihayetinde kaybedilen hattta ağır kaybedilen bir maçtan sonra 'kapatın amk bu şubeyi' hiç değildir.

Taraftarın en büyük sorunu negatif opportunist pragmatizmdir. Bu şu anlama gelir:

20xx-20xx sezonunda play-off 1. turda elenilmesi büyük başarısızlıktır. Ama bir sonraki sezon şampiyon olunması 'olması gereken' olduğu için değersizdir.

İstenilen bir oyuncunun alınamaması başarısızlıktır ama alınmış bir oyuncu sıradan bir kişidir artık. Ama alındıktan sonra sıradanlaştırılan bu adamın sıradan performansı da gene başarısızlıktır.

Nihayetinde Top16ya kalınmasa büyük başarısızlık olacakken Top 8 başarı bile değildir.

Top 16 da başarıdır, Top 8 de başarıdır, Türkiye Şampiyonluğu da başarıdır, Cumhurbaşkanlığı Kupası da Türkiye Cup da hatta Gloria Cup da başarıdır. Ama bu başarıların tümü hedef yolunda günlük konulardır. Bu sene Final 4 yaptık diyelim (ki yapacağımıza inanmasak bu kadar külfete girip Madrid programı yapmayız) Hedefimize ulaşmış olacak mıyız? Eğer hedefe ulaşılmış olacaksa artık şubeyi sahiden kapatabiliriz. Elbette böyle bir şey olmayacak. Çünkü esas olan sürekli yukarıda olmaktır.

Bu sebeple hedef Final 4 diyen de bu sezon için Top 8 yeter diyen de aynı ölçüde haklı ama bir o kadar da haksızdır. İşin özü, ileri doğru atılan her adım başarıdır ama hiçbir başarı kusursuz değildir.

selamlar

ellerine sağlık hocam,her şeyine katılıyorum.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14614 : 23 Aralık 2014, 20:40:26 »
Bence bu hedef-başarı-başarısızlık konuları birbiri ile en sık karıştırılan kavramlar. Bu sadece bu forum veya basketbol özelinde değil hayatın diğer alanlarında da aynı şekilde karıştırılıyor.

Hedef tarifini nasıl yaptığınıza bağlı olarak başarı ve başarısızlık tanımlarınızı da oturtabilirsiniz. Önce kendinize ferdi olarak şu soruyu sorun: Benim için hedef, varılacak bir noktadan mı ibarettir yoksa o noktada süreklilik arz etmek midir? Başarı ile başarısızlık birbirinin zıddı değildir, birbirini tamamlayan unsurlardır. Nasıl ki birer insan olarak biz hayatımızın her alanında aynı şekilde başarılı değilsek kurumlar için de bu aynı şekilde geçerlidir.

Fenerbahçe Ülker'in hedefi nedir? 20xx-20xx sezonunda F4 oynamak mı? Genç oyuncu yetiştirmek mi? A Class oyuncuları kadrosuna alıp onlarla oynamak mı? Bunlardan hangisi hedef olursa olsun, bence hepsi geçici şeyler. Bana göre Fenerbahçe Ülker'in tek hedefi olmalıdır: Avrupa'nın elit basketbol kulüplerinden biri olmak.

Bu hedefin içine herşey girer. Hepsinin başı EL A Lisansına sahip olmaktır. Bugün bu güvence altına alınmıştır. Bir diğeri kendi tesislerine sahip olmaktır. Bugün Fenerbahçenin kendi antreman ve maç salonları vardır. Bir diğeri oyuncu üretimidir, bugün Fenerbahçe'nin altyapısı ama öyle ama böyle kendi kadrosuna beş oyuncu vermiş durumdadır. Bunların kimi kiralıktır, kimi kısıtlı sürelerde sahadadır. Ama bir şekilde kulüple bağları vardır. Mevcut organizasyonuyla Fenerbahçe, Türkiye'nin lider spor kulübüdür.

Bunlar işin kağıt üstündeki kısımlarıdır. Sportif olarak, kulüp her sezon şampiyonluk yarışı verir. Katıldğı tüm EL sezonlarında Top 16 yapmıştır, sadece bir kere top 8 yapabilmiştir. Kulüp bu sene de Top16da mücadele edecek.

Biraz da divan kurulu üyelerine pazarlama maksatlı gibi yazdığım bu satırların esas amacı sizlere ufak bir fikir vermektir. Bunların hiçbirinin olmadığı bir dönemi de bu kulüp yaşadı.  Emin olun yaşadı. İbrahim Kutluay'dan sonra uzun süre bırakın basketbolcu çıkarmayı, basket topu çıkaramadık. Haldun Alagaş'da maç oynadık.

Bu demek değildir ki eleştirilmeyecek, herşey kabullenilecek. eleştiri olmazsa olmazdır. Ama altyapıdan çıkan oyuncu kötü oynuyorsa bunun eleştirisi 'altyapıdan bi bok olmaz' değildir. Salonda seyirci maça gereken etkiyi gösteremiyorsa veya salonda abuk sabuk işler oluyorsa, buunun eleştirisi 'yıkın amk salonunu' veya bırakın bu salonu değildir. Ve nihayetinde kaybedilen hattta ağır kaybedilen bir maçtan sonra 'kapatın amk bu şubeyi' hiç değildir.

Taraftarın en büyük sorunu negatif opportunist pragmatizmdir. Bu şu anlama gelir:

20xx-20xx sezonunda play-off 1. turda elenilmesi büyük başarısızlıktır. Ama bir sonraki sezon şampiyon olunması 'olması gereken' olduğu için değersizdir.

İstenilen bir oyuncunun alınamaması başarısızlıktır ama alınmış bir oyuncu sıradan bir kişidir artık. Ama alındıktan sonra sıradanlaştırılan bu adamın sıradan performansı da gene başarısızlıktır.

Nihayetinde Top16ya kalınmasa büyük başarısızlık olacakken Top 8 başarı bile değildir.

Top 16 da başarıdır, Top 8 de başarıdır, Türkiye Şampiyonluğu da başarıdır, Cumhurbaşkanlığı Kupası da Türkiye Cup da hatta Gloria Cup da başarıdır. Ama bu başarıların tümü hedef yolunda günlük konulardır. Bu sene Final 4 yaptık diyelim (ki yapacağımıza inanmasak bu kadar külfete girip Madrid programı yapmayız) Hedefimize ulaşmış olacak mıyız? Eğer hedefe ulaşılmış olacaksa artık şubeyi sahiden kapatabiliriz. Elbette böyle bir şey olmayacak. Çünkü esas olan sürekli yukarıda olmaktır.

Bu sebeple hedef Final 4 diyen de bu sezon için Top 8 yeter diyen de aynı ölçüde haklı ama bir o kadar da haksızdır. İşin özü, ileri doğru atılan her adım başarıdır ama hiçbir başarı kusursuz değildir.

selamlar



Yazi yazdin mi boyle yazacaksin iste.  Basari kavrami uzerine cok guzel bir deneme olmus. 

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14615 : 23 Aralık 2014, 20:43:27 »
ahaha tesekkurler abi gordum simdi..ben arka arkaya iki tane ozel mesaj yazdim ama giden kutusuna kayetmedim , gitmisdir dimi mesaj ?
tekrar gondermeye gerek var mi ?
gitmiştir. merak etme.

Çevrimiçi Umut

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: Berlin
  • İleti: 3689
  • Cinsiyet: Bay
  • Обрадовић: беспрекорна командант
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14616 : 23 Aralık 2014, 20:50:48 »
Umut cok sukur, rublenin son performansi sayesinde CSKA ile transferde asik attigimiz gunleri de gorecegiz :)
Hehe, aynen öyle olacak gibi Besim. Bakalım saçmaya devam edebilecekler mi paraları?
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı furkanzengin

  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: istanbul-sarajevo
  • İleti: 171
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14617 : 23 Aralık 2014, 22:06:19 »
Hehe, aynen öyle olacak gibi Besim. Bakalım saçmaya devam edebilecekler mi paraları?

aslında durumu bayağı toparladılar 1 eur 47 48 seviyesindeydi şimdi 65 civarında bizdeki 2-80 ile 3 lira arası git gel yapması gibi durumlar. bir de doğalgaz mevzusu var tabi ruble ile satışları yaptıkları sürece 56 57 seviyesine düşmesi bekleniyor. he CSKA'nın sahiplerinin de serveti ruble olmadığı için çok koymamış olabilir bu dalgalanma
Naprijed Zmajevi Naprijed Bosno

Çevrimdışı Kutay

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1206
  • Cinsiyet: Bay
    • kutay_erkan
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14618 : 23 Aralık 2014, 22:09:16 »
Hehe, aynen öyle olacak gibi Besim. Bakalım saçmaya devam edebilecekler mi paraları?
Turkiye'de ekonomik kriz ihtimali de az degil yalniz, ki olursa bizi muhtemelen CSKA'dan daha kotu etkiler.
Burası Fenerbahçe. Burada "2010'da şampiyon olalım, 5 yıl sonra başarılı olalım." diye hedef belirlenemez. - Willie Solomon

Çevrimdışı akarship

  • Üye
  • Yaş: 57
  • Yer: Mersin-İskenderun
  • İleti: 2165
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14619 : 23 Aralık 2014, 22:09:45 »
abi ben küçükçekmecede oturuyorum tuzlaya çağırıyosun :((

İnsan sevdiği bir abisi için Fizana gider len bu da mazeretmi, özrün kabahatinden büyük :)

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14620 : 23 Aralık 2014, 22:09:55 »
aslında durumu bayağı toparladılar 1 eur 47 48 seviyesindeydi şimdi 65 civarında bizdeki 2-80 ile 3 lira arası git gel yapması gibi durumlar. bir de doğalgaz mevzusu var tabi ruble ile satışları yaptıkları sürece 56 57 seviyesine düşmesi bekleniyor. he CSKA'nın sahiplerinin de serveti ruble olmadığı için çok koymamış olabilir bu dalgalanma

Desene olan yine Gerard Depardieu'ye oldu. 

Çevrimdışı HakeemOlajuwon

  • Üye
  • Yaş: 30
  • Yer: İzmir
  • İleti: 252
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14621 : 23 Aralık 2014, 22:17:00 »
Heurtel büyük ihtimalle efese gidiyor.Bize gelmemesi iyi oldu , gou ve bogdan'dan rol çalacak değil de , gou ,bogdan ve özellikle  hickman'ı daha iyi kullanacak,ceza şutu olan, savunması iyi olan birisi lazım bize.

Çevrimdışı onee

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: İzmit-Denizli
  • İleti: 798
  • Cinsiyet: Bay
    • orhanyet
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14622 : 23 Aralık 2014, 22:17:52 »
heurtel bizimle ve efesle görüşüyomuş.biz çekilmişiz efesle büyük ihtimal anlaşacakmış. @trendbasket youtube canlı yayınında Misko Raznatovic söyledi.

Çevrimdışı emindesouza

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: Azerbaycan , Bakü
  • İleti: 2477
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14623 : 23 Aralık 2014, 22:24:59 »
israil basini mekel demis , ilgimiz var guya.
o kadar iyi oyuncu degil , dallas'dan hatirliyorum oyununu ..cok az sure aliyordu zaten. abartiliyor.
tek ozelligi iyi bir pasor olmasi , savunmasi kotu degil ama iyi de degil..sutuna da guvenilmez , bos atislari sokar ancak , o da belki.
« Son Düzenleme: 23 Aralık 2014, 22:38:18 Gönderen: emindesouza »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #14624 : 23 Aralık 2014, 22:32:20 »
Rusya'daki kriz Rusya'dan çok başka yerleri vuracak diyenler de var. Aranızda ekonomist var mı bilmiyorum ama şu yazı oldukça dikkatimi çekti. Şunun için paylaşıyorum ki, transfer hayalleri kurmasına kuralım ama 2015'te 1930 krizini andıracak bir dünya veya büyük harpleri anımsatacak boğazlaşmalar olabilir. Neyse, yazı PROF.DR.METE GÜNDOĞAN'a ait... Özellikle Besim'in düşüncelerini merak ediyorum. İngiltere'den nasıl görünüyor buralar?

İşte, yazı:

Putin, yakın geçmişteki bir konuşmasında, ‘eğer beş yıl boyunca petrolün varili 100 doların üzerinde olmaya devam ederse, Rusya için düşündüğümüz bütün projeleri gerçekleştirebiliriz demişti. Tabi elbette bunu Batı da bilir. Rusya’nın çok güçlenmesi onların işine gelmez. Hem, Rusya’nın petrol/gaz gelirleri üzerinden ayakta durması, İran’ın ayakta durmasına benzemez.
Petrol fiyatları üzerinden Rusya’yı terbiye edebileceklerini zannedenler çok büyük bir yanılgı içerisine girmiş olurlar. Batı, petrol/gaz fiyatlarını düşürüyor diyemeyiz elbette. Ancak, dünyada petrol/gaz kontratları üzerinden istedikleri spekülasyonları yapabileceklerini biliyoruz. Hâlihazırda 2040’da teslim görecek petrolün kâğıtları bile piyasada dolaşımdadır. Ne demek istediğimi buradan anlayabilirsiniz.
AB/D bütünleşik atılımının ne manaya gelebileceğini anlamak için Rusya ve AB/D’nin makroekonomik sağlıklarına bakmak gerekir. Ana hatları ile önce bunlara bakalım.
ABD’nin toplam borcu yaklaşık 18 trilyon dolardır. AB’nin ise 15 trilyon dolar. Her ikisinin birden toplam borcu yaklaşık 30 trilyon dolar eder. Bu borçların milli gelire oranları da oldukça yüksektir. AB’nin borçlarının milli gelire oranı %91, ABD’ninki ise %72 civarındadır. Ortalama büyüme hızları %2’nin altındadır. İşsizlik oranları yüksek ve kısa vadede ne borçlarını ne de işsizliği çözebilecek bir programları yoktur. Yüksek yaşam standartlarına alışmış Batı halklarının beklentileri de yüksektir. Bu beklentilerinin aptalca politikalar karşısında heba olduğunu görürlerse sokakları işgal edeceklerdir. Halkın gücü/direnişi karşısından kimse ya da hiçbir iktidar duramaz. Kısacası AB/D’li idarecilerin bırakın finansal stratejik saldırı yapmayı, hapşırırken dahi defalarca düşünmeleri gerekir.
Diğer taraftan, Rusya’nın dış borcu 678 milyar dolardır. Bunun milli gelire oranı ise %10 civarındadır. Bu da Rusya’nın herhangi bir sıkıntı karşısında kendi iç ekonomisini rahatlıkla çevirebileceğini gösterir. Halk günlük ekonomik rutinleri bozulmadığı müddetçe de hükümetlerini büyük sıkıntılara sokacak eylemlere girişmeyecektir. Bunun yanı sıra, ayrıca, Rusya Finans Bakanlığının kontrolünde yaklaşık 172 milyar dolarlık bir refah fonu mevcuttur. Bu zamana kadarki petrol/gaz gelirleri fonun en büyük kaynağını oluşturuyordu. Rusya Merkez Bankası rezervleri ise 417 milyar dolar civarındadır.
Dahası, Rusya’nın uzun soluklu bir dış (temelde Batı dünyasına) dünyaya kapanarak işlerini idare etme tecrübesi vardır. Bu yanlıştır doğrudur ayrı bir mesele, ama böyle bir tecrübesi mevcuttur.
Şimdi petrol fiyatları hızla düşmeye başlayınca bu ilk bakışta ihracat gelirlerinin büyük bölümünü petrol/gaz’dan elde eden Rusya’nın aleyhine gibi gözüküyor. Nitekim Rusya da bu düşüş karşısında bir hamle yaptı. 17 Aralık’ta, Merkez Bankası faizleri %10.5’dan %17’ye yükseltti. Buna bağlı olarak ruble %20’den fazla değer kaybetti. Ruble değer kaybederken ABD doları değer kazanmaya devam ediyor.
Burada gözden kaçırmamamız gereken bir husus var. Rusya, petrol ve doğal gaz satışını değer kazanan dolardan yapıyor. Putin, rublenin değerini kasıtlı olarak düşürüyor. Eskisi gibi olmasa da, göreceli olarak yüksek kazanç elde etmeye devam edecek. Ruble düştüğü için ithalatını olumsuz ihracatını ise olumlu etkileyecek. Bu da onun ticaret açığını olumlu etkileyecektir.
Diğer yandan OPEC, ham petrolün değerini 40 dolarlara kadar çekebileceğini ifade etti. Evet, bu Rusya için kötü haber ancak ABD için daha kötü bir haber. Rusya üretime devam edeceğini ve miktarları daha da artıracağını açıkladı. ABD’de ise, petrol fiyatları 100 dolarlara ulaşınca ekonomik olmayan kuyular ve kayagazı ekonomik hale gelmişti. Şimdi petrol varili 60 doların altına düşerse bunların hepsi kapanacaktır. Bu da ABD de milyonlarca yeni işsiz demektir. Obama yönetiminin buna dayanabilecek ne gücü ne de stratejisi bulunmaktadır.
Neticede, AB/D sırça köşkte oturmaktadır. Yanındaki taştan yapılı evin camına taş atmaya çalışmaktadır ama karşılıklı taşlar atılmaya başlanırsa, bundan en büyük zararı AB/D görecektir.
Pekiyi, bizim çocuklar! Siz ne yapıyorsunuz?
Bu potansiyel gerginliği ülkemiz için kinetik enerjiye çevirebilecek gücünüz ya da stratejiniz var mı? Bu işin sonu neticede bölgesel bir savaşa kadar uzanabilir. Bunları görebiliyor musunuz?
Yoksa hâlâ, gazete köşelerinden topladığınız bilgileri ekonomik stratejik rapor diye takdim etmeye devam mı ediyorsunuz?
Tepeden bir taş yuvarlandı. Durur mu durmaz mı şimdiden bilemiyoruz. Ancak bize ulaşırsa çığ olmuş olacak! Bizden söylemesi.
Çok geç olmadan uyanın!
Tabi bu analizimizi mevcut para sisteminin cari olması durumuna göre yaptık. Ancak, mevcut para sistemi borca dayalı olmaktan çıkarılıp da üretilen mal ve hizmetlerin bir ölçüsü ve mizanı haline getirilirse bütün kurgu değişir.


Prof.Dr.Mete Gündoğan