Gönderen Konu: NBA Tarihi ve Efsaneler  (Okunma sayısı 52600 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı göktürk77

  • Üye
  • Yer: ötüken ormanından
  • İleti: 260
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #75 : 12 Haziran 2016, 19:20:03 »
Hakan abi bu konudaki yazılarını zevkle okudum yalnız bir şey sorabilirmiyim lattrel sprewell hakkında ne düşünüyorsun abi

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #76 : 12 Haziran 2016, 19:39:21 »
Hakan abi bu konudaki yazılarını zevkle okudum yalnız bir şey sorabilirmiyim lattrel sprewell hakkında ne düşünüyorsun abi

Çok yetenekliydi ama herkesin bildiği gibi tahtalar kırıktı. Bileği düzgün, atletik ve top hakimiyeti yerinde... Yani mesela Wade'in yapıp onun yapamadığı ne vardır? Hatta üçlüğü Wade'den çok daha iyidir. Ama keskin sirke küpüne zarar bir agresiflik ve kontrolsüz güç... Hep merak ederim, mesela Phill Jackson'la çalışma şansı bulsa bugün nerede olurdu? Yıllar geçse bile unutulmayanlardan... Allan Hosuton, Larry Johnson, Sprewell... Keyifti onları izlemek. Her ne kadar ben Alonzo Mourning hayranı olduğum için o meşhur ve kan akan Miami - New York serilerinde tam karşılarında olsam da... Çok canımızı acıttılar o yıllar... :D

Çevrimdışı göktürk77

  • Üye
  • Yer: ötüken ormanından
  • İleti: 260
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #77 : 12 Haziran 2016, 21:04:58 »
abi hatırlatmak adına bir video ekleyeyim nasıl bir delici forvet nasıl olurun cevabıdır benim için

https://youtu.be/hsaYHiuCnIU

Çevrimdışı ayhan

  • Üye
  • Yaş: 47
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 4513
  • Cinsiyet: Bay
    • @ab_1907
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #78 : 12 Haziran 2016, 23:28:58 »
Hakan hocam, twiter da 11 haziran da oynanan bir finalle ilgili birşeyler vardı, yarın linki kopyalayacağım. Senin bilgin varmı bu konuda ?

Çevrimdışı ayhan

  • Üye
  • Yaş: 47
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 4513
  • Cinsiyet: Bay
    • @ab_1907
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #79 : 12 Haziran 2016, 23:45:27 »
https://twitter.com/trendbasket/status/741907539781095424

The flu game imiş günün önemi, ama detayları bilmiyorum.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #80 : 13 Haziran 2016, 00:42:41 »
https://twitter.com/trendbasket/status/741907539781095424

The flu game imiş günün önemi, ama detayları bilmiyorum.

1997 finalleri 5. maç... Chicago Bulls - Utah Jazz oynuyor. Seri 2-2. Jordan hasta ve 38 dereceyi geçen ateşi var. Doktorlar oynayamaz diyor. Kimseyi dinlemiyor ve maça çıkıyor. Her molada kenara alınıp alnına havlu filan koyuyorlar ve ateşini kontrol ediyorlar. Maçı 38 veya 39 sayı ile tamamlıyor ve takımına kazandırıyor. Seride 3-2 öne geçiyorlar. Maç bitimi ayakta duracak hali yoktur ve Pippen'ın kollarında sahayı terk ediyor.

Jordan kafayı kazanma hırsıyla bozmuş bir ruh hastasıydı. Kaybetmek onun için ölümün diğer adı gibiymiş. Phill Jackson bundan çok bahseder. "Hastaydı" der. "Onun motivasyona değil, sakinleştirilmeye ihtiyacı vardı" gibi şeyler söyler. Zira hiç kimsenin kimseyi motive edemeyeceği kadar kendiliğinden motive zaten. :)
« Son Düzenleme: 13 Haziran 2016, 00:45:22 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Kutay

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1206
  • Cinsiyet: Bay
    • kutay_erkan
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #81 : 13 Haziran 2016, 01:12:18 »
Flu Game tam bir modern zaman efsanesi, olağanüstü bir olay. Bir benzerini Nowitzki 2011 final serisinde sergiledi.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk

Burası Fenerbahçe. Burada "2010'da şampiyon olalım, 5 yıl sonra başarılı olalım." diye hedef belirlenemez. - Willie Solomon

Çevrimdışı Semazen

  • Üye
  • Yaş: 61
  • Yer: Antalya-Alanya
  • İleti: 1637
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #82 : 13 Haziran 2016, 09:44:36 »
1997 finalleri 5. maç... Chicago Bulls - Utah Jazz oynuyor. Seri 2-2. Jordan hasta ve 38 dereceyi geçen ateşi var. Doktorlar oynayamaz diyor. Kimseyi dinlemiyor ve maça çıkıyor. Her molada kenara alınıp alnına havlu filan koyuyorlar ve ateşini kontrol ediyorlar. Maçı 38 veya 39 sayı ile tamamlıyor ve takımına kazandırıyor. Seride 3-2 öne geçiyorlar. Maç bitimi ayakta duracak hali yoktur ve Pippen'ın kollarında sahayı terk ediyor.

Jordan kafayı kazanma hırsıyla bozmuş bir ruh hastasıydı. Kaybetmek onun için ölümün diğer adı gibiymiş. Phill Jackson bundan çok bahseder. "Hastaydı" der. "Onun motivasyona değil, sakinleştirilmeye ihtiyacı vardı" gibi şeyler söyler. Zira hiç kimsenin kimseyi motive edemeyeceği kadar kendiliğinden motive zaten. :)

Gerçekten etkileyici bir hikaye.
Bir insanın efsane olabilmesi için sadece sportif yeteneği değil, böyle karakteri olursa anlam kazanıyor.

Ben Nba takip etmediğim için bu bölüme fazla uğramıyordum. İyi ki bugün uğramış ve bu hikayeyi öğrenmiş oldum.

Nba denilince aklımda kalan bölük pörçük şeyler var. Onlar da; Kareem Abdul Cabbar (O kel kafası ve gözlüklü hali nasıl hatırlanmaz) Larry Bird (O kadar siyahi oyuncu içerisinde fark edilmesinden dolayı) Karl Malone (Postacı lakabından dolayı) Magic Johnson (1991 yılında Hiv virüsü taşıdığı açıklanması ile basketbolu bırakıp, tekrar dönmesi ve çalkantılı hayatı) Scottie Pippen (Kendisine has yüz şekli ile nedense hafızama kazınmış) son olarak ta Hakeem Olajuwon. Olajuwon kimdir, nasıl oyuncudur, fiziği nasıldır bilmiyorum ama nedense onun ismi de Pippen gibi hafızama kazınmış.

Son dönemde Mehmet Okur, Hidayet ve öncesi ve sonrasındaki Türk oyuncular haricinde Nba denilince aklıma bunlar geliyor.

Edit: Elbette Dennis Rodman. O yeşil ve renkli saçları nasıl unutulur :)
« Son Düzenleme: 13 Haziran 2016, 09:47:44 Gönderen: Semazen »
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #83 : 13 Haziran 2016, 10:45:49 »
Semazen hocam, Magic Johnson'ın çalkantılı hayatı derken, belirtmek zorundayım ki, hani şöyle anlaşılmasın, öyle skandal bir hayatı yoktu. Her daim örnek alınacak profesyonel bir sporcuydu. En verimli çağında, henüz 32 yaşında iken HIV virüsüne yakalandığının fark edilmesi dışında spor dışı hadiselerle gündeme gelmedi. Fakat şimdi bile peşini bırakmayan (HIV virüsüne rağmen etrafında arı gibi dolaşan) yüzlerce kadından birisinden kaptığı virüs ne yazık ki, bu gelmiş geçmiş en ÖZEL oyuncuyu (en büyük demiyorum, en ÖZEL ve BENZERSİZ diyorum; en büyük olan Jordan'dır) en verimli olduğu çağda parkelerden uzaklaştırdı.

Hakeem Olajuwon bir pivota ne lazımsa hepsine sahipti. Ayak hareketlerinin kusursuzluğu ile kendisine Dream (Rüya) lakabını takmışlardı. Onun adını hatırlamanız güzel. Sizin için paylaşıyorum aşağıdaki videoyu. :)


https://www.youtube.com/watch?v=_m8OeZWbcOE
« Son Düzenleme: 13 Haziran 2016, 10:48:33 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Semazen

  • Üye
  • Yaş: 61
  • Yer: Antalya-Alanya
  • İleti: 1637
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #84 : 13 Haziran 2016, 10:58:15 »
Semazen hocam, Magic Johnson'ın çalkantılı hayatı derken, belirtmek zorundayım ki, hani şöyle anlaşılmasın, öyle skandal bir hayatı yoktu. Her daim örnek alınacak profesyonel bir sporcuydu. En verimli çağında, henüz 32 yaşında iken HIV virüsüne yakalandığının fark edilmesi dışında spor dışı hadiselerle gündeme gelmedi. Fakat şimdi bile peşini bırakmayan (HIV virüsüne rağmen etrafında arı gibi dolaşan) yüzlerce kadından birisinden kaptığı virüs ne yazık ki, bu gelmiş geçmiş en ÖZEL oyuncuyu (en büyük demiyorum, en ÖZEL ve BENZERSİZ diyorum; en büyük olan Jordan'dır) en verimli olduğu çağda parkelerden uzaklaştırdı.

Hakeem Olajuwon bir pivota ne lazımsa hepsine sahipti. Ayak hareketlerinin kusursuzluğu ile kendisine Dream (Rüya) lakabını takmışlardı. Onun adını hatırlamanız güzel. Sizin için paylaşıyorum aşağıdaki videoyu. :)


https://www.youtube.com/watch?v=_m8OeZWbcOE

Video için teşekkürler. 2:10 itibaren 4 kişinin arasında yaptığı hareket rakip için ağır tahrik olmuş :)

Magic J. için "çalkantılı hayat" tan kastım, aklımda kaldığı kadarı ile hiv virüsünden dolayı takım arkadaşları kendisini dışladılar ve o da basketbola bir süre ara vermek zorunda kaldı. Sonrasında tekrar döndü vs. 

Demek istediğim; İnsanın en zor zamanlarında, en yakınları ve güvendikleri tarafından bu şekilde dışlanması çok zor olmalı. Ve o dönem onun için oldukça zor ve çalkantılı olmalı.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #85 : 13 Haziran 2016, 11:08:12 »
Yok, dışlama olmadı. Herkes çok üzüldü. Daha bir hafta önce HIV sebebiyle çok ünlü bir aktör ölmüştü. Kameraların karşısına geçip gülümseyerek kanında virüs çıktığını ve artık sportif başarı yerine yaşam savaşını kazanmak için mücadele edeceğini açıkladığında herkes şok oldu. Henüz lig başlamamıştı. 1991 Ekim. Ama sevenleri ona öyle sahip çıktı ki, basketbola ara vermesine rağmen en fazla oyu alarak 1992 all-star kadrosuna ilk sıradan seçildi. Maça bir kaç gün kalmasına rağmen kimse bilmiyordu bu davete icabet edip etmeyeceğini. Aylardır eline top almamıştı. Maça çıktı ve tarihin en unutulmaz all-star resitallerinden birisini sundu. Basketbolun neleri kaybettiğini bir kere daha hatırlattı. MVP oldu. Bu performansından bir kaç ay sonra ise Barcelona Olimpiyat kadrosu (tarihin ilk ve orjinal ve belki de tek gerçek Dream Team'i) kurulacağı sırada yine Magic'siz Dream team olmaz kampanyalarına kayıtsız kalamadı ve basketbolu bırakalı bir sezon olmasına karşın 92 Barcelona'da dünyaya müthiş bir resital daha sundu. 4 sene sonra 1996 sezonunun son iki ayında da biraz şişmanlamış olarak kısa bir dönüş yaptı ama bu defa 2:06'lık bir oyun kurucu olarak değil, 4 numara pozisyonunda... İçinde az biraz sihir kalmıştı.

Onun tek aldığı tepki halk oyu ile rekor kırarak 92 all-star kadrosuna seçildiğinde, Karl Malone'un Hiv virüsü taşıyan birisi ile aynı maçta oynamak istemediği, kendisine de bulaşırsa ne olacağı gibi cahilce bir demeciydi; o da bütün dünya kamuoyundan korkunç bir tepki aldı ve Malone söylediğine söyleyeceğine pişman oldu.

Çevrimdışı Semazen

  • Üye
  • Yaş: 61
  • Yer: Antalya-Alanya
  • İleti: 1637
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #86 : 13 Haziran 2016, 11:10:09 »
Aklıma gelmişken, çalkantılı hayat demişken sanırım yukarıdaki isimler içerisinde en uygunu Dennis Rodman.

Aslında onun için çalkantılı hayattan ziyade "çılgın hayat" demek daha doğru olur. Düşünsenize, bir keresinde 1.500 civarında kadınla birlikte olduğunu açıklamasının yanı sıra, evlendiğinin ertesi günü boşanmak istemesi ve gerekçesini de "O gece sarhoştum, hatırlamıyorum" ile yapan ve yine Madonna ile geçirdiği bir geceden sonra "hiç bir numarası yokmuş..." diyen bir insan :)
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Çevrimdışı Semazen

  • Üye
  • Yaş: 61
  • Yer: Antalya-Alanya
  • İleti: 1637
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #87 : 13 Haziran 2016, 11:15:12 »
Yok, dışlama olmadı. Herkes çok üzüldü. Daha bir hafta önce HIV sebebiyle çok ünlü bir aktör ölmüştü. Kameraların karşısına geçip gülümseyerek kanında virüs çıktığını ve artık sportif başarı yerine yaşam savaşını kazanmak için mücadele edeceğini açıkladığında herkes şok oldu. Henüz lig başlamamıştı. 1991 Ekim. Ama sevenleri ona öyle sahip çıktı ki, basketbola ara vermesine rağmen en fazla oyu alarak 1992 all-star kadrosuna ilk sıradan seçildi. Maça bir kaç gün kalmasına rağmen kimse bilmiyordu bu davete icabet edip etmeyeceğini. Aylardır eline top almamıştı. Maça çıktı ve tarihin en unutulmaz all-star resitallerinden birisini sundu. Basketbolun neleri kaybettiğini bir kere daha hatırlattı. MVP oldu. Bu performansından bir kaç ay sonra ise Barcelona Olimpiyat kadrosu (tarihin ilk ve orjinal ve belki de tek gerçek Dream Team'i) kurulacağı sırada yine Magic'siz Dream team olmaz kampanyalarına kayıtsız kalamadı ve basketbolu bırakalı bir sezon olmasına karşın 92 Barcelona'da dünyaya müthiş bir resital daha sundu. 4 sene sonra 1996 sezonunun son iki ayında da biraz şişmanlamış olarak kısa bir dönüş yaptı ama bu defa 2:06'lık bir oyun kurucu olarak değil, 4 numara pozisyonunda... İçinde az biraz sihir kalmıştı.

Onun tek aldığı tepki halk oyu ile rekor kırarak 92 all-star kadrosuna seçildiğinde, Karl Malone'un Hiv virüsü taşıyan birisi ile aynı maçta oynamak istemediği, kendisine de bulaşırsa ne olacağı gibi cahilce bir demeciydi; o da bütün dünya kamuoyundan korkunç bir tepki aldı ve Malone söylediğine söyleyeceğine pişman oldu.

Doğrudur. Dediğim gibi, ben sizin kadar takip  etmediğim için aklımda kalan bölük pörçük bilgileri paylaştım. Ve bugün böylece bu işin de doğrusunu öğrenmiş oldum.

Benim aklımda yanlış kalmasının sebebi, o yıllarda okumuş olduğum bir haberde hastalığı nedeni ile arkadaşlarının kabul etmediği ve onun da basketbolu bırakmak zorunda kaldığına dair bir şeylerdi.  Belki Karl Malone'nin olayını ben takım arkadaşları olarak anlamışımdır.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #88 : 13 Haziran 2016, 11:17:48 »
Aklıma gelmişken, çalkantılı hayat demişken sanırım yukarıdaki isimler içerisinde en uygunu Dennis Rodman.

Aslında onun için çalkantılı hayattan ziyade "çılgın hayat" demek daha doğru olur. Düşünsenize, bir keresinde 1.500 civarında kadınla birlikte olduğunu açıklamasının yanı sıra, evlendiğinin ertesi günü boşanmak istemesi ve gerekçesini de "O gece sarhoştum, hatırlamıyorum" ile yapan ve yine Madonna ile geçirdiği bir geceden sonra "hiç bir numarası yokmuş..." diyen bir insan :)


Boş verin hocam o maymunu. :D

Dikkat çekmek için yapmayacağı soytarılık olmayan bir zibidi. Jordan bile takım arkadaşı iken verdiği bir röportajda, ki dönemin Türkiye'de yayınlanan Fast Break dergilerinde mevcut bir röportajdır, bizzat onun için şakayla karışık "orospu çocuğu" ifadesini kullanmıştır. Ki Rodman'ın buna tepki göstereceğini de hiç sanmam. Belki gündem olmak için "bu ifadeyi kullan" teklifi kendisinden dahi gitmiş olabilir. Hiç şaşırmam.  ;D

Ama gerçek bir ribaunt canavarı ve rakibin kafasına giren tam bir pislikti. Bildiğin süzme... Her takıma çok değil, bir tane lazım. :)
« Son Düzenleme: 13 Haziran 2016, 11:28:47 Gönderen: Hakan Yaman »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
« Yanıtla #89 : 13 Haziran 2016, 11:25:22 »
Bu arada, 1992 Barcelona Olimpiyatlarındaki  Dream Team; tarihin ilk ve orjinal Dream Team'i demiş iken... Şu belgeseli keşke birisi alt yazı ile yayınlasa... Daha önce TRT'de Olimpik Magazin diye bir programda Türkçe seslendirme yayınlanmıştı benzer bir belgesel ama bu kadar kapsamlı değildi. Bir de Ntv Spor ilk kurulduğu günlerde başka bir Dream team belgeseli yayınlamıştı, o da bu kadar kapsamlı değildi.


https://www.youtube.com/watch?v=3oCt7yWwHL8
« Son Düzenleme: 13 Haziran 2016, 11:27:15 Gönderen: Hakan Yaman »